"Fiyatları etkileme suçu" ve menkul kıymetler piyasası

 

11.07.2006

 

Arşiv Arama

 

Önceki Sayfa

 

BİZE GÖRE

"Fiyatları etkileme suçu" ve menkul kıymetler piyasası 

Veysi Seviğ - 11 Temmuz 206 Salı - Dünya


Türk Ceza Yasası'nın 237'nci maddesinde "fiyatları etkileme" suçunun tanımı yapılmış olup, bu suçu işleyenlere yönelik ceza hükümleri belirlenmiştir. Buna göre;

. İşçi ücretlerinin veya besin veya malların değerinin artıp eksilmesi sonucunu doğurabilecek bir şekilde ve bu maksatla yalan haber veya havadis yayan veya sair hileli yollara başvuran kimseye üç aydan iki yıla kadar hapis ve adli para cezası verilir.

. Fiil sonucu besin veya malların değeri veya işçi ücretleri artıp eksildiği takdirde ceza üçte bir oranında artırılır.

. Fail, ruhsatlı simsar veya borsa tellalı ise ceza ayrıca sekizde bir oranında artırılır.

Söz konusu madde esasta işçi ücretlerinin veya besinler veya başka malların değerlerinin artıp eksilmesini sağlamak amacıyla yalan haber veya havadis yayımlanmasını veya aynı maksatla diğer birtakım hileli yollara başvurulmasını cezalandırmaya yöneliktir. Bu maddenin oluşumundan beklenen hukuki yarar, serbest rekabet koşulları çerçevesinde fiyatların belirlenmesini ihlal edici hareketleri engellemektir.

Ancak ülkemizde bazı malların fiyatları oluşurken serbest piyasa koşulları dışında ortaya çıkan bazı faktörlerin etkili olduğu da bilinmektedir. Bu konuda zaman içersinde özellikle bazı zorunlu tüketim mallarına yönelik fiyat oluşumlarında yaşanan olaylar zaman zaman basına da yansımaktadır.

Borsalarda kabul edilen belge ve senetler hakkında ise sermaye piyasası araçlarının değerlerini etkiliyebilecek yalan, yanlış, yanıltıcı, mesnetsiz bilgi verme-haber yayma, yorum yapma gibi fiiller Sermaye Piyasası Yasası'nın "cezai sorumluluk" başlıklı 47'nci maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendine göre cezalandırıldığı için kıymetli evrakın fiyatlarını etkilemeye yönelik işlenen suçlar için Sermaye Piyasası Yasası çerçevesinde işlem yapılmaktadır.

Suçun maddi unsuru yalan haber veya havadis yayımlamak ve başka hileli yollara başvurmaktır.

Fiil bir tehlike suçunu oluşturduğundan, suçun tanımlanması için neticenin meydana gelmesi beklenmemektedir. Bu nedenle maddi unsuru oluşturan hareketlerin yapılması ve tehlikenin ortaya çıkması, suçun tamamlanması için yeterli sayılmaktadır.

Ancak uygulamada bu tür suçları başlangıçta tespit etmek zannedildiği kadar kolay değildir. Bu nedenle yapılan ön çalışmalarda suçun oluşma aşamasında tespiti için uzmanlaşmış kadrolara gereksinim vardır.

Bu özellikten yararlananlar piyasada belli bir kazanç elde ettikten sonra belirlenebilmekte, hukuki açıdan da bu belirlemeden sonra gerekli işlemlere başvurulabilmektedir.

Ülkemizde yıllardır bu tür suçların işlendiği de bilinmekte olmasına rağmen, bu tür suçların ekonomiye zarar vermeden önlenmesine yönelik hukuki müdahale olanağı son derece sınırlı olduğundan olaylara tabiri caiz ise "atı alan Üsküdar'ı geçtikten sonra" müdahale edilebilmektedir.

Sermaye Piyasası Yasası uyarınca "yapay olarak, sermaye piyasası araçlarının arz ve talebini etkilemek, aktif bir piyasanın varlığı izlenimi uyandırmak, fiyatlarını aynı seviyede tutmak, artırmak veya azaltmak amacıyla alım ve satımını yapan gerçek kişilerle, tüzel kişilerin yetkilileri ve bunlarla birlikte hareket edenler.

Sermaye piyasası araçlarının değerini etkileyebilecek, yalan, yanlış, yanıltıcı mesnetsiz (dayanaksız-asılsız) bilgi veren; haber yayan; yorum yapan ya da açıklamakla yükümlü oldukları bilgileri açıklamayan gerçek kişilerle tüzel kişilerin yetkilileri ve bunlarla birlikte hareket edenler. Hapis cezası ile cezalandırılmaktadır.

Sermaye piyasasına belli bir güvenin sağlanabilmesi için konuya ilişkin olarak caydırıcı nitelikte ceza müeyyideleri uygulanması bu bağlamda da kaçınılmaz olmaktadır.

Ülkemizde gerçekte sığ olan bir alanda sınırlı sayıdaki aktörler aracılığı ile yaşamını sürdüren bir piyasada zaman zaman ortaya çıkan ve amaçları tasarruf sahiplerini aldatmaya yönelik girişimler ya resmi organlarca müdahale gerçekleşmeden önce adeta bir iç hesaplaşma biçiminde sonuçlanmakta veya iş işten geçtikten sonra resmi organlarca müdahale yapılabilmektedir.

Gelişmiş ülke borsalarında var olan hukuki denetim ve müdahale ülkemiz uygulamasından çok farklıdır.

Bu konuda gelişmiş ülke borsalarında özellikle hukuki izleme açısından var olan organizasyonların ülkemiz açısından bir defa daha gözden geçirilmesinde yarar vardır.

Kanımızca borsa işlemlerinin hukuki açıdan izlenmesi konusunda yargıç (savcı) statüsünde bir görevlendirme yapılması artık kaçınılmaz hale gelmiştir.

Günlük işlemlerin ne ölçüde tasarruf sahiplerinin gerçek iradesini yansıttığı hususunu belli etmek ve denetim altında tutabilmek için böyle bir uygulamaya gidilmesinde yarar olacaktır.

Basına yansıyan bilgilerden de anlaşılacağı üzere son yaşanan olaylar bazı tasarruf sahiplerini tam anlamı ile silkelemeye yöneliktir. Böyle bir organizasyon gecikmeli olarak saptanabilmiş ve gerekli müdahale gecikmeli olarak yapılabilmiştir.

Yine de böylesine geniş boyutlu bir olayı gün ışığına çıkarmak ülkemiz koşulları dikkate alındığında başarı olarak kabul edilebilir.

Şu anda yapılan iş, zanlıların belirlenmesidir. Karar organı yargıdır. Bu tür suçların yargılanmasında temel ilke çabuk sonuçlanması ve olayın yaratıcılarının mahkum edilmesine yönelik kararın en kısa zamanda oluşturulmasıdır.

Ülkemizde sermaye piyasası hukukunun oluşumunda kanımızca son yaşanan olaylarla ilgili oluşacak yargı kararları yön verici olacaktır.


İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30

 

Veysi Seviğ

 

Okunma: 615

Diğer Yazıları

 


Yazarın En Çok Okunan 5 Yazısı

 

"Fiyatları etkileme suçu" ve menkul kıymetler piyasası