|
IMF sonrası kaynak arayışı
Şükrü Kızılot - skizilot@yaklasim.com - 15 Mart 2010 Pazartesi - Hürriyet
AYLARDIR tartışılan IMF ile stand by programı, sonunda rafa kaldırıldı.
Bardağın dolu tarafına bakanlar, “Ne güzel, IMF’nin parasına ihtiyacımız yok
diyebiliyoruz. Demek ki IMF desteği olmadan da Türkiye yoluna devam edebiliyor”
diye düşünüyorlar.
Bardağın boş tarafına bakanlar da “Cari açık tırmanmaya başlamışken, IMF desteği
olmayacak. Büyüme yavaş olacak. Peki.. İlerleyen yıllarda değirmenin suyu
nereden gelecek. Cari açığın finansmanı ile ilgili sorun nasıl çözümlenecek?”
diye endişe ediyorlar.
AÇIK 6 KAT ARTTI
Türkiye ekonomisinin işsizlik ve kayıt dışılık ile birlikte üçüncü temel sorunu
olan “cari açık” geçtiğimiz yıl ciddi anlamda gerilemişti.
Şimdi tekrar kendini belli etmeye başladı.
Ocak 2010 ayı cari açığı, geçen yılın aynı ayına göre 6 kat artarak 2.96 milyar
dolara yükseldi. Bu tutar, 2010 yılı cari açık beklentilerini 25-35 milyar dolar
bandına yükseltti.
IMF’den kredi alınsaydı, Hazine alınan dövizi Merkez Bankası’na bozduracak
ardından da piyasalara daha az borçlanacaktı. Böyle olunca, şu anda yüzde 105
olan borç çevirme oranı düşecek, bankalar Hazine’ye satamadıkları parayı,
piyasaya kredi olarak verecekler. Sonuçta, iş dünyasında bir rahatlama olacaktı.
Son gelişmeye göre, yeni bir kaynak ya da kaynaklar bulunamazsa, önceki senaryo
devam edecek. Reel faizler yükselecek. Bankalar ellerindeki parayı yine Hazine
Bonosu ve Devlet tahviline yatıracaklar. Piyasalardaki parasal sıkışıklık devam
edecek.
YENİ BİR VARLIK BARIŞI
2009’da olduğu gibi, bu yıl da dış açıkların finansmanı, Türkiye ekonomisinin
büyüme performansını yakından ilgilendirecek.
Geçen yıl “Varlık Barışı” yasası nedeniyle Türkiye’ye getirilen paralar,
finansman açığı için önemli bir kaynak olmuştu.
2010 yılında, cari açıkta ortaya çıkacak artış, yeni bir kaynak bulunmasını
kaçınılmaz kılıyor. Bu aşamada “Yeni bir Varlık Barışı” ciddi bir çözüm
olabilir.
NASIL BİR BARIŞ?
Açık söylemek gerekirse, önceki uygulamalar, yeterince başarılı olmadı.
Mayıs ayında çıkartılacak yeni bir Varlık Barışı Yasası ile;
1. Yurt dışındaki paralarını getirecek olanlara, 2009 ve öncesi yıllara ilişkin
vergi incelemesi yapılmayacağı
taahhüt edilmeli.
Önceki Varlık Barışı Yasası ile 2007 ve öncesine ait inceleme yapılmayacağı
taahhüdü verildiği için 2009’da parasını getirenler, 2008 yılı nedeniyle cezalı
duruma düştüler. Böyle olunca çok kişi parasını getirmedi. Nitekim, hafta
sonunda kendisi ile konuştuğum Maliye Bakanı da 2008 yılı ile ilgili eksikliği
kabul etti.
2. Önceki varlık Barışı döneminde, İsviçre ile çifte vergilendirmeyi önleme ve
bilgi değişimi anlaşması yapıldığı, çemberin daraldığı vs. açıklanmıştı. Oysa
böyle bir anlaşma yoktu. Hala da yok!
3. Önceki yasa ile yurtdışından para getirilecek ülkeler, “bilgi değişimi olan
ülkelerle” sınırlandırılmıştı. Gerçi Maliye Bakanlığı basın açıklaması ile
“Hangi ülkeden getirilirse getirilsin, kabul edileceğini” açıkladı ama ortada
yasa varken açıklamanın hukuki bir değeri yoktu.
Yeni düzenlemede bu konu, tüm ülkeleri kapsayacak şekilde yasada yer almalı.
Bir başka kaynak olan; borçlu şirketlerle ilgili yapılandırma, birikmiş borçlara
kolaylık, yargıdaki ihtilaflar konusunu, Maliye Bakanı’nın bana anlattıklarına
da yer vererek Çarşamba günü yazacağım.
İktisadi Dayanışma
Gazetecilik Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti
- Türkiye' nin En Büyük Mevzuat Portalına
Hoş Geldiniz.
|