|
BİZE GÖRE
İş ortaklığında mükellefiyet
Veysi Seviğ - 23 Ağustos 2006 Çarşamba - Dünya
Kurumlar Vergisi Yasası'nın ikinci maddesinde yer alan tanımlamadan anlaşılacağı
üzere; sermaye şirketleri, kooperatifler, iktisadi kamu kuruluşları, dernek ve
vakıflara ait iktisadi işletmelerin kendi aralarında veya şahıs ortaklıkları ya
da gerçek kişilerle, belli bir işin birlikte yapılmasını ortaklaşa yüklenmek ve
kazancını paylaşmak amacıyla kurdukları ortaklıklardan "iş ortaklığı" olarak
mükellefiyet tesis ettirenlerin kazançları da kurumlar vergisine tabi
olmaktadır.
İş ortaklığının kurulması ortakların tercihine bırakılmıştır. Bu nedenle iş
ortaklığının koşulları oluşmuş bulunsa dahi, ancak ortakların istemi halinde iş
ortaklığı olarak müstakil mükellefiyet tesis ettirmek mümkündür. Yasa maddesinde
yer alan "...bu şekilde mükellefiyet tesis edilmesini talep edenler iş
ortaklıklarıdır" hükmü, bu tür ortaklığın mükellefiyet tesisi suretiyle vergisel
açıdan kabul edilebileceğini öngörmüş bulunmaktadır.
İş ortaklıklarının ortak sayısında herhangi bir belirleme bulunmamaktadır. Bu
nedenle bir ve daha fazla kurum ile kişinin oluşturacağı bu tür ortaklıkların iş
ortaklığı olarak tescili mümkündür. Ancak bu bağlamda ortaklardan en az birinin
kurumlar vergisi mükellefi olması zorunludur.
Eğer ortakların tümü gerçek kişi ise bu takdirde oluşan ortaklık "adi ortaklık"
niteliğindedir ve Borçlar Kanunu'nun ilgili hükümlerine göre değerlendirilir.
Dolayısıyla böyle bir ortaklığın kurumlar vergisi mükellefiyetinden bahis etmek
mümkün değildir.
Kaldı ki; 31 seri numaralı Kurumlar Vergisi Genel Tebliği'nde de belirtildiği
üzere "iş ortaklığının kurumlar vergisi mükellefi sayılabilmesi için,
ortaklardan en az birisinin kurumlar vergisi mükellefi olması" gerekmektedir.
İhale işlerinin ortaklık olarak alınması, bilahare söz konusu ortaklığın "iş
ortaklığı" olarak mükellefiyet tesis ettirmesi mümkün değildir.
İş ortaklıklarının belirgin vasıfları şunlardır:
. Ortaklardan en az birisi kurumlar vergisi mükellefi olacaktır.
. Ortaklığın belli bir işi sonuçlandırmak üzere müteselsil sorumluluk esasına
göre sözleşme ile kurulmuş olması gerekir.
. İş ortaklığının konusu belli bir işin yapımı olmalıdır.
. Birlikte yapılacak işin belli bir süre içersinde sonuçlandırılacağı konusu
üstlenilen işle ilgili sözleşmede açıkça yer almalıdır.
. İşin, birden fazla yıla sarkan inşaat, onarma, montaj ve teknik hizmetlerden
olması zorunludur.
. Ortaklık ile işveren arasında yapılacak işle ilgili yazılı sözleşme imzalanmış
olmalı ve bu sözleşmede işin yapımı nedeniyle müteselsil sorumluluk esasının
geçerli olduğu açıkça belirtilmelidir.
İş ortaklıklarının müstakil mükellefiyet tesis ettirmeleri halinde ortaklık
olarak mükellefiyetle ilgili ödevlerin yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu
bağlamda defter tasdiki ve kullanımı ile belge düzenine uygun davranılması
zorunlu olmaktadır.
İş ortaklığı kazançları genellikle işin bitiminde hesaplanmaktadır. Ancak
istisnai hallerde iş ortaklıklarının da dönemsel olarak beyan edilmesi gereken
kazancı elde ettikleri, gözlenmektedir.
İş ortaklığında bulunması gereken özellikler dikkate alındığında, bu tür
ortaklıkların konsorsiyumdan farklı oldukları anlaşılmaktadır.
İş ortaklığı tarafından mükellefiyetle ilgili ödevlerin yerine getirilmemesi
veyahut da eksik yerine getirilmesi halinde tarh edilecek vergi ve kesilecek
cezadan ortaklar müştereken (birlikte) sorumlu olacaklardır.
Diğer yandan iş ortaklığının sona ermesinden sonra, ortaklık adına tarh olunacak
vergi ve cezalar müteselsilen ortaklardan aranacaktır. Bu bağlamda vergi ve
cezanın herhangi bir ortaktan aranması ve alınması halinde vergi ve cezanın
tamamını ödeyen ortağın diğer ortaklara ortaklık payları ile orantılı olarak "rücu"
hakkı bulunmaktadır.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve
Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|