|
Emekli olunca balık tutma hayali
Şükrü Kızılot - 05 Mart 2005 Cumartesi -
Dünya
BU hayal çok kişide, özellikle erkeklerde yaygın olarak vardır. Çoğu, işi gücü
bırakınca şirin bir ilçede yaşamanın ve küçük bir tekne alıp, balık tutmanın
hayalini kurar.
İnsan, hayal ettiği sürece yaşar. Hayal etmek güzel şey... Üstelik vergiye de
tabi değil!..
Gerçi, Türk basının büyük ustası Hasan Pulur, bir ara ‘Hayal Kurma Vergisi’
önermişti ama bu önerisinde fazla ısrarlı olmadı. Pulur’a göre ‘Hayal kurmak
vergiye tabi. Hele aç karnına, sırtüstü yatıp zenginlik hayali kuranlar, en
yüksek dilimlerden vergilerini ödeyecekler. Gecekondu hayal edenlerle, yalı,
köşk, villa hayal edenler, aynı vergiyi ödeyemezler. Cinsel hayaller de vergiye
tabidir. Yalnız bu verginin oranı; hayal edilenin güzelliğine, çirkinliğine,
boyuna posuna, saçına başına, kirpiğine kaşına, gözüne bağlıdır. Bir gudubetle
Hülya Avşar benzeri bir güzeli hayal etmenin eşit olması, ne sosyal adalete ne
de ilahi adalet ilkelerine uygun olur.’
HAYALLER VE GERÇEKLER
Balık tutma ve tekne hayali güzel ama bununla ilgili bazı gerçekler de var.
Örneğin;
20 yıllık otomobilin motorunu yenilerseniz, vergi durumu değişmiyor. Ancak, eski
bir tekne örneğin 20 yıllık bir tekne bulur, motorunu yenilerseniz, yandınız.
Maliye, bu tekneyi, ‘yeni tekne’ kabul ediyor ve motorun ‘beygir gücüne göre’
vergi istiyor. Tekneniz ve buna bağlı olarak motorun beygir gücü de büyükse, 10
bin YTL hatta daha fazla ‘Motorlu Taşıtlar Vergisi’ ödemeniz gerekebilir.
Olaya biraz meraklı iseniz ve iyi bir otomobil fiyatına yeni bir tekne
aldıysanız yüzde 26 Özel Tüketim Vergisi ve Katma Değer Vergisi ödeyeceksiniz.
Ayrıca her yıl da otolardan alınan Motorlu Taşıtlar Vergisi’nin beş katına yakın
vergi ödersiniz. İkinci el yani kullanılmış tekne alınması da nedense yasaktır.
Tekne yol istemez, alt yapı istemez, trafik sıkışıklığı yaratmaz, yolları
aşındırmaz, otopark ihtiyacı yoktur, kaldırımlara park etmez, kapkaç yapmaz,
tabiata çok az zarar verir. Bir adet eskimiş oto lastiğinin ve balatanın tabiata
verdiği zarar anlatmakla bitmez. Tekne, insan ruhunun, romantizmin ve de güzel
anıların simgesi... Öyleyse bu düşmanlık neden? Tekne serveti simgelemez. Düşük
model bir otonun parasına, tekne alınıp, güzel anlar ve heyecanlar yaşanabilir.
Olay bu ama teknelerde bulunan motorların beygir gücüne göre, yıllardır insafsız
vergiler alınmaktadır.
PRATİK ÇÖZÜM
Teknelerden alınan vergilerin yüksek olduğunu görenler, iki yoldan birine
başvuruyorlar.
a) Birinci Yol: Turizmle uğraşan bir şirket adına tekne alınıyor. Alışta, KDV
ödenmiyor (KDVK Md.13/a). Her yıl ödenen Motorlu Taşıtlar Vergisi de ödenmiyor.
b) İkinci Yol: Tekne, yabancı bir ülkede kurulan şirketin adına alınıyor. O
ülkenin de bayrağı çekilip, Türkiye’ye getiriliyor. İşlem tamam. Hiçbir vergi
yok. Şu anda, Türkiye’de bulunan ve Türklere ait olan teknelerin, maalesef yüzde
90’ı yabancı ülke bayrağı taşıyor.
Bitmedi... Çalışan elemanlar varsa, onların ücretleri nedeniyle vergi ve sigorta
primi de ödenmiyor!..
Türkiye, ABD’den sonra, kıyı şeridi en uzun olan ülke özelliğini taşıyor.
Uluslararası sularda, yolcu ve yük taşıyan gemiler yönünden, komşumuz Yunanistan
almış başını gidiyor. Bu anlamda, Yunanistan’ın sahip olduğunun yüzde birine
bile sahip değiliz.
Şu anda, teknelerden alınan Motorlu Taşıtlar Vergisi (MTV), Mantıksız Taşıtlar
Vergisi’ne dönüşmüş durumdadır. En ufağından en büyüğüne, teknelerimizde ‘vergi
komedisi’ nedeniyle, yabancı ülkelerin bayrakları dalgalanıyor. Bu da içimizi
sızlatıyor...
Bırakınız, Türk teknelerine Türk Bayrağı çekilsin ve şanlı Türk Bayrağımız
Ege’de, Karadeniz’de Akdeniz’de daha ötesi, Dünya’nın tüm denizlerinde gururla
dalgalansın.
Maliye’nin bu soruna en kısa zamanda eğilip, acilen çözüm bulması gerekiyor...
İktisadi Dayanışma Gazetecilik
Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|