|
BİZE GÖRE
Kontrol edilen yabancı kurum kazançlarının
vergilendirilmesi
Veysi Seviğ - 29 Haziran 2006 Perşembe - Dünya
Kurumlar Vergisi Yasası'nın 7'nci maddesinde yapılan tanımlamaya göre "Tam
mükellef gerçek kişi ve kurumların doğrudan ve dolaylı olarak ayrı ayrı ya da
birlikte sermayesinin, kâr payının veya oy kullanma hakkının en az yüzde 50'sine
sahip olmak suretiyle kontrol ettikleri yurtdışı iştiraklerinin kurum
kazançları, dağıtılsın veya dağıtılmasın" belli koşullar dahilinde kontrol
edilen kurum kazancı olarak, Türkiye'de kurumlar vergisine tabi tutulacaktır.
Yasal düzenleme gereği olarak kontrol edilen yabancı kurum kazancının Türkiye'de
kurumlar vergisine tabi tutulabilmesi için;
* İştirakin toplam gayrisafi hasılatının yüzde 25 veya fazlasının faaliyet ile
orantılı sermaye, organizasyon ve eleman istihdamı suretiyle yürütülen cari,
zirai veya serbest meslek faaliyeti dışındaki faiz, kâr payı, kira, lisans
ücreti, menkul kıymet satış geliri gibi pasif nitelikli gelirden oluşması,
* Yurtdışındaki iştirakin ticari bilanço kârı üzerinde yüzde 10'dan az oranda
gelir ve kurumlar vergisi benzeri toplam vergi yükü taşıması,
* Yurtdışında kurulu iştirakin ilgili yıldaki toplam gayrisafi hasılatının
100.000 YTL karşılığı yabancı parayı geçmesi gerekmektedir.
Vergi yükü hesaplaması yapılırken kurumlar vergisi düşüldükten sonra kalan
toplam dağıtılabilir kurum kazancının öncelikle tespiti gerekmektedir.
Vergi yükü; ilgili dönemde tahakkuk eden toplam gelir ve kurumlar vergisi
benzeri vergilerin bu dönemde elde edilen toplam dağıtılabilir kurum kazancı ile
tahakkuk eden kurumlar vergisi toplamına oranlanması suretiyle tespit
edilecektir. Bu bağlamda işletmede bulunan ancak karşılık olarak veya yedek akçe
olarak ayrılan kazanç tutarları da dağıtılabilir kârın bir unsuru olarak kabul
edilecektir. Buna karşılık bulunduğu ülke mevzuatı uyarınca vergiye tabi
kazancın tespitinde gider olarak kabul edilmeyen ancak fiilen yapılmış olan
gerçek mahiyetteki giderler nedeniyle dağıtılabilir kazançta azalmaya yol açan
unsurlar, dağıtılabilir kurum kazancının tespitinde dikkate alınabilecektir.
Yurtdışı iştiraklerin Türkiye'de vergiye tabi tutulacak kârları, vergi öncesi
kurum kazancı olacaktır. Diğer bir anlatımla ilgili yurtdışı iştirakin hesap
dönemi sonu itibariyle gelir tablosunda yer alan vergi öncesi kurum kazancı
(kâr) vergilemede esas alınacaktır. Türkiye'de vergiye tabi tutulacak kurum
kazancı Türkiye'deki kurumun yurtdışı iştirakinde ilgili hesap dönemi içersinde
sahip olduğu en yüksek hisse oranı dikkate alınmak suretiyle bulunacaktır.
Eğer yıl içersinde ortak olunan yurtdışı iştirakin hisseleri hesap döneminin son
gününe gelmeden herhangi bir muvazaa olmaksızın elden çıkarılmış ise bu durum
ayrıca dikkate alınacaktır. Dolayısıyla böyle bir elden çıkartma fiilinin gerçek
olduğu kabul edilecektir.
Ancak; kapanış günü itibariyle halen kontrol unsuru devam ediyor ise o zaman
Türkiye'de vergiye tabi tutulacak kazanç, hesap döneminin son günü itibariyle
hesaplanan kontrol oranı değil, ilgili hesap dönemi içinde sahip olunan en
yüksek oran esas alınacaktır.
Yasal düzenleme gereği yurtdışında iştirakin ödemiş olduğu gelir üzerinden
alınan vergiler Kurumlar Vergisi Yasası'nın 33'üncü maddesinde düzenlenen
yurtdışında ödenen vergilerin mahsubuna yönelik hükümlere göre Türkiye'de
hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilebilecektir.
Ayrıca; Kurumlar Vergisi Yasası'nın 7'nci maddesinin 5. fıkrası hükmü gereği
olarak yurtdışında kurulu iştirakin elde ettiği gelirleri üzerinden kâr payı
dağıtımında bulunması halinde, elde edilen kâr paylarının daha önce Türkiye'de
bu bağlamda vergilendirilmiş kısmı üzerinden kurumlar vergisine tabi
tutulmayacaktır.
Diğer yandan yurtdışında kurulu iştirakin daha önce bu madde kapsamında
Türkiye'de vergiye tabi tutulmuş gelirinden daha fazla kâr payı dağıtması
halinde aşan kısım kurumlar vergisine tabi tutulacaktır.
Bilindiği üzere ülkemizde uygulanan kurumlar vergisi açısından iştirak yoluyla
yapılan yatırımlardan elde edilen gelirler, iştirakin kâr dağıtımı yapması
halinde vergilendirilebilmektedir.
Kurumların Türkiye'de yerleşik kurumlardan elde ettikleri iştirak kazançları
kurumlar vergisinden bağışık tutulurken, yurtdışındaki kurumlardan elde edilen
iştirak kazançları sınırlı bir biçimde bu olanaktan yararlandırılmaktadır.
Yapılan yeni düzenleme ile belli şartlar halinde yurtdışı iştiraklere yatırım
yapan yükümlülerin yurtdışı iştirak kârları, fiilen dağıtılmasa bile vergi
uygulamaları açısından dağıtılmış olarak kabul edilecek, bu iştiraklerden elde
edilmiş bulunan kazancın Türkiye'de kurumlar vergisine tabi tutulması
sağlanacaktır. Uygulama 2006 yılında elde edilecek olan bu tür kazançlar için
geçerlidir.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve
Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|