|
Koyun ve kazın tüyü ya da derisi
Şükrü Kızılot - skizilot@yaklasim.com 11
Eylül 2009 Cuma - Hürriyet
BUNDAN 11 yıl kadar önce, bir vergi incelemesi sonucu Sabah Gazetesi’ne çok
yüksek tutarda KDV ve bunun üç katı kaçakçılık cezası gelmişti.
Gazeteyi çok zor durumda bırakan vergi ve cezalarla ilgili “Ne yapılabilir?”
diye araştırılırken, gazetenin sahibi Dinç Bilgin bana da sormuştu:
- Hocam sizce durumumuz ne, bize neyi önerirsiniz?
- Efendim, olayın çözümü çok basit. Ortada ciddi bir hata var. Maliye
Bakanlığı’na konuyu açıklayan bir dilekçe yazıp başvurursanız, toplam tutarın
dörtte üçünü oluşturan kaçakçılık cezasının tamamı düzeltme yoluyla kaldırılır.
Kalan dörtte biri için de vergi mahkemesine dava açarsınız. Delillerinizi
sunduğunuzda büyük bir ihtimalle o da kalkar.
- Gerçekten bu kadar basit mi?
- Evet... Bu kadar basit. Maliye Bakanlığı dilekçenizi inceler. Ortada çok net
bir hata varsa, düzeltilir. Sizin bu olayınızda kesinlikle büyük bir hata var.
NE OLDU
İki sayfayı aşmayan bir dilekçe ile Maliye Bakanlığı’na başvuruldu. Dönemin
Gelirler Genel Müdürü, dilekçeyi dikkatle okuyup, ekindeki belgeyi inceledi.
Ardından;
- Evet, burada ciddi bir hata yapılmış. Rahat olun, kanunlar neyi öngörüyorsa,
bizim için esas olan odur. Siz bir çay daha içerken, arkadaşlar yazıyı 15-20
dakika içinde hazırlarlar
dedi.
20 dakika sonra yazı hazırlanmış olarak, Genel Müdür’ün önüne geldi. Kaçakçılık
cezasının da tamamı, düzeltme yoluyla sıfırlanmış oldu.
Bir kez daha belirteyim, olayda Sabah Gazetesi yüzde 100 haklıydı. İnceleme
elemanı yanlış bir uygulama yapmıştı ama Maliye Bakanlığı, hatayı bir dakika
bile tereddüt etmeden düzeltmişti.
Vergi mahkemesinde de kalan kısmın tamamı kaldırılmıştı.
KOYUN VE KAZ
Dün Sevgili Hıncal Uluç’un “Tebessüm” köşesinde güzel bir fıkra vardı.
Aynen aktarıyorum.
“Eski Roma’da eyalet valilerinden biri, Kayser Tiberius’a vergilerin
artırılmasını teklif edince, şu cevabı almış;
- İyi bir çoban, koyunlarının yününü kırpar ama derisini yüzmez.”
Fıkradakine benzer bir de söz var.
Jean Baptiste Colbert diyor ki; “Vergileme sanatı, kazı bağırtmadan ondan mümkün
olduğu kadar fazla tüy almaktır.”
Fıkranın da sözün de ortak noktası; vergi mükellefi önemlidir. Onu öldürmeden ya
da derisini yüzmeden, kurallar çerçevesinde ondan mümkün olduğu kadar fazla
vergi tahsil edilmeli.
BİR BAŞKA ÖRNEK
Dün ayrıntılı olarak yazdım.
Ortada ciddi bir vergi hatası ve bu hatalı işleme dayanılarak istenen yüksek
tutarda vergi ve ceza var.
* KDV Kanunu diyor ki: Hisse senedinin elden çıkartılması, KDV’den müstesna.
* İnceleme elemanı diyor ki: İlmühaber, hisse senedi yerine GEÇMEZ.
* Maliye Bakanlığı diyor ki: İlmühaber, hisse senedi yerine GEÇER.
* Türk Ticaret Kanunu diyor ki: İlmühaber, hisse senedi yerine GEÇER.
Maliye Bakanlığı 232 No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile açıklama yapmış.
Ticaret Kanunu’nun 411. maddesinde de ilmühaberlerin, hisse senedinin yerini
alacağı belirtilmiş.
Görüldüğü gibi, ortada yasa maddeleri ve tebliğ var. Bunları yok kabul ederek
aksine yorum yoluyla, vergi ve ceza alınması, vergilendirme hatasıdır (VUK Md.
118/3).
Ortada, ciddi bir hata varsa bunun düzeltilmesi yasa hükmü.
Kuşkusuz ortada büyük vergi kayıplarının olduğu durumlarda, bunun
cezalandırılması gerektiği de yasa hükmü.
Esas olan, yasaları doğru, adil ve eşit olarak uygulamak.
Tıpkı iyi bir çobanın, koyunun yününü kırpıp derisini yüzmeyeceği ya da kazı
bağırtmadan ondan mümkün olduğu kadar fazla tüy alınacağı gibi...
İktisadi Dayanışma
Gazetecilik Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti
- Türkiye' nin En Büyük Mevzuat Portalına
Hoş Geldiniz. |