|
Sineklerle uğraşmak değil bataklığı kurutmak
önemli
Şükrü Kızılot - skizilot@yaklasim.com - 14
Eylül 2005 Çarşamba - Hürriyet
DÜNKÜ gazetelerde, Maliye Bakanlığı’nın, finans kesimine yönelik denetimler
sırasında, kağıt üzerinde şirket sahibi ya da ortağı gözüken çaycı, odacı ve
şoför gibi ‘sözde patronları’ ortaya çıkarmanın peşinde olduğuna ilişkin
haberler vardı.
Konu, Hürriyet okurlarının yabancısı değil. 24 Ağustos günü ‘Banka hesaplarına
vergi sorgulaması’ başlıklı yazımızda, olayın bankada hesabı olan sade
vatandaşla ilgisinin olmadığını; çaycı, odacı, şoför gibi kişilerin trilyonluk
hesaplarının incelenerek, vergi kaçağının ortaya çıkarılmak istenildiğini, Gelir
İdaresi Başkanvekili ile yaptığım konuşmayı da özetleyerek aktarmıştım. Dünkü
haberler de bunu doğruluyordu.
Yıllardır, bıkmadan usanmadan yazarak dikkati çektiğimiz ve çarpıcı örneklerle
açıkladığımız bu olayın, gecikmeli de olsa üzerine gidilmesi, son derece olumlu
bir gelişme. Adamlar; odacı, çaycı, kapıcı, şoför, hamal, bulaşıkçı, amale,
alkolik hatta akıl hastası kişiler adına şirket kuruyor ve bu kişileri de
şirketin yönetiminde gösterip, her türlü kaçakçılığı ve sahtekarlığı
yapıyorlardı.
KATRİLYONLUK İŞLEMLER
Bankalarda yapılan incelemelerde, 500 bin YTL (500 milyar TL)’nin üzerindeki
çek, havale ve EFT işlemlerini yapan 400 bin kişinin araştırılması sonucu, çok
çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı. Örneğin, tek bir kişiye ait 1.3 milyar YTL (1.3
katrilyon TL)’lik işlemler bile tespit olundu.
Türkiye ilginç bir ülke. En çok vergi ödeyen 100 kişiye bakıyoruz; bu yıl vergi
rekortmenleri sıralamasında, bir numara olan Talip Kahraman 20 milyon YTL (20
trilyon TL) vergi ödemiş. 100 sırada Salih Bezci var o da yaklaşık 1 milyon YTL
(1 trilyon TL) gelir vergisi ödemiş. Öte yandan, ilk 100’deki mükellefleri
servet ya da nakit olarak 100‘e katlayacak bazı kişiler var, listede adları bile
yok!.. Hatta bir kısmının vergi mükellefiyeti bile yok!..
İşte asıl sorun burada. Vergi ödeyebilecek kişilerden vergi alınamayınca,
dolaylı vergilere yükleniliyor. Ondan sonra da zam yağmuru başlıyor. Olan
garibana oluyor...
BATAKLIĞI KURUTMAK
Bu olayda, önemli olan sineklerle uğraşmak değil, bataklığı kurutmak.
Şu anda yürürlükte olan yasalara göre; odacı, çaycı, kapıcı, amale, hamal,
bulaşıkçı, alkolik hatta akıl hastası biri adına dahi şirket kurmak mümkün. Bu
kişileri, şirketin yönetim kuruluna getirmek ya da denetçisi yapmak da mümkün.
Kendilerine ‘Arkadaş, sen kimsin necisin?’ diye sorulmadığı gibi ‘Mali durum
bildirimi’ ya da başka bir bildirim de istenilmiyor. Trilyonluk sermaye
gösterilen şirkete, yönetim kurulu ya da denetim kurulu üyesi olanlardan,
ilkokul diploması hatta okur-yazarlık koşulu bile aranmıyor!..
Diyeceksiniz ki ‘Olmaz böyle şey’ haklısınız ama oluyor...
10 yıl öncesine kadar, şirket kuran bir kişiden, şirket sermayesinin dörtte
birini bir hafta ya da 10 gün süre ile bankaya ‘nakit olarak bloke etmesi’
isteniyordu. Bu da kaldırıldı.
Öyle ki sanki biri çıkmış ve bu ülkede, sahtekarlık yapmaya ve vergi kaçırmaya
engel ne gibi düzenlemeler varsa, onları ortadan kaldırtmış!..
Bu aşamada, yapılacak olan belli; bir yasa ya da birden fazla yasa çıkartılacak
ve odacı, kapıcı, hamal, amale, şoför, alkolik ya da akıl hastası gibi
kişilerin, trilyonluk şirket kurmaları önlenmeli. Şirketlerin yönetim ve denetim
kurullarına girebilmek için belli öğrenim ya da deneyimler aranmalı, trilyonluk
şirket kuranların maddi durumları araştırılabilmeli. Daha açık bir anlatımla,
sahte yollara başvurmaya olanak sağlayan yolların önü, bir yasa ile kesilmeli.
Özetle, sineklerle tek tek uğraşma ve sinekleri öldürmek yerine, bataklık
kurutulmalı...
İktisadi Dayanışma Gazetecilik
Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|