|
Kuyumcuya ve diş hekimine kız yok
Şükrü Kızılot - 15 Haziran 2005 Çarşamba -
Hürriyet
SADECE kuyumcuya ve diş hekimine değil, konfeksiyoncuya, fırıncıya, deri
ticareti yapana, ayakkabıcıya, mobilyacıya, lokantacıya hatta kürkçülere bile
kız vermeyin.
Nedenine gelince, bunların aylık kazancı, asgari ücretli kadar bile değil.
Evlendiklerinde, bu gelirleriyle de kızınızı geçindiremezler, çocuğunuz perişan
olur!
‘Peki... Kızı kime vereceğiz?’ diye sorarsanız, bu konuda tatmin edici bir yanıt
veremeyiz. Çünkü, diğerlerinin de durumu pek iç açıcı değil.
DOKTORLAR VE MÜHENDİSLER
Biz çocuk iken, doktor ve mühendis modası vardı. Hatta bazıları, ‘Kızımı ne
doktorlar mühendisler istedi de vermedim’ diye hava atarlardı. Şimdi listeye
bakıyoruz, doktorların ve mühendislerin de pek havası kalmamış. Doktorların
ortalama gelir beyanı, ödedikleri gelir vergisini düştükten sonra 664 YTL. Mimar
mühendislerin geliri de hemen hemen aynı. Bu parayla da ev kirası, apartman
aidatı, elektrik, su, havagazı vs. derken, evin giderlerini zor karşılarlar.
Diğerlerine yani yemeye, içmeye, giyime, ulaşıma, çocukların okuluna para
kalmıyor!..
Hürriyet’te okudunuz, asgari ücretli brüt 488.7, devlette çalışan bir odacı 525
YTL aylık alırken, kürkçüler 221, diş protez ve labratuvarları 147, mobilyacılar
260, ayakkabı imalatçıları 264, diş hekimleri 382, kuyumcular 414 YTL aylık
gelir beyan etmişler. Liste uzayıp gidiyor...
Bu kişiler, yukarıdaki gelirlerinden, bir de vergi ödedikten sonra, gül gibi
geçinip gidiyorlar!..
SORUN NEREDE?
Yukarıdaki olay, Türk basınının her yıl tekrarladığı geleneksel bir haber
oldu... Geçen yıl bildirilen kazanç da bu yılın benzeri... Her yıl haziran
ayında, liste açıklanıyor ardından asgari ücretli ve kapıcı ile kıyaslamalar
yapılıyor. O kadar... Bir kaç gün sonra olay unutuluyor...
Yukarıdaki gelirler, bir yönüyle de Türkiye’deki kayıtdışılığın boyutlarını
ortaya koyuyor. Bu kişiler araştırıldığında, çoğunun otomobili, evi, yazlığı,
bankada yüklü hesabı, özel okullarda okuyan çocukları farkedilecek.
Peki...Kendilerine ‘Bu değirmenin suyu nereden geliyor?’ diye, niçin sorulmuyor?
Banka kredi kartlarındaki harcamalarına bile bakılsa yeter.
Bunlar daha ‘kümesteki kazlar’ bir de ‘kümesin dışındaki kazlar’ var. Vergi
dairesinde, kaydı olmayan, kümesin dışındaki kazların arasında öyleleri var ki
aylık harcamaları, dudak uçuklatan cinsten. Ancak, adamların sanki
dokunulmazlığı var. Bunları inceleyip sorgulayacak yasal mevzuat, son derece
yetersiz hatta yok!..
İşin doğrusu, gerekli yasal düzenleme ve uygulama yapılmadığı sürece, daha
yıllarca aynı filmi seyretmeye devam edeceğiz.
NE YAPMALI?
Yapılması gerekenler belli. Yıllar önce kaldırılan ‘vergi güvenlik önlemleri’
yeniden getirilmeli. Başta ‘Hayat standardı esası’ olmak üzere, çok sayıda
güvenlik önlemine ihtiyaç var.
Bu arada, iyi niyetli mükellefleri de korumak gerekiyor. Herkesi aynı terazide
tartmak da yanlış. Yıllık 50.000-100.000 YTL gelir bildiren doktorlar, diş
hekimleri, kuyumcular, mobilyacılar vs. de var. Ortalamayı bunlar yükseltiyor
yoksa bildirilen gelirler çok daha düşük.
İyi niyetli mükellefleri koruyan; en az geçim indirimi, oran indirimi, masraf
yazılacak harcamaların kapsamının genişletilmesi, istihdamla ilgili yükün
azaltılması gibi, çağdaş düzenlemeler, bir an önce yapılmalı. Türkiye, yasalara
uygun bir şekilde vergi ödeyenler için ‘vergi cehennemi’ olmaktan çıkartılmalı.
Vergi kaçıranlar için de Türkiye bir ‘vergi cenneti’ olmamalı... Neyin nasıl
yapılacağı belli yeter ki yapılmak ve uygulanmak istenilsin.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik
Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|