|
BİZE GÖRE
Gider pusulası ile kayıtdışılık
Veysi Seviğ - 12 Eylül 2006 Salı - Dünya
Ülkemizin en önemli sorunlarından birisi ve belki de en önemlisi kayıt dışı
işlemlerin giderek artmasına karşılık, bu konuya karşı gösterilen
duyarsızlıktır.
Ekonomik yaşamda son zamanlarda karşılaştığımız olaylar söz konusu tehlikenin
hangi boyutlara ulaştığını gözler önüne sergilemektedir.
Kayıt dışılığın denetim altına alınması için bugüne kadar yapılan çalışmalarla
yeterli etkinliğin sağlanamadığı bilinmesine rağmen, spor da dahil olmak üzere
tüm alanları ekonomik olarak etkisi altına alan bu olumsuzluğa karşı ciddi ve
etkin nitelikte önlem alınamaması üzerinde durulması gereken bir konudur.
Son yıllarda sporda ortaya çıkan şike olaylarının arkasında kayıt dışı para
harekatı vardır. Şike olaylarının gerçek olduğu ve bu konuda, kendisine özgü
adaletin sağlanmasına yönelik silahlı müdahalelerin olmasına karşılık bu olayın
aktörlerine bugüne kadar ciddi bir yaptırım uygulanmamış veyahut da
uygulanamamıştır.
Geçtiğimiz günlerde basına yansıyan bir bilgiye göre bir milli sporcumuz
"...şike olayları ile ilgili olarak... da futbol oynayan...nın...maçı öncesinde
200 bin Euro gönderdiğini" açıklamıştır. (Cumhuriyet, 08.09.2006) anlaşıldığı
kadarıyla bu paralar bugün de olduğu gibi banka ile değil, çanta ile getirilmiş
ve paylaştırılmıştır. Dolayısı ile kayıt dışıdır.
Ülkemizde dünyanın değişik paraları çanta ve bavullarla taşınabilmekte ve
ödemeler bazen çanta ile yapılabilmektedir. Bu konuda var olan duyarsızlık
sürmektedir. Sadece ticari ve mesleki faaliyetlerde belli bir miktarın üzerinde
yapılan ödemelerin bankalardan geçirilmesi veyuhat da PTT aracılığı ile
yapılması zorunluluğu ise giderek değişik yöntemlerle göstermelik hale
getirilmiş bulunmaktadır.
Kayıt dışılıkla mücadelede olayın vergisel boyutu her vakit önde gelen bir konu
olmuştur. Ancak konuya ilişkin olarak vergi yasalarında yer alan hükümler
yeterli olmadığı gibi bir başka açıdan mevcut düzenlemeler de kayıtdışılığa
yönelik işlemlerin yapılmasına ortam hazırlamaktadır.
Örneğin ülkemizde mevcut yasal düzenlemeler çerçevesinde herhangi bir alanda
faaliyet göstermek üzere kurulacak olan bir fabrikanın makinelerini ticaretle
ilgisi olmayan herhangi bir kişiden alınmış gibi göstermek mümkündür.
Diğer yandan hiçbir geliri olmayan herhangi bir kişinin ülkemizde bir anonim
şirketin kuruluşunda en büyük hissedar konumunda bulunması da yadırganacak bir
konu değildir.
Bu nedenle ülkemizde kayıt dışı iş yapmak çok kolaydır. Hayali şirketler kurup
halkı kandırmak olağan bir uğraş olmaktadır.
Vergi Usul Yasası'nın 227'nci maddesi uyarınca "...üçüncü şahıslarla olan
münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir." Dolayısıyla
ticari yaşamdaki ekonomik ilişkilerin mevcut yasal düzenleme çerçevesinde
belgelendirilmesi gerekmektedir.
Ancak aynı yasanın 234'üncü maddesi gereği olarak "Birinci ve ikinci sınıf
tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde
olan serbest meslek erbabının ve çiftçilerin... vergiden muaf esnafa
yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için tanzim edip işi
yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulası vergiden muaf esnaf
tarafından verilmiş fatura hükmündedir."
Buna göre herhangi bir tacir vergi mükellefi olmayan kişiden makine satın
alabilir ve bu makineleri gider pusulası ile belgelendirebilir.
Günümüzde kurduğu fabrikanın tüm makinelerin bir kişiden gider pusulası ile
satın alan mükelleflere rastlamak mümkündür. Bu kişilerin bir bölümü söz konusu
makineleri çoğu kez kendi kendinden satın almaktadır veyahut da kurduğu şirkete
ayni sermaye olarak koymaktadır.
Bazı hallerde de makineleri satan kişiler her nedense satışı izleyen birkaç gün
sonra tesadüfen ölmüş görünmektedirler.
İşin ilginç yönü konuya ilişkin olarak Maliye Bakanlığı vermiş olduğu yazılı
görüşlerle de bu tür olayları kabul edebilmektedir.
Ülkemizde Vergi Usul Yasası'nın 234'üncü maddesinde yer alan hükmün bir anlamda
kötüye kullanılması söz konusudur. Gerçekte bu madde zati eşyalarını satmak
zorunda olanlardan bu malları alan tacirlerin söz konusu alımlarını
belgelendirebilmeleri için düzenlenmiştir. Yasal düzenleme gereği gider
pusulası, "birinci ve ikinci sınıf tüccarların, zati eşyalarını satan
kimselerden satın aldıkları altın, mücevher gibi kıymetli eşya için de" tanzim
edilebilir.
Ancak son yıllarda alışkanlık haline gelen bir uygulama ile özellikle imalat
sanayiinde ilk kuruluşlarda makineler hernedense ya kurucunun kendi zati eşyası
olarak işletmeye dahil edilmekte veyahut da gider pusulası ile vergi
mükellefliyeti olmayan kişilerden alınmış gibi gösterilmektedir.
Oysa özellikle imalat işinde kullanılmış söz konusu olan makinelerin teknik
olarak montajının ve bakımının özellik arz ettiği konusu dikkate alındığında bu
tür iktisadi varlıkların rastgele herhangi bir kişiden alınamıyacağı sonucuna
varmak daha kolay olmaktadır.
Günümüzde 520.-YTL'yi aşan herhangi bir malın tüketici tarafından alımında
fatura düzenlenmesini öngören yasa maddesine karşılık, gider pusulası
düzenlenmesini öngören yasa maddesinde söz konusu belge için belli bir sınır
koymayı düşünmeyen yasa koyucunun bu hoşgörüsü nedeniyle artık değeri
milyonlarla ifade edilebilen makineler ülkemizde gider pusulası satın
alınabilmekte, ayni sermaye olarak işletmelere dahil edilmekte, bu makineler
nedeniyle "kapasite" raporları alınabilmektedir.
Bir başka açıdan günümüzde semt pazarlarında dahi artık üretim tesisi
kurabilecek nitelikte makine aksamı ve hatta belli alanlara yönelik makine parkı
dahi satılabilmektedir.
Ticari yaşamda var olan kayıt dışılık, diğer alanlarda olduğu gibi giderek
artmaktadır. Bu bağlamda gerekli önlemler alınamadığı takdirde, bu tür olayların
bir bölümünü gider pusulası ile fabrika satın alma olayında olduğu gibi vergi
idaresi de kabullenir hale gelecektir.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve
Danışmanlık Ltd. Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|