Kamu alacağının tahsilinde üçüncü şahısların sorumluluğu

 

03.05.2006

 

Arşiv Arama

 

Önceki Sayfa

 

BİZE GÖRE

Kamu alacağının tahsilinde üçüncü şahısların sorumluluğu

Veysi Seviğ - 03 Mayıs 2006 Çarşamba - Dünya


Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkmdaki Kanun'un 79'uncu maddesinde yer alan ve "Üçüncü Şahıslardaki Menkul Malların, Alacak ve Hakların Haczi"ne yönelik düzenleme 5479 sayılı Gelir Vergisi Kanunu, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun, Özel Tüketim Vergisi Kanunu ve Vergi Usul Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkında"ki kanun ile değiştirilmiş bulunmaktadır (08 Nisan 2006 gün ve 26133 sayılı Resmi Gazete).

Yeni şekline göre söz konusu kanun maddesi uyarınca "Hamiline yazılı olmayan veya cirosu kabil senede dayanmayan alacaklar ile maaş, ücret, kira vesaire gibi her türlü hakların ve fiilen tutanak düzenlenmek suretiyle haczi kabil olmayan üçüncü şahıslardaki menkul malların haczi, borçlu veya zilyed olan veyahut alacak ve hakları ödenmesi gereken gerçek ve tüzel kişilere, kurumlara haciz keyfiyetinin tebliğ suretiyle yapılır. Tahsil dairesi tarafından tebliğ edilecek haczin bildirisi ile; bundan böyle borcunu ancak tahsil dairesine ödeyebileceği ve amme borçlusuna yapılacak ödemenin geçerli olmayacağı veya elinde bulundurduğu menkul malı ancak tahsil dairesine teslim edebileceği ve malın amme borçlusuna verilmemesi gerektiği, aksi takdirde amme borçlusuna yapılan ödemeler ile malın bedelini tahsil dairesine ödemek zorunda kalacağı" hususları yeni yapılan düzenleme çerçevesinde üçüncü şahıslara bildirilecektir.

Bu bağlamda üçüncü şahıslara yapılacak haciz bildirileri; "amme borçlusunun hak ve alacaklarının bulunabileceği bankaların şubelerine doğrudan veya mahallindeki tahsil dairesi aracılığı ile tebliğ edilebileceği gibi Maliye Bakanlığı'nca belirlenecek tutarın üzerindeki alacaklar için doğrudan bankaların genel müdürlüklerine de tebliğ" edilebilecektir. Bu bağlamda "haciz bildirisi bankanın genel müdürlüğüne de tebliğ edilmiş ise tüm şubelerini kapsayacak şekilde beyanda bulunma" yükümlülüğü bankanın genel müdürlüğüne ait olacaktır.

Kendisine haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yerinde bulunmadığı veya haczin tebliğinden önce borcun ödendiği veya malın tüketildiği ya da kusuru olmaksızın telef olduğu veya alacaklıya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise durumu, haciz bildirisinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde tahsil dairesine yazılı olarak bildirmek zorundadır. Üçüncü şahsın süresinde itiraz etmemesi halinde, mal elinde ve borç zimmetinde sayılacak ve hakkında Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun hükümleri uygulanacaktır.

Kendisine haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü şahsın herhangi bir nedenle itiraz süresini geçirmesi halinde, söz konusu üçüncü şahıs haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ tarihi itibariyle amme borçlusuna borçlu olmadığını ve malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundır.

Menfi tespit davası açılması halinde mahkeme tarafından Amme Alacakları Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun'un 10'uncu maddesinde sayılan türden teminat karşılığında takip işlemlerinin durdurulmasına karar verebilecektir.

Teminat, alacaklı tahsil dairesine verilir ve haciz varakasına dayanılarak haczedilip, taraflar arasında teminata ilişkin olarak çıkan anlaşmazlıklar takip işlemlerinin durdurulması hakkında karar veren mahkeme tarafından çözümlenir. Bu durumda davasında haksız çıkan üçüncü şahıs aleyhine, haksız çıktığı tutarın yüzde 10'u tutarında ayrıca inkar tazminatına hükmedilecektir.

Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun uyarınca kendisine tebliğ edilen ödeme emrine karşı dava açıp itirazında kısmen veya tamamen haksız çıkan üçüncü şahıs hakkında, menfi tespit davasının lehine sonuçlanması veya asıl amme borçlusunun takip konusu amme alacağının tamamen ödenmiş olması halinde söz konusu kişi hakkında başkaca işlem yapılmaya~caktır.

Üçüncü şahıs, haciz bildirisi üzerine yedi gün içinde alacaklı tahsil dairesine itiraz ettiği takdirde, alacaklı amme idaresi bir yıl içinde üçüncü şahsın yaptığı itirazın aksini genel mahkemelerde açacağı davada ispat ederek, üçüncü şahsın İcra Ve İflas Kanunu hükümleri çerçevesinde cezalandırılmasını ve borçlu bulunduğu tutarın ödenmesine hükmedilmesini isteyebilir.

Menkul malların aynen teslimi mümkün olmadığı takdirde değeri ödenir. Üçüncü şahısların genel hükümler gereğince asıl borçluya rücu hakları saklıdır.

Mevcut düzenlemeler çerçevesinde "Hamiline ait olan veya ciro edilebilir senede dayanan alacağı haczedilebilmesi için senedin elde edilmesi gerekmektedir. Senet elde edilmezse borçlu olanlara tebliğ suretiyle bu madde kapsamında haciz yapılamaz."

Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun'un 79'uncu maddesi uyarınca haciz bildirileri posta yerine elekronik ortamda tebliğ edilebilir ve bu tebligatlara elekronik ortamda cevap verilebilir. Bu bağlamda "Elektronik ortamda yapılacak tebliğe ve cevapların elekronik ortamda verilebilmesine ilişkin usul ve esasları belirleme yetkisi" Maliye Bakanlığı'na aittir.

İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30

 

Veysi Seviğ

 

Okunma: 778

Diğer Yazıları

 


Yazarın En Çok Okunan 5 Yazısı

 

Kamu alacağının tahsilinde üçüncü şahısların sorumluluğu