|
Ukrayna, Letonya ve Estonya
Şükrü Kızılot - skizilot@yaklasim.com - 02
Temmuz 2009 Perşembe - Hürriyet
DÜN Hürriyet’te okuduğunuz gibi, ekonomisi 2009’un ilk çeyreğinde yüzde 20.3
daralan Ukrayna’yı yüzde 18’le Letonya, yüzde 15.1’le Estonya ve yüzde 13.8’lik
küçülme ile dördüncü sırada Türkiye izliyor.
Bu ülkeleri okuyunca Uganda ve Tanzanya’yı hatırladım. Bu iki ülke de cep
telefonundan alınan vergiler yönünden, Türkiye’den sonra geliyordu..
DİĞER ÜLKELER
“Bunların bir kısmı haritada yerini bulmakta zorlanacağımız ülkeler. Peki..
diğer ülkelerin durumları nasıl?” diye merak edenler için açıklayalım.
Bazı ülkelerde (örneğin Çin 6.1, Hindistan 5.8, Mısır 4.3, Polonya 0.8,
Yunanistan 0.3) küçülme değil, aksine büyüme var. Bazı ülkelerde de (örneğin
Brezilya 1.8, ABD 2.5, İspanya 3, Güney Kore 4.2, Almanya 6.9, Japonya 8.8,
Rusya 9.5) küçülme var.
Dünyada, krizden etkilendiği halde “etkilenmedik, bizi teğet geçecek” diyen tek
ülke olan Türkiye’de ise, ekonomi savaş yıllarına döndü ve yüzde 13.8 küçülme
ile rekor kırdı. Türkiye bu performansıyla, G-20 ve OECD ülkeleri arasında da
liderliğe oturdu.
Bilmeyenler için açıklayalım; büyümenin olması, bir ülkenin zenginleştiğini,
eksi büyüme yani küçülmenin olması da o ülkenin fakirleştiğini gösterir. Buna
göre Türkiye, 2008 yılının son çeyreğinde eksi 6.2 küçülme nedeniyle fakirleşti.
2009 yılının ilk çeyreğindeki eksi yüzde 13.8’lik küçülme nedeniyle, biraz daha
fakirleşti.
Görüldüğü gibi, kriz büyümede teğet geçmiş ama diğer ülkeleri teğet geçmiş, bizi
de delip geçmiş ve ekonomide 1945’den bu yana görülmemiş bir küçülmeyi
yaşatmış!..
TİCARETTE EKSİ 25.4
Kendini iyi hissetmeyen Temel çevresindekilere “Ula uşaklar çok hastayum.
Durumum iyi değul” dedikçe etrafındakiler “İyisun, iyisun” derlermiş. Bir gün
Temel ölmüş. Cenazesini defnedenler, Temel’in mezar taşına ölmeden önce
yazdırdığı şu sözleri okumuşlar:
“Hastayum, hastayum diyordum inanmiyorduniz. Şimdi inandinuz mu?”
Fıkrada olduğu gibi, aylardır “piyasalarda yaprak kımıldamıyor, esnaf siftah
edemiyor, ciddi bir durgunluk var” denildikçe, “bir şey yok, kriz bizi teğet
geçecek” deniliyordu.
Açıklanan rakamlara bakıyoruz; 2009’un ilk çeyreğinde toptan ve perakende
ticarette yüzde 25.4 oranında küçülme var.
Milli gelirin oluşumunda, imalat sanayinin yüzde 24.4 ile özel bir ağırlığı var.
İmalat sanayindeki büyüme veya küçülme; başta toptan ve perakende ticaret olmak
üzere, inşaat, haberleşme ve ulaştırma sektörlerini yakından etkiliyor. Dönüp
bakıyoruz; 2009’un ilk çeyreğinde imalat sanayinde 18.5, ticarette 25.4,
ulaştırma ve haberleşme sektöründe yüzde 17.6, inşaat sektöründe 18.9 küçülme
var.
Örneğin inşaat sektörü, sürükleyici ve istihdam yaratan bir sektör. İnşaattaki
küçülme; demir, çimento, kum, kereste, tuğla, fayans, cam, mobilya, mefruşat,
beyaz eşya vs. derken 100’ün üzerinde sektör ve iş kolunu yakından
ilgilendiriyor. Böyle olunca, sektördeki durgunluk ya da canlılık, ekonomiye
aynen yansıyor.
İÇ TALEP ÖNEMLİ
Dünya ülkeleri, ciddi bir durgunluk yaşıyor. Bu durum Türkiye’nin ihracatına da
yansıyor.
Mayıs ayında ihracatımızda, yüzde 41 gerileme var. Dış talepte bir canlanma
olmadığına göre, iç talebi artırmaya yönelik teşvikler getirilip, yerli ve
yabancı sermayenin, yüksek katma değerli üretimi ve ilave istihdam olanaklarını
devreye sokacak yatırımlar hızlandırılmalı.
Bu aşamada, lokomotif sektörlerin ve KOBİ’lerin desteklenmesi, finansman
kaynaklarının çeşitlendirilmesi önemli. Kararlar alınırken, sektörün aktörleri
de masaya davet edilip dinlenmeli ve önerileri alınmalı. Aksi takdirde, yapılan
düzenlemelerin bir ya da iki ayağı hep havada kalır.
İktisadi Dayanışma
Gazetecilik Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti
- Türkiye' nin En Büyük Mevzuat Portalına
Hoş Geldiniz. |