IMF ile anlaşma olsun mu, olmasın mı

 

28.01.2010

 

Arşiv Arama

 

Önceki Sayfa

 

IMF ile anlaşma olsun mu, olmasın mı

Şükrü Kızılot - skizilot@yaklasim.com 28 Ocak 2010 Perşembe - Hürriyet

ÖZELLİKLE son haftalarda, en çok tartışılan konu bu... “Anlaşmayalım” diyenlerin yanı sıra “Mutlaka anlaşalım” diyenler de var.

Dün Hürriyet'te okudunuz, Merkez Bankası Başkanı da IMF konusundaki belirsizliğin kötü olduğuna dikkati çekerek, konunun bir an önce netleşmesi gerektiğini belirtiyordu.

MECBUR MUYUZ?

Hayır!.. Böyle bir mecburiyetimiz yok.

2010 yılında Türkiye, IMF kaynağı olmadan da yoluna devam edebilir.

Aslında IMF'de, çok istekli değil. Türkiye'de de “IMF ile anlaşmaya mecburuz” diyen de yok. Ancak “Anlaşma sağlanırsa iyi olur” diyenler var.

Türkiye, IMF kredisi olmadan da 2010 yılında yüzde 3,5-4 civarında büyür. Ancak IMF kredisi olursa, bunun olumlu etkisiyle büyüme yüzde 5.5-6 olabilir.

IMF'den, piyasadan yapılacak borçlanmalara göre, daha uygun koşullarla kaynak sağlama olanağı var. Ancak, bu aşamada, IMF kredisinin tutarı da belli değil!

Örneğin 5-10 milyar dolar mı, 15-20 milyar dolar mı? Yoksa 30-40 milyar dolar mı?

Eğer IMF'den anlamlı bir para gelecekse, bir stand-by düzenlemesini ciddi olarak düşünelim. Aksi halde düşük tutarda bir para (örneğin 5-10 milyar dolar) için
“IMF ile stand-by yürüten” çok da itibarlı olmayan ülkeler listesine girmeyelim.

EKONOMİYE ETKİLERİ

- 2010'da “cari açık” yani döviz açığı artış trendine girecek. Bu aşamada dış finansman kaynağı bulunabilecek tek yer IMF olarak gözüküyor. IMF'den gelecek kaynak, olası bir cari açık finansmanı riskini, ciddi anlamda zayıflatır. Aksi halde Hazine borçlanmayı artırır. Vade kısalır, faizler yükselebilir.

- Başbakan Yardımcısı Ali Babacan; “IMF'den gelen kaynağı, aynı gün Hazine getirip Merkez Bankası'na verecek. Karşılığında TL alacak. Bu para kadar da piyasalardan daha az iç borçlanmaya gidecek. Piyasalara daha fazla TL likidite bırakacak” diye açıklama yaptı.

Örneğin Hazine, IMF kredisinden 5 milyar doları, Merkez Bankası'na bozduracak. Aldığı 7.5 milyar TL'yi, vadesi gelen iç borcu ödemekte kullanacak. Tekrar borçlanırken 7.5 milyar TL az borçlanacak. Borçlandığı kişi ya da kurumlara ödediği tutarın 7.5 milyar TL'si piyasada kalacak.
5 milyar dolar için verdiğimiz bu örnek 10 ya da 20 milyar dolar için de söz konusu olabilecek.

- Şu anda yüzde 100'ü aşan borç çevirme oranı, düşecek.

- Hazine'den dolar alıp karşılığında TL verdiği için Merkez Bankası'nın döviz rezervi yükselecek.

- Özellikle yabancı yatırımcıların, Türkiye'ye olan güveni artabilir.

- Bankalar, Hazine kağıdı alamayınca, ellerinde parayla ticari kredi kullandırmaya ağırlık verebilir.

OLASI GELİŞMELER

- IMF anlaşması olursa, sıcak para artar ve dolar kuru geriler.

- Düşük kur, ihracatı azaltır, ithalatı artırır. Bu da dış ticaret açığını, buna bağlı olarak da cari açığı pompalar.

- Piyasa disiplinsizliği olur ve bunun olumsuz etkileri yaşanır.

ASIL SORUN

Türkiye ekonomisinin asıl sorunu, talep yaratmak.

IMF kredisinin, özellikle dış talebi artırmayacağı ortada. Paramıza değer kaybettireceğiz ki yabancı ülkeler bizden mal alsınlar. Bu aşamada TL üzerinde oluşacak değerlenme baskısını bertaraf edecek politikalar geliştirilmeli.

Daha önemlisi, IMF tartışmaları ile uğraşırken, ekonominin asıl sorunları olan işsizlik ve kayıtdışılıkla mücadeleyi de ihmal etmemek gerekiyor.

İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti - Türkiye' nin En Büyük Mevzuat Portalına Hoş Geldiniz.

 

Şükrü Kızılot

 

Okunma: 667

Diğer Yazıları

 


Yazarın En Çok Okunan 5 Yazısı

 

IMF ile anlaşma olsun mu, olmasın mı