|
Fenerli patron Galatasaraylı işçiyi attı,
Yargıtay’dan ’dönsün’ çıktı
Şükrü Kızılot - skizilot@yaklasim.com - 02 Eylül 2007 Pazar - Hürriyet
ERDİNÇ Ulu, hasta bir Galatasaraylı.
Özellikle Galatasaray’ın galip geldiği haftalarda, mutluluktan uçuyor...
İşin ilginç yönü, şoför olarak çalıştığı işyerinin patronları da hasta
Fenerbahçeli...
Geçen yıl, Fenerbahçe’nin Denizlispor ile berabere kalıp, şampiyonluğu eliyle
Galatasaray’a teslim ettiğinin ertesi günü, işyerine Galatasaray formasını giyip
öyle gidiyor.
ORTALIK KARIŞIYOR
Patronlar, kıyafetinin işyerine uygun olmadığı konusunda uyarıp, formayı
çıkarmasını istiyorlar ancak Ulu formayı çıkarmıyor. Bu arada ufak bir tartışma
da yaşanıyor.
Ertesi gün de yine Galatasaray forması ile işe gelince, patronlar yazılı olarak
uyarıda bulunuyorlar. Ardından "işyeri kurallarına ve disiplinine uymadığı"
gerekçesiyle, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca, geçerli fesih
nedeni oluştuğundan söz edilerek, iş sözleşmesini feshedip, Ulu’nun işine son
veriyorlar.
O da iş mahkemesine başvurup, işe iadesini istiyor.
YARGI NE DİYOR?
Olayın bundan sonrasını, Adana Barosu Başkan Yardımcısı Abbas Bilgili’nin
gönderdiği kararlardan öğreniyoruz.
1- İstanbul İş Mahkemesi, işverenin uygulamasını yerinde buluyor ve talebi
reddediyor (İstanbul 7. İş Mahkemesi’nin 1 Kasım 2006 Tarih ve 416-711 sayılı
kararı).
2- Karar üzerine Ulu Yargıtay’a başvuruyor. Yargıtay da;
- İş Mahkemesi kararının, bozularak ortadan kaldırılmasına,
- Galatasaraylı işçiye, en çok 4 aylık ücret ve diğer hakların ödenmesine,
- İşverenin, işe başlatmaması halinde, işverenin 4 aylık ücreti kadar tazminat
ödemesine,
karar veriyor (Yargıtay 9.Hukuk Dairesi’nin 26 Şubat 2007 Tarih ve E.2006/33900,
K.2007/5323 sayılı kararı).
Kararı okuduktan sonra, işyerine Galatasaray forması ile geldiği için işten
çıkartılan Erdinç Ulu’nun avukatı Hasan Erdem’i bulup görüştüm. Aldığım yanıt
çok ilginçti:
"Hocam, ben aslında hasta Fenerbahçeliyim. Ancak, iş iştir. Görevim gereği
Galatasaray forması giyerek işe giden müvekkilimi savundum."
Yaz bereketi ve mart bereketi
GEÇTİĞİMİZ salı günü Posta’da, "Yaz Bereketi" başlığı altında, 2007 yılının yaz
döneminde en çok kazanan 10 sanatçı, aşağıdaki gibi sıralanıyordu.
Geçtiğimiz yıl, tablodaki 10 sanatçıdan 7’si, en çok vergi ödeyen 10 sanatçı
arasında yer almıyordu. Yer alanlar İbrahim Tatlıses, Sibel Can ve Mustafa
Sandal idi.
Bakalım, önümüzdeki mart ayında, vergiler ödenirken, 2007’deki yaz bereketi,
Maliye açısından mart bereketine dönüşecek mi?
Temel ve aslan
TEMEL, hayvanat bahçesinde gezerken açık bulduğu bir kafesten içeri dalmış.
- Hoop dur ne yapıyorsun? Orası aslan kafesi
diye bağırmışlar. Temel geri dönmüş;
- Sanki aslaninuzu yeduk!..
Biliyor musunuz?
Sadece iki milyar insandan biri 116 yıldan fazla yaşayabiliyor.
Sağ elini kullananlar, sol elini kullananlardan ortalama dokuz yıl daha fazla
yaşıyor.
(Deniz Karanfil, Lafmatik, İstanbul, 2005)
Hasta Fenerbahçeli
HASTA FB’li olan kocasının, kendisine karşı ilgisizliğinden yakınan kadın,
psikiyatra gitmiş.
- Eşimin gözü, Fenerbahçe’den başka bir şeyi görmüyor. Hafta sonu maçlarına
gidiyor. Akşamları TV’de ya spor saatlerini izliyor ya da gazetelerin spor
sayfalarını okuyor. Sonra da yatıp uyuyor. Ben var mıyım, yok muyum hiç farkında
değil. Bana ne tavsiye edersiniz?
- Çözümü gayet basit. Akşam yatağa girdiğinizde, rakip takımın formasını giyin
ve eşinizi bekleyin...
Aradan bir ay geçmiş, aynı kadın yine morali bozuk şekilde, psikiyatra gitmiş;
- Öneriniz üzerine, dediğinizi yaptım. Rakip takımın formasını gören eşim,
aniden canavarlaştı. İlgisi, tahmin edemeyeceğiniz kadar arttı. Sabaha kadar
beni perişan ediyor. Bu kez de aşırı ilgisinden şikayetçiyim. Bana ne tavsiye
edersiniz?
- Bunun çözümü de çok basit. Akşam yatağa girerken, Fenerbahçe formasını giyin.
Kadın akşam yatağa girerken FB formasını giymiş. Eşi yatak odasına girdiğinde,
bir de bakmış ki eşinin üzerinde FB forması var. Gülümseyerek konuşmuş;
- Gördün mü; biz işte adamı, böyle Fenerbahçeli yaparız...
Beşiktaş-Galatasaray
ADAM Beşiktaş-Galatasaray maçına zar zor bilet bulmuş, kalabalık seyirci
arasından tribünde yerine oturmuş. Aradaki boş koltuğu görünce, onun yanında
oturan adama sormuş;
"Afedersiniz burası boş mu?"
"Maalesef boş" demiş adam, "Orası rahmetli karıma ait, 1980’den beri her derbiye
birlikte gelirdik..."
"Vah vah çok üzüldüm. Bari yer boş kalmasaydı, bir arkadaşınızı, yakınınızı
getirseydiniz hiç olmazsa..."
"Mümkün değil... Şu anda hepsi karımın cenaze töreninde..."
(Teşekkürler Nur Ekesan)
Üç çeşit dost
BAKİ’ye dostları, "kaç çeşit dost olduğunu" sorarlar. Baki "üç çeşit dost
vardır" der;
1- Bir dost vardır, gıda gibidir, sen onu her gün ararsın.
2- Bir dost vardır, ilaç gibidir, gereğinde ararsın.
3- Bir dost daha vardır, hastalık gibidir, o seni arar!..
Günün Sözü
Hayatı yaşamanın iki yolu var. Biri hiçbir şey mucize değilmiş gibi yaşamak.
Diğeri her şey mucizeymiş gibi yaşamak...
Albert Einstein
İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve
Danışmanlık Ltd. Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|