|
Şirkete verilen borca 3 ayrı vergi var
Şükrü Kızılot - skizilot@yaklasim.com 26
Temmuz 2006 Çarşamba - Hürriyet
YENİ kurumlar vergisi kanunu ile şirkete borç verme olayı zorlaştı. Özellikle
belli tutarın üzerinde borç verenler, verdiklerine vereceklerine pişman
olacaklar. Çünkü şirkete verilen borç, belli sınırı aştığında, "örtülü sermaye"
sayılacak ve daha önce bir vergi alınırken, şimdi üç ayrı vergi alınacak.
İşin ilginç yönü, yeni Kurumlar Vergisi Kanunu 21 Haziran 2006 tarihinde
yürürlüğe girmesine rağmen örtülü sermaye ile ilgili vergiler, "geriye dönük"
borçlanmalar içinde istenecek!..
OLAY NE?
Önce, bilmeyenler için "örtülü sermaye"ne demek, onu açıklayalım. Olay şu;
Bir şirketin paraya ihtiyacı olduğunda; ya sermaye artırımına gider ya da
bankadan veya ortağından borç para alır.
Sermaye artırılırsa ya da bankadan kredi kullanılırsa sorun yok. Ancak, anonim
ya da limited şirket ortağı, şirketin sermayesini artırma yerine şirkete borç
para veriyor şirkette ona faiz ödüyorsa, buna "örtülü sermaye" deniliyor. Kanun
koyucu "Arkadaş, madem paran vardı, bu parayı niye ortağı olduğun şirkete
sermaye olarak koymadın da borç verip faiz alıyorsun?" diyor ve faizi gider
olarak kabul etmiyor.
Eski Kurumlar Vergisi Kanunu’nda da uygulama bu yöndeydi (KVK Md. 15 ve 16),
yeni Kurumlar Vergisi Kanunu’nda da... (Md 11/1-6 ve Md. 12)
Yeni Kurumlar Vergisi Kanunu’nda örtülü sermaye, daha önceki bazı olumsuzlukları
da giderecek şekilde düzenlendi. Yeni sistemde, örtülü sermaye olarak
vergilendirme için, iki koşul aranıyor:
1. Borçlanmanın, şirketin ortaklarından ya da ortaklarıyla ilişkili kişilerden
yapılması gerekiyor (Ortağın ya da ortakların şirketteki hissesinin de en az
yüzde 10 olma koşulu aranıyor).
2. Kullanılan borcun, şirketin dönem başındaki öz sermayesinin üç katını geçmesi
gerekiyor. (Bu konunun teknik ayrıntıları için Bkz. Şükrü KIZILOT, "Yeni
Kurumlar Vergisi Kanunu’nda Örtülü Sermaye", Yaklaşım Dergisi, Ağustos 2006,
www.yaklasim.com).
VERGİ VE CEZASI
Örtülü sermaye olayının tespiti durumunda;
1. Alınan borcun faiz, kur farkı ve benzeri giderleri, "kanunen kabul edilmeyen
gider" kabul edilip, cezalı vergisi alınacak (KVK Md. 11/1-b).
2. Kur farkı hariç, faiz ve benzeri ödemeler veya hesaplanan tutarlar, örtülü
sermaye koşullarının gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibariyle,
"dağıtılmış kar payı" kabul edilecek. Böyle olunca da "yüzde 15 stopaj"
yapılacak (KVK Md.12/7).
3. Bu kar payı, elde edenler için de "menkul sermaye iradı" sayılacak. Borç
veren gerçek kişi ortak, bu geliri beyan edip, gelir vergisi ödeyecek. Beyan
etmemiş ise, cezalı olarak gelir vergisi tarh edilecek.
Görüldüğü gibi, yeni Kurumlar Vergisi Kanuna göre, şirkete verilen borcun "üç
ayrı vergisi" var.
GEÇMİŞ YILLAR NE OLACAK?
Örtülü sermaye olayında, üç ciddi sorun var.
1. Bir olayda, "üç ayrı vergi", hatalı bir uygulama. Mutlaka düzeltilmeli.
2. Yasa 21 Haziran 2006 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı. Yeni örtülü sermaye
uygulaması ise, geriye dönük olarak 1.1.2006’dan itibaren yürürlüğe girdi.
Burada, 21 Haziran öncesi "örtülü sermaye sayılmayan" bir olayın, sonradan
geriye dönük yürürlüğe girmesi, hukuka aykırı...
3. Yeni yasa ile getirilen ve örtülü sermaye sayılmayan, bazı uygulamalar var.
Örneğin, öz sermayenin üç katını aşmayan borçlanmalar gibi... Daha önce, böyle
bir uygulama yoktu. O halde, yeni yasa öncesi bunun aksine tarh edilen vergi ve
kesilen cezalarda, "yasaların mükellef lehine olan hükümlerinin uygulanması"
esas olmalı. Bunun için hiç değilse henüz ödenmemiş olanların, ek bir yasa
maddesi ile silinmesi ya da düşük oranlı bir vergi ve ceza ile ortadan
kaldırılmasında yarar var. Aksi halde, aynı fiil; farklı yorum ve uygulama
nedeniyle geçmişte hatalı vergilendirilmiş olur.
Örtülü sermaye konusunun, gözden geçirilip "ince ayar" bir geçici düzenleme
yapılmasında yarar var...
İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve
Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|