Şirkete limuzin almanın avantajı

 

09.04.2005

 

Arşiv Arama

 

Önceki Sayfa

 

Şirkete limuzin almanın avantajı

Şükrü Kızılot - 10 Nisan 2005 Pazar - Hürriyet

ŞİRKETE, Ferrari, Lamborghini, Mercedes ya da BMW almak yerine limuzin almanın daha avantajlı olduğunu biliyor musunuz? Bilmiyor ve merak da ediyorsanız, bu yazıyı dikkatle okuyun.

Şirkete alınan ve üst düzey yöneticilerin kullanımına tahsis edilen Ferrari, Lamborghini, Mercedes, Jaguar ya da BMW ve benzeri otomobillere ait harcamaların ve amortismanların, gider yazılması kabul edilmiyor.

Hemen belirtelim, bu İngiltere’ye ait bir uygulama. İngiltere’de, yargıya intikal eden bir olayda, Ferrari ve Lamborghini, aynı zamanda özel işlerde de kullanılabileceği düşünülerek, şirket arabası olarak kabul edilmedi (Bkz. Mike Truman, ‘Forget the Ferrari’, Taxation, Mart 2005, No:3997, s.529).

DOLAYLI ÇIKAR


İngiltere’de, şirketin işi dışında kullanılan otomobillerin, yüzde 20 veya yüzde 40’ı (şirketle çalışan arasında özel bir sözleşme yoksa) gider yazılamıyor. Hatta, otomobili kullanan kişi için ‘benefit in kind’ yani dolaylı bir çıkar olarak kabul edilmiş ve bu yüzde 20 veya yüzde 40’a isabet eden tutarın, otomobili kullanınca gelir olarak beyan edilmesi öngörülmüş.

Limuzine gelince, oturulacak yer sayısı en az 9 olmak koşuluyla, limuzin masrafları ve amortismanının, gider yazılması kabul ediliyor. Bunun gerekçesi olarak da limuzinin iş dışında kullanılamayacağı gösteriliyor.

TÜRKİYE’DEKİ DURUM

Türkiye’de işletmeye kayıtlı otomobiller arasında;

- Marka ve model ayrımı gözetilmeksizin, masrafların tamamı gider yazılabiliyor.

- Hesaplanan amortismanın da tamamı (ilk alındığı yıl hariç) gider kaydedilebiliyor.

Yıllar önce, aynı zamanda özel işlerde kullanılan otomobillerin masrafları ve amortismanlarının yarısı gider kabul ediliyordu. 1999 yılından bu yana tamamı gider yazılabiliyor!.. Bazı şirketlerde, şirket yöneticisinin eşi ve çocuklarının kullandığı otomobil bile şirket adına alınıyor ve masraflarının tamamı gider yazılıyor.

Ne diyelim... Orası İngiltere, burası da Türkiye!...

Cezanın cezası ve trafik polisi

ADAMIN birisi, eşiyle birlikte giderken trafik polisi durdurup, ehliyet ve ruhsatını istemiş. Trafik polisi ruhsatı incelerken adam dayanamayıp sormuş;

- Affedersiniz memur bey, bir kural hatası mı yaptım?

- Evet, emniyet kemerinizi bağlamayı unutmuşsunuz.

Tam o sırada eşi müdahale etmiş.

- Memur bey, siz bu adamı bilmezsiniz. Ben ne dersem her zaman tersini yapar. Bir türlü beni dinlemez. Daha evden çıkarken emniyet kemerini bağla dedim. Sırf ben dedim diye bağlamadı. Biraz önce köşeyi dönerken yine uyardım. Bak emniyet kemerini bağla dedim, inat etti yine bağlamadı. Siz bu adamı bilmezsiniz öyle inat öyle inat ki, bir türlü beni dinlemez. Ona dedim ki, birazdan trafik polisi karşımıza çıkarsa, ya bizi durdurursa ne yapacaksın? İşte dediğim oldu. Ödesin de cezayı aklı başına gelsin. Beni dinlemezse daha çok cezalar öder, çok perişan olur. İşte bu adam böyle bir adam evlendiğimizden beri beni bir türlü dinlemez. Öyle inat, öyle inat ki...

Trafik polisi, kadının daha fazla konuşmasına meydan vermeden, adama ehliyet ve ruhsatını uzatmış;

- Beyefendi, buyrun ehliyet ve ruhsatınızı, gidebilirsiniz. Size zaten Allah cezanızı vermiş. Bir de ben ceza yazmayım, cezanın cezası olmaz!..

Dünyanın en mutlu çifti

BİR yıl önce, dünyanın en mutlu çiftinin Adem ve Havva olduğunu yazmış ve nedenlerini sıralamıştık. Okurlarımızdan Nur Ekesan, yazdıklarımıza, aşağıdaki ilaveleri yapmış.

Hiçbir zaman Adem’in de Havva’nın da kaynanası olmadı...

Hiçbir zaman Havva kız arkadaşlarını eve toplayıp akşama kadar dedikodu yapamadı...

Havva hiçbir kavgadan sonra ‘Ben annemin evine gidiyorum’ diyemedi ve Adem de onu almak için kaynanasıyla yüzleşmek zorunda kalmadı...

Hiçbir zaman Sevgililer Günü’nü unutmaktan doğan kavgalar çıkmadı...

Hiçbir zaman Adem yatınca çocuğun babası kim diye uykusuzluk çekmedi. Havva ise Adem’in başka kadınlardan çocuğu var mı diye düşünmedi...

Havva hiçbir zaman kıyafeti ile Adem’i çileden çıkartamadı...

Randevulara gecikince trafiği bahane edemediler....

Hiçbir zaman birbirlerinin yüzüne telefonu kapatamadılar. Telefonda kavga da edemediler...

Hiçbir zaman Adem de Havva da aldatılmaktan korkmadı.

Adem hiçbir zaman, ‘Kol düğmelerim nerede’ diye Havva’ya bağıramadı... Havva da ona, ‘Gömleğini çıkarttığın kadının evinde bırakmışsındır’ diyemedi...

Ferrari ve minibüs ÖTV’si aynı!

FERRARİ ile minibüsün Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) oranı aynı olur mu demeyin oluyor.

Silindir hacmi 2000 cm3’ü geçen 9 kişilik bir minibüsün de ya da trilyonluk Ferrari Unzo otomobilin de ÖTV oranı aynı yani her ikisinin ÖTV’si yüzde 84 olarak hesaplanıyor.

Hayret ki ne hayret!..

Günün sözü

- Hayat istediğin gibi gitmiyorsa, unutma direksiyonda sen varsın...

Marlynn Longsdon

İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30

 

Şükrü Kızılot

 

Okunma: 803

Diğer Yazıları

 


Yazarın En Çok Okunan 5 Yazısı

 

Şirkete limuzin almanın avantajı