İsveçli tavşan ve futbolcular

 

29.05.2005

 

Arşiv Arama

 

Önceki Sayfa

 

İsveçli tavşan ve futbolcular

Şükrü Kızılot - 29 Mayıs 2005 Pazar - Hürriyet

BİRKAÇ haftadır, futbolla yatıyor futbolla kalkıyoruz. Son bir haftadır Fenerbahçe’nin şampiyonluğu, ardından İstanbul’da oynanan ve 200 ülkede TV’den 3 milyar civarında insanın izlediği, yıllarca unutulmayacak, Liverpool-Milan finali harikaydı...

Futbol, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de büyük ilgi görüyor. Gazetelerin çoğunda, en fazla sayfa spora daha doğrusu futbola ayrılıyor. Zaman zaman ekonomi sayfalarına da yansıyor. Özellikle, futbolcuların transfer ücretleri ve bunun gelir vergisi ile ilgili tartışmalar, çoktan başladı bile...

İSVEÇLİ TAVŞAN

Bazı haber ve yorumlar, Avrupa’da yaygın olan ‘İsveçli Tavşan’ fıkrası gibi...

İsveçli tavşan, sınırı geçmiş giderken, Norveçli tavşanla karşılaşmış.

‘Hayrola, niye kaçıyorsun?’

‘Bizim orada, geyikleri öldürüyorlar!’

‘Sana ne, sen geyik değilsin ki!’

İsveçli tavşan boynunu bükmüş;

‘Sen gel de bunu İsveçlilere anlat!..’

Son zamanlarda, bu fıkrayı anımsatan bazı haberler ve köşe yazıları yayınlanmaya başladı. Manşetlere taşınan bu haber ve yazılarda; işçinin 500 milyon (500 YTL) maaşından yüzde 40 vergi kesen devletin, milyonlarca dolar kazanan futbolcuların vergisini yüzde 15’e düşürmesi eleştiriliyordu. Gerçek durumu, ‘barut fıkrası’ ile birlikte açıklayalım.

BARUT FIKRASI

Savaşı kaybeden komutanı çağırıp sormuşlar;

‘Savaşı niye kaybettiniz?’

‘Savaşı kaybetmemizin tam 40 nedeni var!..’

‘Nedir onlar?’

‘Birincisi... Barutumuz yoktu.’

‘Tamam diğer 39’unu sıralamanıza gerek yok’

Burada da fıkradakinin benzeri bir durum söz konusu. 500 YTL aylık alan işçi, yüzde 40 değil yüzde 15 hatta yüzde 12.7 gelir vergisi ödüyor. Ayrıca, ücretlilerin gelir vergisi tarifesinde, yüzde 40 diye bir oran da yok! Futbolcuların vergisi de bugünlerde çıkan bir yasa ile yüzde 15 olmadı, yıllardır yüzde 15!..

Futbolcuların vergisi ile ilgili düşüncelerimizi, daha önce yazdığımız için tekrar etmek istemiyoruz. Ancak, bir konuyu ortaya koyup, kıyaslama yaparken, olaya hakim olup verileri ortaya doğru koymak gerekir. Aksi halde haber de yorum da boşlukta kalır...

KADININ GÜNLÜĞÜ

Bugün üç yıl bitti. Onun karşısına gelinlikle çıktığım günkü kadar mutluyum.

Tanrım onu ne kadar seviyorum mükemmel bir erkek.

Bugün cumartesi, bıraktım arkadaşlarıyla eğlensin.

Akşama en sevdiği yemek olan pastırmalı kurufasulyeyi yapıyorum.

Banyo yaptım, en sevdiği kıyafeti giydim. Onu bekliyorum heyecanla...

Eve 21.30’da geldi. Beni öpüşü biraz soğuktu.

Arkadaşlarıyla ne yaptığını sordum, ağzında bir şeyler geveledi. Yoksa bir durum mu var?

Yemekte de dalgındı. Herhalde ötekini düşünüyor. Benden genç mi acaba? İşyerindeki o sarışın olmasın.

Dayanamadım ‘Neyin var?’ diye sordum. ‘Yok bir şeyim’ diye geçiştirdi.

Elini tuttum, elimi okşadı ama hissiz ve parmak uçları da soğuk.

Tanrım ölmek istiyorum, ağlaya ağlaya uykuya dalmışım.

ERKEĞİN GÜNLÜĞÜ

Off be, Galatasaray pisi pisine yenildi. Ama kurufasulye güzeldi!..

(Teşekkürler Canan Perdahlı)

Maradona’ya 30 milyon Euro vergi cezası

BİR zamanların efsane futbolcusu Diego Armando Maradona, sağlık sorunları yetmiyor gibi şu sıralarda bir de İtalyan maliyecileri ile uğraşıyor.

Maradona’ya 1985 ve 1991 yıllarında, Napoli takımında futbol oynadığı dönemde, elde ettiği gelirin vergisini ödemediği için 30 milyon Euro vergi ve ceza kesildi.

Maradona’nın bu vergi ve cezaya karşı yaptığı itiraz İtalyan Mahkemesi’nce geçtiğimiz hafta reddedildi.

İtalyan maliyeciler, şu sırada vergi ve cezayı tahsil etmek için Maradona’yı arıyorlar. Kullandığı uyuşturucu nedeniyle, bir ara komaya bile giren Maradona, geçtiğimiz çarşamba Liverpool-Milan maçını izlemek için Türkiye’ye geldi. Ancak vergi borcu nedeniyle İtalya’ya gidemiyor. İtalyan Maliyecilerin bu gidişle, değil 30 milyon 3 milyon Euro’yu bile tahsil etmeleri çok zor gözüküyor!..

ENERJİ DOLU İHTİYARLAR

Mimar Sinan, kalfalık dönemi eseri olarak nitelendirdiği Süleymaniye Camii’ni bitirdiğinde 70 yaşını geçmişti. Ustalık eseri olarak saydığı Selimiye Camii’ni tamamladığında yaşı 86 olmuştu.

Rönesans döneminin ünlü sanatçılarından olan Michelangelo, en ünlü eseri olan Pieta’yı (İsa Peygamberi annesi Meryem’in kollarında gösteren heykeli) tamamladığında 87 yaşındaydı.

Goethe, en büyük eseri Faust’u ölümünden bir yıl önce, yani 82 yaşında bitirmişti.

Thomas Hobbes, Yunanca bir eser olan The Odyssey’i İngilizce’ye çevirdiği zaman 87 yaşında idi.

(Akın ALICI, Hayata Yön Veren Öyküler, s.48,49)

GÜNÜN SÖZÜ

Yaşamda size yapılan faullere, serbest atış verilmez.

Deborah Miller Palmore (Olimpist basketbolcu)

İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30

 

Şükrü Kızılot

 

Okunma: 926

Diğer Yazıları

 


Yazarın En Çok Okunan 5 Yazısı

 

İsveçli tavşan ve futbolcular