|
BİZE GÖRE
Kredi kartlı satışlarda yaşanan vergisel
sorunlar
Veysi Seviğ - 10 Temmuz 206 Pazartesi - Dünya
Banka Kartları ve Kredi Kartları Yasası'nın 3'üncü maddesinde yer alan
tanımladan da anlaşılacağı üzere "Banka kartı veya kredi kartı hizmetlerinden
yararlanan gerçek veya tüzel kişiye kart hamili" denilmektedir.
Ülkemizde kredi kartı ile yapılan işlem hacmi her geçen gün artmaktadır. Bu
gelişme vergi idaresi açısından önem arzetmektedir. Çünkü kredi kartı ile
yapılan işlemlerin kayıtdışı bırakılması zorlaşmakta, kayıtdışı bırakılanların
ise belirlenmesi kolaylaşmaktadır.
Bu gelişmeye paralel olarak katma değer vergisi beyannamesi üzerinde "Tablo-6"da
"Diğer bilgiler" başlığı altında 45 numaralı satırda "Kredi kartı ile tahsil
edilen teslim ve hizmet bedelleri" bölümü açılmıştır. Bu bölüme dönem içinde
gerçekleştirilen teslim ve hizmetlere ait bedellerin kredi kartı ile tahsil
edilen kısmı (tutarı) yazılacaktır.
Bu nedenle katma değer vergisi mükelleflerinin aylık dönemler itibariyle kredi
kartı ile yaptıkları satışlarını nakit, senet ve açık hesap üzerinden yaptıkları
satışlardan ayırmaları ve beyanname üzerinde 45 nolu satırda rakamsal olarak
göstermeleri gerekmektedir. İnceleme elemanlarının kredi kartı ile hesaplarını
incelemeleri sırasında tespit ettikleri rakamlar ile yükümlünün katma değer
vergisi ile ilgili dönem beyannamesi üzerinde göstermiş olduğu miktar arasında
tutarsızlık söz konusu olduğu takdirde aradaki fark üzerinden yapılan inceleme
derinleştirilmekte, söz konusu farklılık nedenleri araştırılmaktadır.
Ancak uygulamada ortaya çıkan bazı sorunlar giderek yaygınlaşmakta ve
çeşitlenmekte olduğundan çoğu kez yükümlüler (mükellefler) ve dolayısıyla kredi
kartı karşılığı işlem yapanlar zaman zaman zor duruma düşmektedirler.
Şöyle ki;
. Bazı hallerde kredi kartı ile işlem yapanlar başkalarına ait slip çekme
cihazlarını kullanabilmektedirler. Bu tür kullanımlar geçici olabildiği gibi
devamlı da olabilmektedir. Bu aşamada POS cihazını kullanma hakkına sahip olanın
hesabına; yapılan satış bedeli alacak olarak geçmektedir. Böyle bir durumda
yapılan incelemeler sırasında POS makinesini kullanma hakkına sahip olanın
kayıtlarında bu tür satışlar gözükmemesine karşın alacak kayıtları gözüktüğü
için satış işlemlerini kayıtlarına intikal ettirmediği varsayımından hareketle
inceleme yapılmaktadır.
İnceleme sırasında konuya ilişkin olarak yükümlü tarafından yapılan açıklamalar
şüphe ile karşılanmakta ve hatta kabul edilmemektedir.
. Bazı hallerde mal bedeli kredi kartı ile ödenmekte, teslimat ise ileri tarihte
yapılabilmektedir. Örneğin mal bedeli haziran ayında tahsil edilerek teslimat
temmuz veyahut da daha ileri tarihlerde gerçekleştirilebilmektedir. Bu gibi
hallerde kredi kartı kayıtları ile yükümlü kayıtları arasında uyumsuzluk
olabilmekte, inceleme elemanları bu gibi durumları farklı
değerlendirebilmektedirler.
. Bir başka konu da taksitli satışlarda karşımıza çıkmaktadır. Taksidin ilgili
banka tarafından sağlanması halinde işlemi gerçekleştiren firma (vergi
mükellefi) bazı hallerde satış bedeli ile bankanın alacağı faiz toplamı
üzerinden müşterisini borçlandırmakta ve bu miktar üzerinden fatura
düzenlemektedir. Buna karşılık banka kendi alacağı faizi düşmek suretiyle ödeme
yapmaktadır. Bu takdirde kesilen fatura toplamı ile bankadan kredi kartı
karşılığı yapılan ödemeler arasında önemli farklar ortaya çıkmaktadır. Ayrıca
düzenlenen fatura üzerinden katma değer vergisi hesaplaması yapıldığı için
işleme muhatap olan bankanın lehine kalan faiz toplamı üzerinden de ayrıca katma
değer vergisi hesaplaması yapılmaktadır.
Böyle bir durumda kredi kartı karşılığı satış yapan firma kayıtlarına fatura
bedelini hasılat olarak geçerken, kendisine yapılan ödemelerden kesinti
suretiyle alınan faiz bedelini giderleştirmekte sorun yaşamaktadır.
Konuya ilişkin olarak yapılan bir çalışmaya ve öneriye göre kredilendirme
işleminin banka tarafından üstlenilmesi halinde kredi karşılığı satış yapanların
peşin satış bedeli üzerinden fatura düzenlenmesinin sağlanması daha uygun
olacaktır. Çünkü yapılan taksitlendirme işleminden doğan faiz tamamen ilgili
bankaya aittir. Buna göre örneğin peşin satış bedeli 500.- YTL olan ve ilgili
banka tarafından altı taksit halinde kredi kartı sahibinden tahsil edilmesi
öngörülen bir satış işleminde eğer banka ve işlem için toplam 600.-YTL üzerinden
ayda 100.- YTL taksitlendirme yapmış bulunuyorsa bu takdirde satıcı firmanın
500.- YTL'lik bir fatura düzenlemesi daha uygun olacaktır.
Tüketicinin kredilendirilmesi halinde kredilendirme olanağını sağlayan kuruluşun
durumuna göre olayın değerlendirilmesi vergilendirme açısından daha uygun
olacaktır.
Kredi kartlarının kullanımından sonra, kart kullanma suretiyle yapılan
işlemlerin daha kolay izlenebilir hale geldiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle kredi
kartı kullanılarak yapılan işlemlerin artırılmasına yönelik özendirici
yöntemlere başvurulması halinde özellikle tüketim mallarının alım-satım
işlemlerinin daha kolay bir biçimde kayıt altına alınması da söz konusu
olabilecektir. Bu bağlamda yapılan vergi incelemeleri sırasında ortaya çıkan ve
gerçekte vergi kaybına yönelik olmayan sorunların çözümlenmesinde yarar vardır.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve
Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|