Turizm bölgelerinde ekonomik ve mali düzen

 

15.08.2006

 

Arşiv Arama

 

Önceki Sayfa

 

BİZE GÖRE

Turizm bölgelerinde ekonomik ve mali düzen

Veysi Seviğ - 15 Ağustos 2006 Salı - Dünya


Ülkemizin yaz aylarında turistik bölgelerinden nüfus yoğunluğu artmaktadır. Özellikle yabancıların ilgi gösterdiği ve döviz kazandırıcı bir sektör olarak kabul edilen turizm faaliyetlerindeki gelişmeler zaman zaman basınımızda da değişik şekillerde mercek altına alınmaktadır.

Tüm çabalara karşın ülkemizin doğal güzellikleri ile tarihi dokusunun ekonomik açıdan yeteri kadar değerlendirilebildiğini söyleyebilmemiz mümkün değildir. Bu konuda resmi kuruluşların yeteri kadar görev üstlenmedikleri, görevli olanların ise konularını ciddiye almadıkları ve hatta bazı çıkar oyunlarına göz yumdukları gözlenmektedir.

Özellikle, Güney Ege ve Akdeniz yörelerinde giderek artan çirkin yapılaşmada mevcut mevzuatın dikkate alınmadığı, imar ve kıyı ile ilgili yasal düzenlemelerle örtüşmeyen parselasyon ve yağmacılığın her gün artarak geçerli olduğu bilinmektedir.

Münferit olarak ortaya çıkarılan bazı olaylarda, bu olayları gün ışığına çıkaran ve başka bir anlatımla görevini yapanlar zor durumda kalmakta, yasalara aykırı faaliyette bulunanlar ise zaman içersinde daha etkin konuma gelebilmektedirler.

Ülkemizin bu güzel yerlerinde zaman zaman "devlet nerededir?" sorusu da akla gelmektedir.

Olaylara vergisel açıdan baktığımızda çok daha hayretler içersinde kalmamız söz konusu olabilmektedir.

Marmaris, Fethiye, Bodrum, Datça gibi özellikle yabancıların ilgi gösterdiği yerlerde vergi yasaları tam anlamı ile geçerli değildir. İki-üç kişinin mütevazı bir yerde yiyeceği yemeğin bedeli 100 YTL civarında olmasına karşılık bu yerlerde yazarkasa fişi almak olağanüstü bir olay olarak kabul edilmektedir. Bu yerlerde fiş ve fatura isteminize verilen yanıtlar çok ilgi çekicidir. Şöyle ki;

Bazı işyerlerinde elektrik kesintisinin olduğu, yazarkasaların çalıştırılamadığı ifade edilmekte bu nedenle fiş verilememektedir. Oysa bu iddialar mevcut mevzuat açısından geçerli değildir. Çünkü yazarkasalar elektrik kesintisinde dahi çalışabilir bir özelliğe sahiptirler.

Bazı yerlerde ise fiş ve fatura verme mecburiyeti olmadığı yönünde, müşterilere nutuk atılma ve hatta tam anlamı ile "aba altından sopa gösterilmektedir." Bu müesseseler fiş ve fatura vermekten kaçınmaktadırlar. Biz turistik kuruluş gibi sözlerle müşteriye karşı yapılan açıklamaların çoğu kez arkasında birtakım koruyucu meleklerin bulunduğu imajı yaratılarak fiş ve fatura isteyenlere göz dağı verilmekte, verilmesi yasal olarak zorunlu olan belgeler müşteriye verilmemektedir.

Kısacası özellikle Güney Ege'nin o güzelim tatil yörelerinde ülkemizin vergi yasaları artık çalışmaz hale gelmiştir.

Bir başka açıdan ise bu yerlerde gayrimenkullerin el değiştirme trafiği her geçen gün yoğunlaşırken tapu harcına konu olan değerleri ile fiili satış değerleri, yani rayiç değerleri arasındaki fark ise inanılması güç bir biçimde artmaktadır.

Mütevazı bir büyüklükte olan ve alanı yüz metrekare civarında bulunan, halk arasında yazlık olarak kabul edilen bir bağımsız oturma yerinin satış fiyatı, söz konusu bağımsız bölümün bulunduğu bölgeye göre 75.000-175.000 Euro (Avro) arasında değişmektedir. Ancak bu yerlerin tapuda gösterilen değerleri ise 15.000 ile 30.000 YTL arasındadır.

Yıllardır sürdürülen ve başta yetkililer olmak üzere herkesçe bilinen bir gerçek vardır. Bu gerçeğe göre tapu harcına esas alınan ve tapu sicilinde kayıtlı bulunan değerler doğru değildir. Bu olguya turistik bölgelerimizde daha açık ve net olarak tanık olmak mümkündür.

Turistik bölgelerimizde gayrimenkullerin satış bedelleri çoğu kez milyon dolar veya Euro ile ifade edilebilen rakamlara ulaşmıştır. Ancak bu değerlerin kayıtlara yansıtılması mümkün değildir. Bu uygulama herkesin ve yetkililerin gözü önünde ve bilgisi dahilinde olmaktadır.

Ayrıca her nedense ülkemizde gayrimenkul satın almalarında yapılan ödemelerin mali kuruluşlardan geçirilmesi koşuluna uygun davranılması öngörülmemiştir. Bir başka anlatımla mevcut düzenlemeler çerçevesinde ülkemizde ticari amaçlı alım-satım işlemlerinde belli miktarı aşan ödemelerin mali kuruluşlardan örneğin bankalardan geçirilmesi zorunluluğu varken, gayrimenkul ediniminde yapılan ödemeler bu zorunluluğun dışında bırakılmıştır. Adeta bir bağışıklık uygulaması olarak kabul edilmesi gereken bu durumun nedenlerini anlamak, kanımızca mümkün değildir.

Ekonomik açıdan zaman zaman durgunlaşan ve yine zaman zaman yoğunluk kazanan gayrimenkul piyasasında en ücra yerlerde yapılan satışlar dahi on yüzbin YTL'lerle ifade edilirken neden ödemelerin mali kuruluşlar aracılığı ile yapılması zorunluluğunun gündeme getirilmediğini sorgulamak en azından konuları güncel olarak yorumlayanların da görevidir.

Turistik bölgelerde gayrimenkul edinenlerin, bu edinimlerle ilgili "mali güçleri" vergisel açından çok önemlidir. Çünkü söz konusu alım güçleri gerçekten ülke yurttaşlarımız açısından vergisi ödenmiş kazançlardan kaynaklanmış ise sorun yoktur. Buna karşılık eğer söz konusu edinimlerin kaynağı belli değilse bu tür edinimleri araştırma ve sorgulama konusunda gereken girişimlerin yapılması, varsa mevzuat boşluğunun doldurulması görevi Maliye Bakanlığı'na, Gelir İdaresi Başkanlığı'na aittir.

Ülkemizde turistik bölgelerde gayrimenkul edinimlerinde bazı kamu görevlilerinin aktif rol üstlendikleri yine zaman zaman basına da yansımaktadır. Bu yörelerde halk arasında giderek yogunlaşan bazı söylentiler mevcuttur. Bu söylentilere kulak tıkamak veyahut da değer vermemek kanımızca doğru bir yaklaşım değildir.

Özellikle bu bölgelerdeki yerel yönetim yetkililerinin görevlerini ifa ederken sergiledikleri davranışların denetim altına alınması ve yakından izlenmesi gerekmektedir. Son zamanlarda yapılan bazı operasyonlarla bu gibi olayların üzerine gidilmektedir. Ancak yapılan bu operasyonlar münferittir. Üzülerek belirtelim ki ülkemizde özellikle arsa ve arazi kullanım, satış, parselasyon konularında yapılan hukuk dışı işlemler gün geçtikçe artmakta ve bu işlerin failleri çoğu kez kamu görevlisi olma imtiyazından yararlanmaktadırlar.

İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30

 

Veysi Seviğ

 

Okunma: 728

Diğer Yazıları

 


Yazarın En Çok Okunan 5 Yazısı

 

Turizm bölgelerinde ekonomik ve mali düzen