Ekonomik gerçekler ve kalkınma planı

 

27.06.2006

 

Arşiv Arama

 

Önceki Sayfa

 

BİZE GÖRE

Yeni kurumlar vergisi uygulamasında mükellef

Veysi Seviğ - 26 Haziran 2006 Pazartesi - Dünya


Kurumlar Vergisi Yasası'nın 2'nci maddesinde, tüzel kişiliklerinin bulunup bulunmadığına bakılmaksızın kurumlar vergisine tabi olması öngörülen mükellefler nitelikleri açıklanmak suretiyle belirlenmiş bulunmaktadır. Buna göre;

* Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulmuş olan anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler ile benzeri nitelikteki yabancı kurumlar sermaye şirketidir. Bu bağlamda kurumlar vergisi uygulamasında, Sermaye Piyasası Kurulu'nun düzenleme ve denetimine tabi fonlar ile bu fonlara benzer yabancı fonlar sermaye şirketi sayılmaktadır.

* Kooperatifler Yasası'na veya özel yasalarına göre kurulan kooperatifler ile benzer nitelikteki yabancı kooperatifler kurumlar vergisine tabi mükellef olarak kabul edilmiş bulunmaktadır.

Yapılan yeni düzenleme ile kurumlar vergisi mükellefiyetine alınan kooperatiflerin yanında yabancı kooperatifler de vergi mükellefi olarak kabul edilmiştir. Tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere kooperatiflerin hangi koşullarda kurumlar vergisinden bağışık tutulacağı konusu aynı yasanın 14/1-k maddesinde belirlenmiş bulunmaktadır.

Yabancı bir kuruluşun kooperatif niteliğinde olup olmadığı Kooperatifler Kanunu'nun ilgili hükümlerine göre belirlenecektir.

Okul kooperatifleri gibi dernek veya adi şirket mahiyetinde olanlar, Kurumlar Vergisi Yasası açısından kooperatif sayılmayacaktır.

* Devlete, il özel idarelerine, belediyelere, diğer kamu iradelerine ve kuruluşlarına ait veya bağlı olup, faaliyetleri devamlı bulunan sermaye şirketi ve kooperatif özelliği bulunmayan ticari, sınai ve zirai işletmeler iktisadi kamu kuruluşu olarak kurumlar vergisi mükellefi olacaktır.

* Dernek veya vakıflara ait veya bağlı olup faaliyetleri devamlı bulunan ve ticari, sınai ve zirai işletme niteliğinde veya benzer nitelikteki yabancı işletmeler, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri sayılarak, bunların kazançları kurumlar vergisine tabi tutulmaktadır. Kurumlar vergisi uygulaması açısından sendikalar, dernek ve cemaatlar de vakıf sayılmaktadır.

Bilindiği üzere iktisadi mahiyetteki işletmelerin belirgin özellikleri bağlılık, işletme özelliği, devamlılıktır. Diğer bir anlatımla iktisadi işletmenin unsurları, ticari faaliyetin de temel özelliklerinden olan, bir organizasyona bağlı olarak piyasa ekonomisi içerisinde bedel karşılığı mal alım-satımı imalatı ya da hizmet ifaları gibi faaliyetlerdir. Yapılan yasal düzenleme gereği olarak dernek ya da vakıf tarafından piyasa ekonomisi içerisinde icra edilen ve sermaye şirketi ya da kooperatif kazancı dışında kalan tüm iktisadi faaliyetleri mükellefiyet kapsamına alınmıştır.

Diğer yandan dernek ve vakıfların;

- Kazanç gayesi güdüp gütmediklerine,

- Faaliyetin, yasa ile verilmiş görevler arasında bulunup bulunmamasına,

- Tüzel kişiliğe sahip olup olmamalarına,

- Bağımsız muhasebelerinin bulunup bulunmamasına,

- Kendilerine tahsis edilmiş sermaye veya işyerlerinin olup olmadığına,

bakılmaksızın vergiye tabi tutulacaklardır.

Ayrıca söz konusu mükellef grubunca satılan mal veya hizmetin bedelinin sadece maliyeti karşılayacak kadar olması, kâr edilmemesi veya kârın kuruluş amaçlarına tahsis edilmesi bunların iktisadi işletme olma vasfını değiştirmeyecektir. Bu bağlamda kazanç sağlama amacı olmasa dahi işletmenin konusunun veya faaliyetinin; her türlü mal ve hizmet satışı, kiralanması ya da bunlara benzer şekillerde olması ve devamlılık arz etmesi durumlarında da dernek ya da vakıflara ait iktisadi işletme oluştuğu kabul edilecektir.

* Kurumlar vergisi mükellefi olacak kurumların kendi aralarında veya şahıs ortaklıkları ya da gerçek kişilerle, belli bir işin birlikte yapılmasını ortaklaşa yüklenmek ve kazancını paylaşmak amacıyla kurdukları ortaklıklardan bu şekilde mükellefiyet tesis edilmesini talep edenler iş ortaklıklarıdır. Bunların tüzel kişiliklerinin olmaması mükellefiyeti etkilememektedir.

Türkiye'nin dış dünya ile olan ekonomik ilişkilerinin artması sonucu iş ortaklıkları şeklindeki kuruluşların sayısı giderek artmaktadır. Bu kuruluşlar kazanç paylaşımı amacıyla kurulan ortaklıklar olup, belli bir işin birlikte yapılmasını yüklenmektedirler. Bu noktada bir işin bölümlerini ayrı ayrı taahhüt eden (yüklenen) konsorsiyumdan farklılaşmaktadırlar. Bu bağlamda istedikleri takdirde bu kuruluşların ayrıca
 

İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30

 

Veysi Seviğ

 

Okunma: 768

Diğer Yazıları

 


Yazarın En Çok Okunan 5 Yazısı

 

Ekonomik gerçekler ve kalkınma planı