|
Tünelden çıkınca aydınlığı görebilmek
Şükrü Kızılot - skizilot@yaklasim.com 18
Mayıs 2008 Pazar - Hürriyet
İSTANBUL-Ankara yolunda, Bolu'ya yaklaşırken tünelden çıktığınızda, 30-40
kilometre ileride, tabelasında, "Cafer Usta" yazan ahşap bir lokanta var.
İçeri girdiğinizde, duvara asılı yaklaşık bir metrelik bir levha gözünüze
çarpıyor:
"FİŞİNİ ALMAZSAN AYDINLIĞI GÖREMEZSİN. LÜTFEN FİŞİNİZİ ALINIZ"
Lokantanın işletmecisi Bayram Gül'e soruyorum;
- Niye böyle büyük bir levha asmak ihtiyacını hissettiniz?
- Ülkemizin, aydınlığı görmesi için, herkesin fiş alması gerekiyor. Hıncal Uluç
yazmıştı, Amerika'da dağ başında bile fişsiz satış yapmıyorlarmış.
Burada da öyle... Vatandaş ne kadar çok fiş alırsa devletin o kadar çok geliri
olur. Daha az borçlanır, daha az faiz öder...
Maliye Bakanı'nı ilk gördüğümde, İstanbul'dan karayolu ile dönerken, bu
lokantaya uğramasını söyleyeceğim.
DAĞ BAŞINDAKİ FİŞ
Şimdi gelelim Hıncal Uluç'un yazdığı olaya...
"Amerika'da bir kentten 80 kilometre uzakta, bir kenarında, ikinci el kitap
satan bir dükkancık buldum. Dükkan da değil. Evin bir odası. Oradan, bir kitabı
pazarlık ederek satın aldım. 10 dolar dedi ben iki dolara aldım. Yani o kuş
uçmaz, kervan geçmez dağ başında, o eski kitaba ödediğim parayı bir ben
biliyordum, bir yaşlı kadın, bir de Allah. Yaşlı kadın, yazar kasa ile KDV fişi
kesti.
Az uygar, çok bilinçli bir vatandaş olduğu için mi? Hayır, Amerikan Vergi
Müfettişleri IRS adamlarından ödü koptuğundan...
Amerika'da adam öldür, vergi kaçırma. Yasalar öyledir.
Bizde fiş verilmez. Az uygar iş yerlerinde sorulur; "Fiş ister misiniz?" diye...
Fiş istemeyi ayıp sayar, "Yok canım" deriz. Fiş istemezsek, belki üç kuruş iner
diye de düşünürüz. Bıraktığımız fişin bedelini aslında Devletten çalıp, o
işyerinin sahibine bıraktığımızı düşünmeyiz.
Halk haklarına sahip çıkmazsa, bir adım öteye gidemeyiz."
Brezilya'dan ne çıkar
YENİ tanışmış birkaç iş adamı, kokteylde şakalaşırken, söz Brezilya'dan açılmış.
Birisi; "Brezilya'dan ne çıkar?" diye sormuş. Ardından da yine kendi yanıtlamış;
"Ya futbolcu ya da fahişe!.."
Karşısındaki iş adamı, suratı asık bir şekilde; "Benim eşim, Brezilyalı'dır"
demiş.
Bunun üzerine diğeri durumu toparlamak için sormuş;
"Yaa öyle mi, hangi takımda oynuyor?"
Şeker çuvalından elbise
OLAY gerçektir, Erzincan'da geçer. Oldukça fakir ve okur yazar olmayan bir hatun
kişinin, eline bir şeker çuvalı geçer. Kalındır, dayanıklıdır. Keser, biçer,
diker... Hem don hem de şalvar niyetine giyinip işine gider.
Gider ama rastladığı herkes katıla katıla gülmektedir. Çünkü önden tam göbek
altında "ERZİNCAN ŞEKER FABRİKASI arkadan da tam iki kalça üzerinde "NET 50
Kg.dır" yazısı okunmaktaymış.
(Teşekkürler
Ali Metin AKSÜT)
Kazanın nedeni
HAKİM, sarhoş bir şekilde kaza yapan Temel'e şöyle demiş;
- Anlaşıldı, kazanın sebebi alkol.
Temel, "Sağol Hakim Bey" demiş. "Herkes kazanın benim yüzümden olduğunu
zannedecekti..."
Haftada iki defa
TEMEL sınavı kazanmış işe girecekmiş. Gerekli formları doldururken; önce
adını-soyadını, doğum yeri ve tarihini, ana ve baba adını yazmış. Sıra "Evlilik
hali" sorusuna gelmiş. Temel bir süre düşündükten sonra, şöyle yazmış;
"Haftada iki defa!.."
AB vatandaşları için Türkçe dersleri
- Before beginning something : İNŞALLAH
- Just at the beginning : BİSMİLLAH
- When surprised : ALLAH ALLAH
- Promise : VALLAH BİLLAH
Göz ucuyla bakmak
KARISININ göz ucuyla bir başka adama baktığını yakalayabilmiş erkek yoktur. Oysa
kadınlar erkeklerini başka bir kadına baktığı an saniyesinde yakalarlar.
Dertli
- EVLİLİK iyi bir şey, dert anlatacak biri oluyor.
- Benim derdim yok ki...
- Merak etme birader, evlenince olur!..
Bar duvarındaki yazı
BİR barın duvarına yazılmış yazı:
"EĞER UNUTMAK İÇİN İÇİYORSANIZ, LÜTFEN ÖNCE HESABI ÖDEYİNİZ!.."
En mutlu insan
BİR bilgeye sormuşlar "En mutlu insan kimdir?" diye.
"İşte, o dağdaki çobandır" demiş.
"Neden" diye sormuşlar. "Çünkü" demiş, "İnsan bildikleriyle yaşar, onun
bildikleri koyunları ve çevresiyle sınırlı, kendisini mutsuz edecek ve kafasını
karıştıracak fazla bir bilgiye sahip değil."
(Teşekkürler İlkay ALTINPINAR)
Ticari yalanlar
- Telefon şehirlerarasına kapalı.
- Yarın o iş tamam.
- Bu ürünler kesinlikle kırılmaz.
- Çek bekliyorum, geç kaldı, gelsin hemen yatıracağım.
Ayakta durma rekoru
SWAMİ Maujgiri Maharji adlı Hintli 1955 yılından 1973 yılının kasım ayına kadar
tam 17 yıl boyunca ayakta durdu. Bir süre içerisinde uykusu geldiğinde bir yere
dayanması yeterli oluyordu.
34 bin sayfalık Resmi Gazete olur mu
OLURSA bu bir "dünya rekoru" olur!..
Kısaca KEY diye adlandırılan Konut Edindirme Yardımı Kesintileri, hak sahibi
listeleri kesinleştikten sonra Temmuz ayının ikinci yarısında ödenecek.
Bunun için öncelikle, 1987-1995 döneminde yani 108 aylık süreçte, kendisinden
KEY kesintisi yapılan, 8.5 milyon kişinin, Resmi Gazete'de ilan edilmesi
gerekiyor.
Oturup hesap ettik, Resmi Gazete'nin bir sayfasında 250 isim yer alsa, Resmi
Gazete'nin tam 34 bin sayfa olarak yayınlanması gerekiyor. Her sayfada 500 isim
yer alsa, 17 bin sayfa yayınlanması gerekiyor.
Bakalım, KEY alacakları ile ilgili Resmi Gazete kaç sayfa olarak yayınlanacak?
- Gerçek dostu olmayan insanın hayatı boştur.
Democritus
İktisadi Dayanışma Gazetecilik
Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd. Şti -
Türkiye' nin En Büyük Mevzuat Portalına Hoş Geldiniz. |