Kredi kartlı satışlarda yaşanan vergisel sorunlar

 

10.07.2006

 

Arşiv Arama

 

Önceki Sayfa

 

BİZE GÖRE

Kredi kartlı satışlarda yaşanan vergisel sorunlar

Veysi Seviğ - 10 Temmuz 206 Pazartesi - Dünya


Banka Kartları ve Kredi Kartları Yasası'nın 3'üncü maddesinde yer alan tanımladan da anlaşılacağı üzere "Banka kartı veya kredi kartı hizmetlerinden yararlanan gerçek veya tüzel kişiye kart hamili" denilmektedir.

Ülkemizde kredi kartı ile yapılan işlem hacmi her geçen gün artmaktadır. Bu gelişme vergi idaresi açısından önem arzetmektedir. Çünkü kredi kartı ile yapılan işlemlerin kayıtdışı bırakılması zorlaşmakta, kayıtdışı bırakılanların ise belirlenmesi kolaylaşmaktadır.

Bu gelişmeye paralel olarak katma değer vergisi beyannamesi üzerinde "Tablo-6"da "Diğer bilgiler" başlığı altında 45 numaralı satırda "Kredi kartı ile tahsil edilen teslim ve hizmet bedelleri" bölümü açılmıştır. Bu bölüme dönem içinde gerçekleştirilen teslim ve hizmetlere ait bedellerin kredi kartı ile tahsil edilen kısmı (tutarı) yazılacaktır.

Bu nedenle katma değer vergisi mükelleflerinin aylık dönemler itibariyle kredi kartı ile yaptıkları satışlarını nakit, senet ve açık hesap üzerinden yaptıkları satışlardan ayırmaları ve beyanname üzerinde 45 nolu satırda rakamsal olarak göstermeleri gerekmektedir. İnceleme elemanlarının kredi kartı ile hesaplarını incelemeleri sırasında tespit ettikleri rakamlar ile yükümlünün katma değer vergisi ile ilgili dönem beyannamesi üzerinde göstermiş olduğu miktar arasında tutarsızlık söz konusu olduğu takdirde aradaki fark üzerinden yapılan inceleme derinleştirilmekte, söz konusu farklılık nedenleri araştırılmaktadır.

Ancak uygulamada ortaya çıkan bazı sorunlar giderek yaygınlaşmakta ve çeşitlenmekte olduğundan çoğu kez yükümlüler (mükellefler) ve dolayısıyla kredi kartı karşılığı işlem yapanlar zaman zaman zor duruma düşmektedirler.

Şöyle ki;

. Bazı hallerde kredi kartı ile işlem yapanlar başkalarına ait slip çekme cihazlarını kullanabilmektedirler. Bu tür kullanımlar geçici olabildiği gibi devamlı da olabilmektedir. Bu aşamada POS cihazını kullanma hakkına sahip olanın hesabına; yapılan satış bedeli alacak olarak geçmektedir. Böyle bir durumda yapılan incelemeler sırasında POS makinesini kullanma hakkına sahip olanın kayıtlarında bu tür satışlar gözükmemesine karşın alacak kayıtları gözüktüğü için satış işlemlerini kayıtlarına intikal ettirmediği varsayımından hareketle inceleme yapılmaktadır.

İnceleme sırasında konuya ilişkin olarak yükümlü tarafından yapılan açıklamalar şüphe ile karşılanmakta ve hatta kabul edilmemektedir.

. Bazı hallerde mal bedeli kredi kartı ile ödenmekte, teslimat ise ileri tarihte yapılabilmektedir. Örneğin mal bedeli haziran ayında tahsil edilerek teslimat temmuz veyahut da daha ileri tarihlerde gerçekleştirilebilmektedir. Bu gibi hallerde kredi kartı kayıtları ile yükümlü kayıtları arasında uyumsuzluk olabilmekte, inceleme elemanları bu gibi durumları farklı değerlendirebilmektedirler.

. Bir başka konu da taksitli satışlarda karşımıza çıkmaktadır. Taksidin ilgili banka tarafından sağlanması halinde işlemi gerçekleştiren firma (vergi mükellefi) bazı hallerde satış bedeli ile bankanın alacağı faiz toplamı üzerinden müşterisini borçlandırmakta ve bu miktar üzerinden fatura düzenlemektedir. Buna karşılık banka kendi alacağı faizi düşmek suretiyle ödeme yapmaktadır. Bu takdirde kesilen fatura toplamı ile bankadan kredi kartı karşılığı yapılan ödemeler arasında önemli farklar ortaya çıkmaktadır. Ayrıca düzenlenen fatura üzerinden katma değer vergisi hesaplaması yapıldığı için işleme muhatap olan bankanın lehine kalan faiz toplamı üzerinden de ayrıca katma değer vergisi hesaplaması yapılmaktadır.

Böyle bir durumda kredi kartı karşılığı satış yapan firma kayıtlarına fatura bedelini hasılat olarak geçerken, kendisine yapılan ödemelerden kesinti suretiyle alınan faiz bedelini giderleştirmekte sorun yaşamaktadır.

Konuya ilişkin olarak yapılan bir çalışmaya ve öneriye göre kredilendirme işleminin banka tarafından üstlenilmesi halinde kredi karşılığı satış yapanların peşin satış bedeli üzerinden fatura düzenlenmesinin sağlanması daha uygun olacaktır. Çünkü yapılan taksitlendirme işleminden doğan faiz tamamen ilgili bankaya aittir. Buna göre örneğin peşin satış bedeli 500.- YTL olan ve ilgili banka tarafından altı taksit halinde kredi kartı sahibinden tahsil edilmesi öngörülen bir satış işleminde eğer banka ve işlem için toplam 600.-YTL üzerinden ayda 100.- YTL taksitlendirme yapmış bulunuyorsa bu takdirde satıcı firmanın 500.- YTL'lik bir fatura düzenlemesi daha uygun olacaktır.

Tüketicinin kredilendirilmesi halinde kredilendirme olanağını sağlayan kuruluşun durumuna göre olayın değerlendirilmesi vergilendirme açısından daha uygun olacaktır.

Kredi kartlarının kullanımından sonra, kart kullanma suretiyle yapılan işlemlerin daha kolay izlenebilir hale geldiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle kredi kartı kullanılarak yapılan işlemlerin artırılmasına yönelik özendirici yöntemlere başvurulması halinde özellikle tüketim mallarının alım-satım işlemlerinin daha kolay bir biçimde kayıt altına alınması da söz konusu olabilecektir. Bu bağlamda yapılan vergi incelemeleri sırasında ortaya çıkan ve gerçekte vergi kaybına yönelik olmayan sorunların çözümlenmesinde yarar vardır.


İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30

 

Veysi Seviğ

 

Okunma: 2641

Diğer Yazıları

 


Yazarın En Çok Okunan 5 Yazısı

 

Kredi kartlı satışlarda yaşanan vergisel sorunlar