|
Bu Eczacılar Ne İstiyor
Şükrü Kızılot - 23 Aralık 2008 Salı -
Hürriyet
Herkes “Ne olacak bu ekonomik kriz?” diye birbirine sorup, umut ışığı ararken,
ilave bir “mini kriz”de eczacılardan çıktı.
Dün gazetelerde okudunuz, Pazar günü 32 bin kişi “Artık yeter” yazılı dövizlerle
yürüdüler. Bazı katılımcıların başlarına “deliliği” simgeleyen huniler taktığı
mitingde “IMF sağlıktan elini çek”, “Sermaye defol, eczaneler bizim”, “Kömür
bedava sağlık parayla” diye sloganlar atıldı.
Belli ki olay ciddi…
Yazıda Linki Verilen Makaleler ve Özelge:
19.11.2008 Tarih ve 229-1054 Sayılı Özelge
Makaleler:
Kullanım Süresi Dolduğu İçin İmha Edilen İlaçlarda KDV İndirimi
Takdir Komisyonu Kararıyla İmha Edilen Malların Zayi Olmuş Sayılmayacağı ve
KDV'sinin İndirilebileceği
SORUN NE?
Türkiye Eczacılar Birliği Genel Başkanı Erdoğan Çolak’ı bulup “Bu eczacılar ne
istiyorlar?” diye sordum. Aldığım yanıt ilginçti “Bu berbat dönüşümü durdurana
kadar durmayacağız”.
Bunun üzerine “Peki ama sorun ne?” diye sorduğumda, “Hangi birini anlatayım
Hocam o kadar çok ki…” diyerek başladı anlatmaya.
MUAYENE ÜCRETİ
Vatandaş Devlet hastanesine gittiğinde muayene ücreti olarak 3 YTL, araştırma
hastanesi için 4, üniversite hastanesi için 6, özel hastane için de 10 YTL
“muayene ücreti” isteniyor.
Bize de deniliyor ki; hasta eczaneye gelince, bu paraları tahsil edin ve
Maliye’ye yatırın. Vatandaşın bundan haberi yok “Ben hastanede muayene oldum,
eczaneye niye muayene parası ödeyeyim” diye tepki gösteriyor. İlaç satmanın
hatırına, mecburen çoğunu cepten ödüyoruz.
Bu arada, bazıları “4 YTL ya da 10 YTL için fiş verin” diyorlar. Ardından KDV
sorunu vs. Olay eczacılığa değil tahsildarlığa dönüştü.
(Eczacılar ve vatandaş vergi uzmanı olmadığı için bilemeyebilir. Muayene ücreti
olan bu paralar için herhangi bir belge düzenlenmesi ve KDV gerekmiyor. Bkz.
19.11.2008 Tarih ve 229-1054 sayılı özelge için Tıklayınız...)
HASTAYA HİZMET
Eczacılar, bir takım kırtasiyecilik ve bürokrasi işlemler nedeniyle, hastaya
gerekli hizmeti veremediklerinden şikayetçi. Başbakan’ın “Hükümet olduk ama
bürokrasiyi önleyemedik” sözü, eczanelerde de geçerli. Örneğin;
- Hasta eczaneye ilaç almaya geldiğinde, ona ilaç hemen verilemiyor. Devletin
bilgisayar sistemi onay vermediği için hasta bekletiliyor.
- Reçeteler, eczanenin hiçbir şekilde müdahalede bulunamadığı, “reçete onay
sistemi”ne tabi. Bu sistem 8-10 gün çalışmıyor. Hasta ile eczacı karşı karşıya
geliyor.
- Eczacılar; değişen prosedürler, çıkan fiyat farkları, sistem hataları, muayene
ücretleri vs. için hastaya uzun uzun açıklamalarda bulunmak yerine, ilacıyla,
hastalığıyla ilgili ayrıntılı bilgi vermek, kısaca mesleğin asıl fonksiyonunu
yerine getirip, hastaya sağlık danışmanlığı yapmak istiyorlar.
- Üretici firmaların yapmadığı iskontoyu eczacılar yapmak zorunda kalıyor. Brüt
kârın neredeyse yarısı iskontoya gidiyor. Paranın tahsili ise aylar sürüyor.
- Eczanelerin birleşmesine olanak sağlayan düzenleme, hizmeti olumsuz etkiler,
sektörü büyük şirketlerin denetimi altına girmeye zorlar, hasta-eczacı diyaloğu
kopar. Eczaneler, yine tek kişiye ait olmalı.
- Eşdeğer ilaç uygulaması bilmece gibi. Hastanın da eczacının da aleyhine. Bu
uygulama revize edilmeli…
- Çürüyen, bozulan, miadı dolan ve kırılan ilaçların KDV’si indirilemiyor (KDV
Kanunu Md. 30/c). İmha edilen ilaçların KDV’si indirilebiliyor (İlgili yazı için
TIKLAYINIZ...). Ancak bunun için de bir “komisyon nezdinde imha” istenildiği
için, sistem yürümüyor.
KAPANANLAR ARTIYOR
Halk arasında kullanılan “Bir dokun, bin ah dinle” sözü, bugünlerde eczacılar
için çok geçerli...
Eczacılık, yıllar öncesinin cazip mesleğiydi. Yılda olsa olsa 3-4 eczane ancak
kapanırdı. Bakıyoruz; 2006’da 484, 2007’de 597, 2008’de de şu ana kadar 800’ün
üzerinde eczane kapanmış. Açılanları soranlar için de yanıtlayalım, her yıl bir
öncekinden daha az eczane açılıyor!..
Sağlık olayı çok önemli. En sevdiğimize bile “Seni canım kadar seviyorum”
diyoruz. Aman dikkat, “filler tepişir, çimenler ezilir” sözünde olduğu gibi,
canımız acımasın vatandaş da ezilmesin…
Yazıya
Özgü Makaleler ve Özelge: 19.11.2008 Tarih ve 229-1054 Sayılı Özelge
Maliye Bakanlığı Özelgesi
|
Tarih :
19.11.2008 |
Sayı :
B.07.1.GİB.0.02.29/2921-229-1054/111512
VUK
Md. 3, 229
KDVK Md. 1, 42 |
ECZANELER TARAFINDAN TAHSİL EDİLEN KATKI PAYLARINA
İLİŞKİN BELGE DÜZENİ |
Sosyal Güvenlik Kurumu adına yapılan hasta
katılım payı
tahsilâtlarına ilişkin tutar için eczaneler tarafından herhangi bir belge
düzenlenmesine gerek
bulunmadığı hk.
Dilekçeniz incelenmiş ve
aşağıdaki açıklamaların yapılması uygun görülmüştür.
29 Eylül 2008 tarih ve
mükerrer 27012 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2008 Yılı Sosyal Güvenlik
Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği’nin 6. Katılım Payı başlıklı bölümünde, reçete
ile ilaç temini için başvurulan Kurumla sözleşmeli eczaneler tarafından
kişilerden muayene katılım payının tahsil edileceği yönünde düzenlemenin yer
aldığı görülmektedir.
213 sayılı Vergi Usul
Kanunu’nun 3. maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya
ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu
olaya ilişkin muamelelerin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği hükme
bağlanmıştır.
Aynı Kanun’un 227. maddesinde,
bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna
göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan
münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsikinin mecburi olduğu
hükme bağlanmıştır.
Anılan Kanun’un 229.
maddesinde ise faturanın, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin
borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar
tarafından müşteriye verilen ticari vesika olduğu belirtilmiştir.
Katma Değer Vergisi Kanunu’nun
1/1. maddesine göre her türlü ticari, zirai ve serbest meslek faaliyeti
çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler katma değer vergisine tabi
bulunmaktadır.
Aynı
Kanun’un 42. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak Bakanlığımızca şekil ve
muhteviyatı
belirlenen 1 No.lu Katma Değer Vergisi Beyannamesinde beyannameye
eklenecek belgeler sayılmış, Beyannamenin
6. Tablosunun 45. satırına "Kredi Kartı ile Tahsil Edilen Teslim ve
Hizmet Bedelleri"nin (Bu dönemde gerçekleştirilen teslim ve hizmetlere ait
bedelin, kredi kartı ile tahsil edilen kısmı) (e-Beyannamenin Sonuç
Hesapları-Diğer Bilgiler-Kredi Kartı ile Tahsil Edilen Teslim ve Hizmetlerin
Katma Değer Vergisi Dâhil Karşılığını Teşkil Eden Bedel) yazılacağı
açıklanmıştır.
Katma değer vergisi
beyannamesi ile istenen bu bilgi, verginin tarh ve tahakkuku ile
ilgili olmayan denetim amaçlı bir
bilgidir. Burada vergiyi doğuran olay vuku bulsun bulmasın belirli bir
dönemde kredi kartı ile yapılan tahsilâtlar gösterilecektir.
Öte
yandan kredi kartı, satışa konu mal veya hizmetin bedelinin tahsilinde
kullanılmakta olup,
kredi kartıyla yapılan tahsilâtın, işletme tarafından yapılan bir mal satışı
veya sunulan hizmete ilişkin olduğu kabul edilir. Buna göre fatura, mükellefler
tarafından
kredi kartıyla yapılan tahsilâta değil, tahsilâta ait olduğu satış veya hizmetin
Vergi Usul
Kanunu’nda belirtildiği şekilde belgelendirilmesine yönelik olarak
düzenlenmektedir.
Bu
çerçevede, eczanelerce Sosyal Güvenlik Kurumu adına tahsilâtı yapılan hasta
katılım payı,
eczanelerin Kurumdan alacaklarına karşılık yapılan ve avans niteliği taşıyan bir
ödeme olması
nedeniyle katma değer vergisine tabi bulunmamakla birlikte bu bedelin kredi
kartı ile
tahsil edilmesi halinde, mükellefçe verilecek beyannamenin ilgili dönemde
gerçekleştirilen
teslim ve hizmetlere ait bedelin kredi kartı ile tahsil edilen kısmında yer
alacaktır.
Ancak, yer alan bu tutarın Tablo I (e-Beyannamede Matrah) de beyan edilen tutar
ile uyum
göstermemesi ve vergi dairesince bu hususun mükelleften sorulması halinde
tahsilâtın Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarılan hasta katılım paylarına ait olduğu
"izah" nedeni
olarak kullanılabilecektir.
Yukarıda yapılan açıklamalara göre, Sosyal Güvenlik Kurumu adına yapılan hasta
katılım payı
tahsilâtlarına ilişkin tutar için eczaneler tarafından herhangi bir belge
düzenlenmesine gerek
bulunmamaktadır.
---------------
Kullanım Süresi Dolduğu İçin
İmha Edilen İlaçlarda KDV İndirimi Takdir Komisyonu Kararıyla İmha Edilen
Malların Zayi Olmuş Sayılmayacağı ve KDV'sinin İndirilebileceği
TAKDİR KOMİSYONU KARARIYLA
İMHA EDİLEN MALLARIN ZAYİ OLMUŞ SAYILMAYACAĞI VE KDV’SİNİN İNDİRİLEBİLECEĞİ
Yazar: Abdullah TOLU*
Yaklaşım / Temmuz 2008 / Sayı: 187
I- GİRİŞ
Ticari yaşantıda, çürüme, bozulma, kullanım süresinin geçmesi, hatalı üretim,
hatalı dikim, renk farklılığı, leke vb. ya da şirket politikası gereği gibi
nedenlerle bir daha kullanılma ve satılma olanağı kalmayan malların takdir
komisyonu kararı ile imha edilmesi halinde, bu malların zayi olan mal kapsamında
değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve KDV’lerinin indirim konusu yapılıp
yapılamayacağı konusunda tereddütlerle karşılaşılmaktadır.
Bilindiği üzere,”KDV Kanunu’nun 30. maddesinin 5228 sayılı Kanunla değişik (c)
bendinde; “deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığı’nın yangın nedeniyle mücbir
sebep ilan ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olanlar hariç olmak üzere zayi
olan malların alış belgelerinde gösterilen KDV’nin indirim konusu
yapılamayacağı” hükme bağlanmıştır.
Aşağıda, belirtilen konu Gelir İdaresi görüşüne de yer verilmek suretiyle
incelenerek, kişisel görüşlerimiz açıklanacaktır.
II- TAKDİR KOMİSYONU KARARI İLE İMHA EDİLEN MALLARIN ZAYİ OLMUŞ SAYILIP
SAYILMAYACAĞI VE KDV’SİNİN İNDİRİLİP İNDİRİLEMEYECEĞİ
A- ZAYİ OLAN MALLARDA KDV İNDİRİMİ UYGULAMASI
Yukarıda da ifade edildiği üzere, KDV Kanunu’nun 30. maddesinin 5228 sayılı
Kanunla değişik (c) bendine göre; deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığı’nın
yangın nedeniyle mücbir sebep ilan ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olanlar
hariç olmak üzere zayi olan malların alış belgelerinde gösterilen KDV’nin
indirim konusu yapılması mümkün değildir.
Bu çerçevede, deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığı’nın yangın nedeniyle
mücbir sebep ilan ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olan mallar nedeniyle
yüklenilen KDV’ler indirilebilecek, önceki dönemlerde indirilen vergiler
düzeltilmeyecek, henüz indirilmemiş bulunan vergiler ise izleyen vergilendirme
dönemlerinde indirim konusu yapılabilecektir.
Öte yandan, yukarıda belirtilenler dışındaki nedenlerle zayi olan mallara
ilişkin olarak yüklenilen KDV’lerin ise, Kanun’un 30/c maddesine göre indirim
konusu yapılması mümkün değildir. İndirimi mümkün olmayan bu KDV’lerin önceki
dönemlerde indirilmiş ise, zayi olma olayının meydana geldiği dönem KDV
beyannamesinde hesaplanan KDV’ye ilave edilmek suretiyle düzeltilmesi, henüz
indirilmemişse indirilecek KDV hesabından çıkarılması zorunlu bulunmaktadır. Bu
şekilde, indirilecek KDV hesabından çıkarılan ya da hesaplanan KDV’ye ilave
edilmek suretiyle düzeltilen KDV’ler, Kanun’un 58. maddesine göre Gelir ve
Kurumlar Vergisi Kanunları yönünden gider veya maliyet unsuru olarak dikkate
alınabilecektir.
B- TAKDİR KOMİSYONU KARARI İLE İMHA EDİLEN MALLARIN ZAYİ OLMUŞ SAYILIP
SAYILMAYACAĞI VE KDV’SİNİN İNDİRİLİP İNDİRİLEMEYECEĞİ
1- Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’nın Görüşü
Maliye Bakanlığı; çürüme, bozulma, kullanım süresinin geçmesi, hatalı üretim,
hatalı dikim, renk farklılığı, leke, şirket politikası gereği gibi sebeplerle
bir daha kullanılma ve/veya satılma olanağı kalmaması nedeniyle takdir komisyonu
gözetiminde imha edilen malları zayi olmuş mal olarak değerlendirmemektedir.
Diğer bir ifade ile bu şekilde imha olunan malları Kanun’un 30/c maddesi
kapsamında değerlendirmemektedir.
Dolayısıyla, çürüme, bozulma, kullanım süresinin geçmesi, hatalı üretim, hatalı
dikim, renk farklılığı, leke, şirket politikası gereği gibi nedenlerle takdir
komisyonu gözetiminde imha edilen mallar, zayi olan mal kapsamında
değerlendirilmediğinden, bu şekilde imha olunan mallar nedeniyle yüklenilen
KDV’ler indirim konusu yapılabilecek, önceki dönemlerde indirilen KDV’ler ise
düzeltme yoluyla mükelleflerden istenilmeyecektir.
Konu ile ilgili olarak verilen bazı Özelgelerin özetleri aşağıdadır:
“Takdir komisyonu kararınca fiziken var olduğu saptanan ve değeri (0) sıfır
olarak belirlenen malların, çürüme, bozulma veya kullanım süresinin geçmesi gibi
sebeplerle takdir komisyonu gözetiminde imha edilmesi durumunda, bu mallar zayi
olan mallar kapsamında değerlendirilmemektedir. Buna göre, imha edilen söz
konusu malların alımı sırasında yüklenilen ve alış faturalarında gösterilen
katma değer vergisinin indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.”[1]
“Kullanım süresi geçmesi nedeniyle bir komisyon nezaretinde imha edilen
ilaçların, zayi olan mallar kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Dolayısıyla, imha edilen söz konusu ilaçların alış faturalarında gösterilen
katma değer vergisinin indirim konusu yapılabileceği tabiidir.” [2]
“Hatalı dikim, renk farklılığı, leke ve benzeri nedenlerle ya da şirket
politikası gereği satışının mümkün olmaması nedeniyle takdir komisyonu
nezaretinde tutanakla imha edilen malların zayi olan mallar kapsamında
değerlendirilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla, bu şekilde imha edilen malların
alış faturalarında gösterilen KDV’nin indirim konusu yapılması mümkün
bulunmaktadır.”[3]
2- Kişisel Görüşümüz ve Değerlendirmemiz
Öncelikle belirtmek isteriz ki, işletmelerin envanterine ya da aktifine dahil
bulunan ancak çürüme, bozulma, kullanım süresinin geçmesi, hatalı üretim, hatalı
dikim, renk farklılığı, leke vb. ya da şirket politikası gereği gibi nedenlerle
bir daha kullanılma ve satılma olanağı kalmayan ticari mal ve diğer iktisadi
değerlerin,
- Fiziken var olduğunun ispat ve tevsik olunması,
- Takdir komisyonu gözetiminde imha olunması
şartlarıyla, bu mallar nedeniyle yüklenilen vergilerin indirilmesi yolundaki
Gelir İdaresi’nin görüşü, sonucu itibariyle kişisel görüşümüze de uygundur.
Öte yandan, Kanun’un 30/c maddesi hükmünün incelenmesinden de fark edileceği
üzere, kanun koyucu, madde hükmünde zaman içerisinde yaptığı değişikliklerle,
malların zayi olma olayını, bu fiilin meydana geliş sebebine bakarak
değerlendirmiş, deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığı’nın yangın sebebiyle
mücbir sebep ilan ettiği yerlerdeki yangında kısmen veya tamamen yok olan (zayi
olan) mallar nedeniyle yüklenilen KDV’nin indirimindeki yasağı kaldırmıştır.
Diğer bir ifade ile yapılan değişiklikler belirtilen nedenlerle kısmen veya
tamamen yok olan malların zayi olmuş sayılmamasına değil, indirim yasağının
kaldırılmasına yöneliktir.
Ancak, Gelir İdaresi’nin, “takdir komisyonu kararınca fiziken var olduğu
saptanan ve değeri (0) sıfır olarak belirlenen malların çürüme, bozulma,
kullanım süresinin geçmesi, hatalı üretim, hatalı dikim, renk farklılığı, leke
vb. ya da şirket politikası gereği gibi nedenlerle takdir komisyonu gözetiminde
imha edilmesi halinde bu malların zayi olan mallar kapsamında
değerlendirilmeyeceği” şeklindeki görüşü, tamamen yok olan malların zayi olmuş
sayılmamasına ilişkindir.
Çürüme, bozulma veya kullanım süresinin geçmesi, hatalı üretim, hatalı dikim,
renk farklılığı, leke vb. ya da şirket politikası gereği gibi nedenlerle takdir
komisyonu gözetiminde imha edilen malların Kanun’un 30/c maddesine göre zayi
olan mallar kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususu yoruma açık
bir konudur. Kanun’un 30/c maddesinin gerekçesinde yer alan, “Maddenin (c)
bendindeki hüküm esas itibariyle vergilendirme emniyetini sağlamak ve malların
zayi olduğu gerekçesiyle yaratılabilecek vergi kaybını önlemek amacına yönelik
bulunmakta” şeklindeki ifadeden, madde hükmü ile malların irade dahilinde zayi
edilmesi ihtimali gözönüne alınarak, vergi emniyetini sağlamanın amaçlandığı
gibi bir kanaate varılabilir. Gerekçede yer alan; “malların mükellef tarafından
kendi özel ihtiyaçlarında kullanılması veya her ne suretle olursa olsun
işletmeden çekilmesi ile zayi edilmesi arasında hiçbir fark bulunmamakta”
şeklindeki ifade de, bu görüşü güçlendirmektedir. Buradan hareketle, çürüme,
bozulma, kullanım süresinin geçmesi, hatalı üretim, hatalı dikim, renk
farklılığı, leke vb. ya da şirket politikası gereği gibi nedenlerle takdir
komisyonu gözetiminde imha edilen mallar Kanun’un 30/c maddesi kapsamında
değerlendirilmeyebilecektir.
Fakat, yine aynı gerekçede yer alan “Bir vergi sisteminde alışlarla ilgili
verginin indirilmesi bu malların satışı sırasında nasıl olsa vergiye tabi
tutulacağı diğer bir ifade ile mala eklenen değerin vergilendirilmiş olacağı
düşüncesine dayanır. Zayi olan mallar için satış ve dolayısıyla yaratılan bir
değer olamayacağından, bunlara ait vergilerin indirilmesi sistemin mantığına
ters düşecektir.” şeklindeki açıklama ve malların zayi olması durumunda ek bir
değer yaratılmadığı ve bundan sonra da o malın ekonomide bir değer yaratmasının
söz konusu olmaması hususu dikkate alındığında, aslında kanun koyucunun deprem,
sel felaketi ve Maliye Bakanlığı’nca yangın nedeniyle mücbir sebep ilan edilen
yerlerdeki yangın dışında meydana geliş sebebine bakılmaksızın zayi olan
malların KDV’sinin indirilmemesini öngördüğü de ileri sürülebilir.
Kişisel görüşümüz, yasal olarak bağlayıcı olması bakımından bu ve benzeri
düzenlemelerin, genel tebliğ, genelge, özelge ile idari görüş bildirilerek
değil, bizzat Kanun hükmünde değişiklik yapılarak hayata geçirilmesi gerektiği
doğrultusundadır. Bu şekilde hareket edilmesi, verginin kanunilik ve hukuki
güvenlik ilkelerine de uygun olacaktır.
Öte yandan, mükelleflere kolaylık sağlanması ve takdir komisyonlarının iş
yükünün hafifletilmesi bakımından, malları anılan nedenlerle zayi olan
mükelleflerin tam tasdik yaptıkları YMM’lere belirtilen tespitleri
yaptırmalarına ve malları YMM nezaretinde imha etmelerine de olanak
sağlanmalıdır.
III- SONUÇ
Yukarıda yapılan açıklamalardan da farkedileceği üzere, Gelir İdaresi; çürüme,
bozulma kullanım süresinin geçmesi, hatalı üretim, hatalı dikim, renk
farklılığı, leke vb. ya da şirket politikası gereği gibi nedenlerle takdir
komisyonu gözetiminde imha edilen malları zayi olan mallar kapsamında
değerlendirmemektedir.
Ancak, Maliye Bakanlığı’nın özelge ile bildirdiği bu görüşünün bağlayıcı olması
bakımından, Kanun’un 30/c maddesinde bu doğrultuda bir değişiklik yapması uygun
olacaktır. Ayrıca, kişisel görüşümüze göre, takdir komisyonlarına yaptırılan
bedel ve fiziki tespit ile komisyon nezaretinde imha işlemlerinin, yeminli mali
müşavirlere de yaptırılmasına olanak sağlanmalıdır.
--------------------------------------------------------------------------------
* Rekabet Kurumu Bütçe ve Muhasebe Müdürü
[1] MB’nin,19.11.2004 tarih ve 54409 sayılı Özelgesi.
[2] MB’nin,28.01.2001 tarih ve 4013 sayılı Özelgesi.
[3] MB’nin, 31.10.2007 tarih ve 96771 sayılı Özelgesi.
İktisadi Dayanışma
Gazetecilik Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti
- Türkiye' nin En Büyük Mevzuat Portalına
Hoş Geldiniz ! |