|
Yazar kasalar bu yaz tatilde
Şükrü Kızılot - skizilot@yaklasim.com - 28 Temmuz 2005 Perşembe - Hürriyet
Yaz tatili nedeniyle Bodrum, Marmaris, Çeşme, Kuşadası, Alanya ve benzeri tatil
yörelerine gidenler, mutlaka fark etmişlerdir, yazar kasalar ya bozuk veya
ortada fiş kesen yok.
Eğlence yerleri ile hizmet işletmelerinin çoğunda da ‘hesap pusulası’ diye bir
kağıt geliyor. Parayı ödüyorsunuz, o kadar. Ne yazar kasa fişi var ne de başka
bir şey!...
BİRKAÇ ÖRNEK
Biletle girilen diskolar, barlar ve beachler var. Girişte size bir bilet
veriyorlar. 10 ya da 20 YTL bazı yerlerde 30 YTL ödüyorsunuz. Üzerinde ‘sadece
bir yerli veya yabancı içki içindir’ yazısı olan bu bileti verip, içkinizi
alıyorsunuz. Ancak, ayrıca yazar kasa fişi düzenlenmediği için, paralar
kayıtlara girmiyor. Bazı yerlerde ‘banka kredi kartı’ ile ödeme yapıldığında,
yazar kasa fişi düzenlendiği görülüyor.
Deniz kıyısında bir kafeye ya da restorana gidiyorsunuz. Kalkarken hesap
istediğinizde ‘hesap pusulası’ diye gelişi güzel bastırılmış bir fiş geliyor.
Ödemeyi yapıyorsunuz, paranın üstü geliyor ancak yanında resmi ‘yazar kasa fişi’
yok. Fiş isteyen olursa, onlara da ‘yazar kasa bozuk, yarın gelin deniliyor’
olup bitiyor. Vatandaş, vergi uzmanı değil, yazar kasa bozuk olduğunda, elle
yazılan ‘perakende satış vesikası’ ya da ‘fatura’ düzenleneceğini nereden
bilsin?
Dondurma alırsınız, fiş istemezsiniz o da kendiliğinden yazar kasa fişi
vermez!
23 Temmuz 2005 tarihinde, Çeşme’de Ebru Gündeş’i izlemeye giden, Amerika’daki
yeğenim Mert, 1500’den fazla müşterinin olduğu büyük bir barda, dört kişi 600
YTL hesap ödeyip fatura istediğinde ‘Muhasebecimiz yok, isterseniz evinden
çağırayım’ yanıtını alınca ‘O zaman yazar kasa fişi verin’ diyor. ‘Peki’ diyen
garson, biraz sonra ‘yazar kasa bozuk’ diye geliyor.
Bu olaydan bir hafta önce de, Bodrum’da Society Bar’a gidiyor. 200 YTL hesap
ödeyip fiş istediğinde ‘Açılalı 15 gün oldu. Daha yazar kasa almadık’ diyorlar
‘Peki, o zaman fatura verin’ dediğinde de ‘Daha fatura bastırmadık’ yanıtını
alıyor.
DÜNYACA ÜNLÜ MARKALAR
Bakıyorsunuz Rolex, Bvlgari, IWC, Cartier, Corum, Chopard, Petek Philippe,
Vacheron Constantin, Panerai gibi dünyaca ünlü saatlerin fiyatı 10 YTL ile 100
YTL arasında değişiyor. Alırsanız tabii ki fiş yok. Bunlar, çok iyi taklit
edilmiş, kaçak saatler. Yürüyorsunuz; Prada, Gucci, YSL, Armani, Hermes,
Valentino, Versace, Christian Dior, Emporio Armani, Louis Vuitton ve daha
aklınıza ne gelirse, dünyaca ünlü markalardan çantalar, ayakkabılar, kemerler,
tişörtler... Fiyatları 10 YTL ile 200 YTL arasında değişiyor. Alırsanız tabi kii
fiş yok. Bunlar, çok iyi taklit edilmiş kaçak mallar. Fatura isterseniz faturaya
da yanaşmıyorlar. Israrla isterseniz ‘KDV’sini ekleriz’ diyorlar. Yine de
faturada ‘Prada’ ya da ‘Louis Vuitton’ diye markasını belirtmiyorlar. Yalnızca
çanta ya da ayakkabı diye yazıyorlar. Nedenine gelince, kaçak üretilen bu taklit
ürünleri satmaları suç. Hem para hem de hapis cezası var.
PARKÇILAR VE BEACH’LER
Gazetelerde ve dergilerde sık sık okuduğumuz, bazı TV kanallarında izleyip ‘Kim
kiminle beraber, falanca mankenin yeni sevgilisi kim, falanca dul nerde
eğlenmiş, kim karısını ya da kocasını veya sevgilisini aldatıyor?’ gibi son
derece önemli(!) konuları da öğrendiğimiz Reina, Sortie, Sunset, Şamdan, Ulus 29
gibi İstanbul’un popüler eğlence mekanlarından çıkışta, otopark görevlisinden
otomobilinizi getirmesini istediğinizde, 5 ya da 10 YTL verirseniz kesinlikle
kabul etmiyorlar. En az 20 YTL vermeniz gerekiyor. Fiş mi, o da ne? Adamlar
vergi mükellefi bile değiller. Günlük otopark geliri 10.000 YTL, bazen daha
fazla.
Merak etmeyin, yukarda yazılanları bilmesi gereken kişiler de biliyor fakat
nedense bu düzen hep böyle devam ediyor. Vergi toplanamayınca da yükleniyorlar
dolaylı vergiye...
İktisadi Dayanışma Gazetecilik
Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|