|
BİZE GÖRE
Dar mükellef kurumlara getirilen kısıtlama
Veysi Seviğ - 29 Eylül 2006 Cuma - Dünya
Kısa bir tanımlama ile Türkiye'de yerleşik olmayan, fakat gelirinin bir kısmını
Türkiye'de elde eden gerçek kişiler "dar mükellef" olarak kabul edilmektedir. Bu
bağlamda dar mükellefiyette ikametgah ve tabiyet esasından farklı olarak
mülkilik esası benimsenmiş ve kaynağı Türkiye'de olan gelirler vergilendirmeye
esas alınmıştır. Mevcut düzenlemeler çerçevesinde de dar mükellef gerçek kişiler
sadece Türkiye'de elde ettikleri kazanç ve iratlar üzerinden
vergilendirilmektedir.
Dar mükelleflerin Gelir Vergisi Yasası'nda belirlenmiş olan gelir unsurlarını
ülkemizde elde etme ilkeleri Gelir Vergisi Yasası'nın 7'nci maddesinde
ayrıntıları ile belirtilmiş bulunmaktadır.
Ticari kazançlarda; kazanç sahibinin Türkiye'de işyerinin olması veya daimi
temsilci bulundurması ve kazancın bu yerlerde veya bu temsilciler vasıtasıyla
sağlanmış olması halinde, söz konusu kazancın Türkiye'de vergilendirilmesi
gerekmektedir.
Ancak bu koşullara sahip olsalar dahi iş merkezi Türkiye'de bulunmayan dar
mükellef gerçek kişilerin ihraç edilmek üzere Türkiye'de satın aldıkları veya
imal ettikleri malları Türkiye'de satmaksızın yabancı ülkelere gönderenlerin bu
işlerden doğan kazançları Türkiye'de elde edilmiş sayılmamaktadır.
Bu hüküm uyarınca özellikle dar mükellef konumunda olanlara vergisel açıdan
önemli bir kolaylık sağlanmış bulunmaktadır. Çünkü eğer bir dar mükellef
Türkiye'de satın aldığı malları satmaksızın yurtdışına gönderirse bu faaliyeti
nedeniyle elde ettiği gelir vergiye tabi olmamaktadır. Bu paralelde eğer yeni
bir dar yükümlü gerçek kişi Türkiye'de satın aldığı mallarla bir başka mal
üretip yurtdışına satıyorsa, bu faaliyeti nedeniyle de vergilendirilmemektedir.
Mevcut yasal düzenlemeden de anlaşılacağı üzere söz konusu işlemlerin ayırımında
Türkiye'de satmaktan maksat, alıcı veya satıcının veyahut da her ikisinin
Türkiye'de olması veya satış akdinin Türkiye'de yapılmış olmasıdır. İş merkezi
ise iş bakımından işlemlerin bilfiil toplandığı ve yönetildiği yeri ifade
etmektedir.
Gelir Vergisi Yasası'nın yedinci maddesinin birinci fıkrasında yer alan maddeye
paralel bir madde de 01.01.2006 tarihi itibariyle yürürlükten kaldırılmış
bulunan Kurumlar Vergisi Yasası'nın 12'nci maddesinde yer almakta olup, bu
maddeye göre de; dar mükellef "kurumların ihraç edilmek üzere Türkiye'de satın
aldıkları veya imal ettikleri malları Türkiye'de satmaksızın yabancı
memleketlere göndermelerinden doğan kazançlar, Türkiye'de elde edilmiş sayılmaz.
Türkiye'de satmaktan maksat alıcı veya satıcının veya her ikisinin Türkiye'de
olması veya satış akdinin Türkiye'de yapılmasıdır."
01.01.2006 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 5520 sayılı Kurumlar Vergisi
Yasası'nın 3'üncü maddesinde parantez içinde yer alan hükme göre dar mükellef
"kurumların ihraç edilmek üzere Türkiye'de satın aldıkları malları Türkiye'de
satmaksızın yabancı ülkelere göndermelerinden doğan kazançlar, Türkiye'de elde
edilmiş" sayılmamaktadır.
Yapılan yeni düzenleme ile dar mükellef kurumların daha önce imal ettikleri
mallar da dahil olmak üzere Türkiye'de satın aldıkları malları Türkiye'de
satmaksızın yabancı ülkelere göndermelerinden doğan kazançlar Türkiye'de elde
edilmiş sayılmazken, bu defa yeni düzenleme ile "sadece ihraç edilmek üzere
Türkiye'de satın aldıkları malları yabancı ülkelere göndermelerinde sağlamış
oldukları kazançların Türkiye'de elde edilmiş sayılmayacağı konusu hüküm altına
alınmış bulunmaktadır.
Başka bir anlatımla "dar mükellef kurumların ihraç etmek üzere Türkiye'de imal
ettikleri malların yabancı memleketlere satılmasından sağlanan kazançlar yeni
Kurumlar Vergisi Yasası uyarınca Türkiye'de elde edilmiş sayılacaktır.
Oysa; söz konusu fiil imalat olursa bu takdirde sadece bundan böyle dar mükellef
gerçek kişiler bağışıklıktan yararlanacaktır.
Yapılan bu düzenleme ile bir yabancı kurumun Türkiye'ye yalnızca mal teminine
yönelik bir bölüm oluşturması, bu malların hiçbir surette Türkiye'de satılmaması
halinde, teknik olarak kazanç ve vergi doğurmayacağının kabulü gerekmektedir.
Ancak, söz konusu kurumların Türkiye'de bir organizasyonu gerektiren imalat
faaliyetleri bu kapsamda değerlendirilmeyecektir. (Tekin, Cem-Kartaloğlu, Emre
"Kurumlar Vergisi Kanunu" ASMMMO, Ankara 2006, Sf:34)
İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve
Danışmanlık Ltd. Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|