|
BİZE GÖRE
Vergi sisteminde yapısal değişim
Veysi Seviğ - 14 Şubat 2006 Salı - Dünya
Vergiler kamu harcamalarının karşılanabilmesi için alınmaktadır. Bu bağlamda da
anayasal buyruk gereği "Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne
göre, vergi ödemekle yükümlüdür."
Montesquieu'ya göre "Vergi yasaları öyle hazırlanmalıdır ki vergi yükümlüleri
vergilerini severek ödesinler." Bu öngörüye paralel olarak; "Vergi yükünün
adaletli ve dengeli dağılımı esas alınmalıdır.
Ülkemizde son zamanlarda yılda birkaç defa vergi yasalarında değişiklik
yapılması bir alışkanlık haline gelmiş, kimi zamanlar bu değişikliklerin
gerçekleştirilebilmesi için yapılan çalışmalara "vergi reformu" denilmesi uygun
görülmüştür.
Son olarak "Kurumlar Vergisi Yasa Tasarısı"nın genel gerekçesinde "yapısal
dönüşüm" ve "reform" sözcükleri kullanılmıştır. Şöyle ki;
"1990'lı yıllar boyunca dünya ölçeğinde yaşanan politik ve ekonomik dönüşümlerle
beslenen küreselleşme olgusuna paralel olarak sosyal, siyasal ve ekonomik
yapılarımızın dış dünya ile giderek daha fazla etkileşim, hatta bütünleşme
süreci içine girmesi, yeni fırsatlara ve elbette yeni risklere de kapı
aralamıştır."
"Bu bağlamda, öncelikle ele alınması gereken konular arasında, çağın gerekleri
ve gerçekleri ile bağdaşır bir hukuki altyapı oluşturma hedefi önemli yer
tutmaktadır. Bilindiği üzere, şu ana kadar bu hedefe yönelik ciddi adımlar
atılmış bulunmaktadır. Yeni Medeni Kanun'un ve Ceza Kanunu'nun kabulü, yeni bir
Ticaret Kanunu oluşturulması için gerekli çalışmaların başlatılması, bu konuda
akla ilk gelen örneklerdendir.
Öte yandan, vergi sisteminin yapılandırılması belirli bir strateji çerçevesinde
devam etmekle olup bu çerçevede son üç yıl içerisinde önemli bir mesafe
kaydedilmiştir. Ekonomideki güvensizliğe neden olan unsurlar elimine edilip bir
uzlaşma ortamı sağlandıktan sonra, yapısal dönüşüm ile ilgili köklü değişim
çalışmalarına başlanmıştır."
"Bu kapsamda ekonomide güven ortamını sağlamak amacıyla Vergi Barışı Kanunu
yürürlüğe konulmuş; özellikle kurumların kâr dağıtımı da dahil olmak üzere
toplam vergi yükü yüzde 65'lerden yüzde 45'ler seviyesine indirilmiş ve sistemin
önünü tıkayan unsurlara ilişkin ivedi çalışmalar yapılmıştır.
Stratejinin üçüncü ve son aşamasında ise vergi sisteminde yapısal dönüşümün
sağlanmasıdır.
Vergi sistemindeki yapısal dönüşüm esasen üç ana ilke üzerinde şekillenmektedir.
Bu ilkeler;
- Vergi mevzuatının ana esaslar itibariyle, vatandaşlar tarafından anlaşılır ve
basit şekilde uygulanabilir olması,
- Mevzuatın sık değişmeyen -yatırımcıların gelecek planlaması yapabilmelerine
izin verecek şekilde- istikrarlı ve öngörülebilir, aynı zamanda ekonominin önünü
tıkamayacak yapıda ve düzeyde olması,
- Mükelleflere daha kaliteli hizmet sunmayı ve mükelleflerin gönüllü uyumunu
esas alan ve bilgi teknolojilerinin de yardımıyla vergi gelirlerini etkin bir
şekilde toplayan bir idareye sahip olunması, şeklinde özetlenebilir.
Bu amaçladır ki, 2005 yılının başından itibaren başta Kurumlar Vergisi Kanunu
olmak üzere Gelir Vergisi ve Vergi Usul Kanunu'nun yazım çalışması başlatılmış
ve Maliye Bakanlığı bünyesinde; kamu, özel sektör, sivil toplum örgütleri ve
akademisyenlerden geniş katılımın sağlanması ve nitelikli uzmanların ortak
çalışması sağlanarak, toplumsal mutabakata dayalı ve geniş katılımla hazırlanmış
olan Kurumlar Vergisi Kanunu Tasarısı ortaya çıkmıştır.
"Tasarıyı" bir strateji çerçevesinde reformların ayrılmaz bir parçası olarak
değerlendirmek gerekir. Bu yeni tasarı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun ve
azımsanmayacak bir vergicilik deneyiminin sağlam temelleri ve birikimi üzerine
inşa edilen; buna karşılık içinde bulunan yeni dönemin gerçeklerine ve ülkemizin
uzun dönemli stratejik hedeflerinin gereklerine de sırt çevirmeyen; tüm bu
hususları sağlam, iktisadi, mali ve hukuki perspektifler içinde harmanlayıp
uyumlaştıran ve aynı zamanda,
- Büyümeyi destekleyen,
- Mükelleflerin gönüllü uyumunu gözeten,
- Vergi güvenliğini güçlendiren,
- Geniş tabanlı,
- Düşük oranlı,
- Yaşanabilir bir vergi ortamı sağlayan,
Yenilikçi bir anlayışla ele alınmıştır.
Yukarıdaki açıklamalar Kurumlar Vergisi Genel Gerekçesi'nden aynen alınmıştır.
Ancak Kurumlar Vergisi Yasa Tasarısı'nın TBMM'ye sunulmasından önce görüşülen
bir başka yasa tasarısı ile 2006 yılında uygulanmak üzere gelir vergisi
tarifesiyle ücretlilere sağlanan beş puanlık indirime son verilmiş, gelir
vergisi tarifesinde başlangıç oranı ayırım yapılmaksızın yüzde 15 olarak
belirlenmiştir. Ayrıca gelir vergisi tarifesinde yüzde 25 oranının kaldırılması,
7.000 YTL'ye kadar olan matrahlar için yüzde 15, 7001-16.000 YTL arası matrahlar
için yüzde 20, 16.001-40.000 YTL arası için yüzde 27, 40.000 YTL yukarısının ise
yüzde 35 oranında vergilendirilmesi öngörülmüştür.
Öngörülen yeni tarifeye göre yıllık matrahın 16.001-40.000 YTL arasında olması
halinde uygulanacak vergi oranı yüzde 27 olacaktır.
Ayrıca yapılan yeni düzenlemeler uyarınca yatırım indirimi uygulamasına son
verilmektedir.
Gerçekte; yeni Kurumlar Vergisi Yasa Tasarısı'nda terimlerin seçiminde de
yeterince titiz davranılmamış, bunun sonucunda kurumlar vergisinde yeni
uygulanması düşünülen hükümlerin muhtemelen uygulamada duraksama yaratabileceği
konusunda görüşler şimdiden oluşmaya başlamıştır.
Kanımızca üzerinde durulması gereken en önemli konu Türk vergi sisteminin
verimliliğini yitirmiş olmasıdır. Bunun sonucunda ortaya çıkan yetmezliğin
dolaylı vergilerin artırılması suretiyle giderilmeye çalışılması ve vergi
gelirlerinin ithalat üzerinde yoğunlaşmaya başlaması gelecek açısından endişe
vericidir.
Yapılan yeni düzenlemelerle "vergi yükünün adaletli ve dengeli" dağıtılması
ilkesinden vazgeçilmektedir. Dolaylı vergilerin toplum vergi gelirleri
içersindeki payının giderek artması nedeniyle iç piyasada üretim aşamasından
tüketim aşamasına kadar yaşanan bir dizi ekonomik sorunların ortaya çıktığı ve
bu durumun kayıtdışılığı da özendirdiği, ülkeye değişik yöntem ve yollarla kaçak
mal girişinin giderek arttığı gözlenmektedir. Bu durumu petrol ürünleri
tüketiminde rakamsal olarak belirlemek mümkündür.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve
Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|