Sabah Gazetesi’ne gelen 55 milyon dolar vergi ve ceza |
24.02.2009 |
|
| ||
Sabah Gazetesi’ne gelen 55 milyon dolar
vergi ve ceza Şükrü Kızılot - 24 Şubat 2009 Salı - Hürriyet OLAYI ilk kez, şu anda Vatan Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni olan Zafer Mutlu’ dan duymuştum. “Hocam, kasıtlı olarak Sabah Gazetesi’nin üzerine geliyorlar. Karşılığı yaklaşık 55 milyon doları bulan vergi ve üç kat kaçakçılık cezası tebliğ ettiler” diyerek, hangi gerekçelerle bu işlemin yapıldığını anlatmıştı. Kendisini dikkatle dinledikten sonra; “Zafer Bey, evet rakam çok büyük ama konu çok basit. Şu anlattığınız olayda, bırakın 55 milyon doları, 55 dolar bile alamazlar” diyerek, teknik bazı açıklamalar yapmıştım. BİR DİLEKÇE Daha sonra, Gazete’nin o zamanki sahibi Dinç Bilgin’e de olayın çözümünün son derece basit olduğunu anlattıktan sonra “Önce Maliye Bakanlığı’na şu şekilde bir dilekçe verin. 55 milyon doların dörtte üçü olan ‘kaçakçılık cezası’ hemen kalkar” demiştim. O tarihte (1998), Sabah’ın Genel Yayın Yönetmeni olan Zafer Mutlu, dönemin Gelirler Genel Müdürü’ne dilekçeyi bizzat götürdü. Genel Müdür, duyarlı ve yasalara saygılı bir bürokrat olarak dilekçeyi dikkatle okuyunca, yapılan hatayı hemen fark etmişti. Ardından, bir yazı hazırlanması için talimat vermiş, o yazıyla da kaçakçılık cezası tamamen kalkmıştı. Kalan verginin tamamı da İstanbul 5 No.lu Vergi Mahkemesi’nce kaldırılmıştı. Hemen belirteyim, karşılığı 55 milyon dolar civarında olan vergi ve cezanın tamamı, keyfi bir şekilde kesilmişti. SON OLAY Teknik ayrıntılarını Cumartesi günü, dayanağı olan yasa maddeleriyle ayrıntılı olarak yazdım. Olayın özü, iştirak hissesi satışından doğan kazancın vergisi ile ilgili... Maliye’nin inceleme elemanları, “Hisse satışı ile ilgili 30 milyon lira vergiyi, 17 Şubat 2007’de ödeseydiniz sorun yoktu” diyorlar. Doğan Yayın Holding yetkilileri de “30 milyon lira vergiyi 17 Mayıs 2007’de ödedik. Çünkü yasa bunu öngörüyor” diyorlar. Sonuçta, “vergi 17 Şubat’ta ödenmedi” diye, bu 30 milyon TL, 120 milyona çıkartılıyor. Üç katı “geçici vergi kaçakçılık cezası”, üç katı da “kurumlar vergisi kaçakçılık cezası” derken, toplam 6 kat ceza uygulanıyor. Topladığınızda, faiziyle 900 milyon TL civarında, bir vergi ve ceza çıkıyor. Ayrıca, “muhasebe hilesi” yapıldığı gerekçesiyle, yöneticiler hakkında üç yıla kadar da hapis cezası isteniyor. Bitmedi bir de toplam vergi ve ceza üzerinden ”teminat” gösterilmesi isteniyor. SARI ZARFI ALDI VE FELÇ OLDU Bu da yaşanmış bir olay... Bir arkadaşın yaşlı babasına, vergi dairesi sarı bir zarf tebliğ ediyor. Açıp bakıyor, 2 milyon TL civarında vergi ve ceza… Oturduğu koltuğa yığılıyor ve “kısmi felç” geçiriyor. Olayı ve belgeleri incelediğimde “Bu basit bir olay, vergi mahkemesine şu şekilde bir dilekçe verilirse, tamamı kalkar” dedim. Nitekim öyle de oldu. Ancak kalkmayan ve düzelmeyen bir şey vardı o da adamcağızın “kısmi felç” durumuydu… OLAY CİDDİ Yukarıdaki örneklerin benzeri, bildiğim onlarca, yüzlerce yaşanmış olay var. Öncelikle şu noktayı belirteyim; bir kişi vergi kaçırmışsa ve suçu da kanıtlanmış ise bu vergi ve cezası kendisinden alınmalıdır. Hapis cezasını gerektiren bir fiili varsa, hapse de girebilmelidir. Dünyadaki örnekler de bu yönde... Ancak, kişi vergi kaçırmadığı halde, hakkında keyfi ya da abartılı bir işlem yapılmışsa… o zaman da bu işlemi yapanlara hesap sorulabilmelidir. Anayasa’nın 125. maddesinin son fıkrasında yer
alan “İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür”
hükmü uyarınca, haksız yere uygulanan bir vergilendirme ve ceza nedeniyle
mükellef; uğradığı zararı ve yaptığı masrafları (örneğin ticari kayıp, hisse
değerinin aşırı düşmesi, teminat mektubu gideri, avukat, mali müşavir vs)
idareden talep edebilir. İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti - Türkiye' nin En Büyük Mevzuat Portalına Hoş Geldiniz. |
Şükrü Kızılot
Okunma: 522 | |||
Yazarın En Çok Okunan 5 Yazısı
|