|
BİZE GÖRE
"Fiyatları etkileme suçu" ve menkul
kıymetler piyasası
Veysi Seviğ - 11 Temmuz 206 Salı - Dünya
Türk Ceza Yasası'nın 237'nci maddesinde "fiyatları etkileme" suçunun tanımı
yapılmış olup, bu suçu işleyenlere yönelik ceza hükümleri belirlenmiştir. Buna
göre;
. İşçi ücretlerinin veya besin veya malların değerinin artıp eksilmesi sonucunu
doğurabilecek bir şekilde ve bu maksatla yalan haber veya havadis yayan veya
sair hileli yollara başvuran kimseye üç aydan iki yıla kadar hapis ve adli para
cezası verilir.
. Fiil sonucu besin veya malların değeri veya işçi ücretleri artıp eksildiği
takdirde ceza üçte bir oranında artırılır.
. Fail, ruhsatlı simsar veya borsa tellalı ise ceza ayrıca sekizde bir oranında
artırılır.
Söz konusu madde esasta işçi ücretlerinin veya besinler veya başka malların
değerlerinin artıp eksilmesini sağlamak amacıyla yalan haber veya havadis
yayımlanmasını veya aynı maksatla diğer birtakım hileli yollara başvurulmasını
cezalandırmaya yöneliktir. Bu maddenin oluşumundan beklenen hukuki yarar,
serbest rekabet koşulları çerçevesinde fiyatların belirlenmesini ihlal edici
hareketleri engellemektir.
Ancak ülkemizde bazı malların fiyatları oluşurken serbest piyasa koşulları
dışında ortaya çıkan bazı faktörlerin etkili olduğu da bilinmektedir. Bu konuda
zaman içersinde özellikle bazı zorunlu tüketim mallarına yönelik fiyat
oluşumlarında yaşanan olaylar zaman zaman basına da yansımaktadır.
Borsalarda kabul edilen belge ve senetler hakkında ise sermaye piyasası
araçlarının değerlerini etkiliyebilecek yalan, yanlış, yanıltıcı, mesnetsiz
bilgi verme-haber yayma, yorum yapma gibi fiiller Sermaye Piyasası Yasası'nın
"cezai sorumluluk" başlıklı 47'nci maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı
bendine göre cezalandırıldığı için kıymetli evrakın fiyatlarını etkilemeye
yönelik işlenen suçlar için Sermaye Piyasası Yasası çerçevesinde işlem
yapılmaktadır.
Suçun maddi unsuru yalan haber veya havadis yayımlamak ve başka hileli yollara
başvurmaktır.
Fiil bir tehlike suçunu oluşturduğundan, suçun tanımlanması için neticenin
meydana gelmesi beklenmemektedir. Bu nedenle maddi unsuru oluşturan hareketlerin
yapılması ve tehlikenin ortaya çıkması, suçun tamamlanması için yeterli
sayılmaktadır.
Ancak uygulamada bu tür suçları başlangıçta tespit etmek zannedildiği kadar
kolay değildir. Bu nedenle yapılan ön çalışmalarda suçun oluşma aşamasında
tespiti için uzmanlaşmış kadrolara gereksinim vardır.
Bu özellikten yararlananlar piyasada belli bir kazanç elde ettikten sonra
belirlenebilmekte, hukuki açıdan da bu belirlemeden sonra gerekli işlemlere
başvurulabilmektedir.
Ülkemizde yıllardır bu tür suçların işlendiği de bilinmekte olmasına rağmen, bu
tür suçların ekonomiye zarar vermeden önlenmesine yönelik hukuki müdahale
olanağı son derece sınırlı olduğundan olaylara tabiri caiz ise "atı alan
Üsküdar'ı geçtikten sonra" müdahale edilebilmektedir.
Sermaye Piyasası Yasası uyarınca "yapay olarak, sermaye piyasası araçlarının arz
ve talebini etkilemek, aktif bir piyasanın varlığı izlenimi uyandırmak,
fiyatlarını aynı seviyede tutmak, artırmak veya azaltmak amacıyla alım ve
satımını yapan gerçek kişilerle, tüzel kişilerin yetkilileri ve bunlarla
birlikte hareket edenler.
Sermaye piyasası araçlarının değerini etkileyebilecek, yalan, yanlış, yanıltıcı
mesnetsiz (dayanaksız-asılsız) bilgi veren; haber yayan; yorum yapan ya da
açıklamakla yükümlü oldukları bilgileri açıklamayan gerçek kişilerle tüzel
kişilerin yetkilileri ve bunlarla birlikte hareket edenler. Hapis cezası ile
cezalandırılmaktadır.
Sermaye piyasasına belli bir güvenin sağlanabilmesi için konuya ilişkin olarak
caydırıcı nitelikte ceza müeyyideleri uygulanması bu bağlamda da kaçınılmaz
olmaktadır.
Ülkemizde gerçekte sığ olan bir alanda sınırlı sayıdaki aktörler aracılığı ile
yaşamını sürdüren bir piyasada zaman zaman ortaya çıkan ve amaçları tasarruf
sahiplerini aldatmaya yönelik girişimler ya resmi organlarca müdahale
gerçekleşmeden önce adeta bir iç hesaplaşma biçiminde sonuçlanmakta veya iş
işten geçtikten sonra resmi organlarca müdahale yapılabilmektedir.
Gelişmiş ülke borsalarında var olan hukuki denetim ve müdahale ülkemiz
uygulamasından çok farklıdır.
Bu konuda gelişmiş ülke borsalarında özellikle hukuki izleme açısından var olan
organizasyonların ülkemiz açısından bir defa daha gözden geçirilmesinde yarar
vardır.
Kanımızca borsa işlemlerinin hukuki açıdan izlenmesi konusunda yargıç (savcı)
statüsünde bir görevlendirme yapılması artık kaçınılmaz hale gelmiştir.
Günlük işlemlerin ne ölçüde tasarruf sahiplerinin gerçek iradesini yansıttığı
hususunu belli etmek ve denetim altında tutabilmek için böyle bir uygulamaya
gidilmesinde yarar olacaktır.
Basına yansıyan bilgilerden de anlaşılacağı üzere son yaşanan olaylar bazı
tasarruf sahiplerini tam anlamı ile silkelemeye yöneliktir. Böyle bir
organizasyon gecikmeli olarak saptanabilmiş ve gerekli müdahale gecikmeli olarak
yapılabilmiştir.
Yine de böylesine geniş boyutlu bir olayı gün ışığına çıkarmak ülkemiz koşulları
dikkate alındığında başarı olarak kabul edilebilir.
Şu anda yapılan iş, zanlıların belirlenmesidir. Karar organı yargıdır. Bu tür
suçların yargılanmasında temel ilke çabuk sonuçlanması ve olayın yaratıcılarının
mahkum edilmesine yönelik kararın en kısa zamanda oluşturulmasıdır.
Ülkemizde sermaye piyasası hukukunun oluşumunda kanımızca son yaşanan olaylarla
ilgili oluşacak yargı kararları yön verici olacaktır.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve
Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|