17'nci vergi haftası

 

23.02.2006

 

Arşiv Arama

 

Önceki Sayfa

 

BİZE GÖRE

17'nci vergi haftası

Veysi Seviğ - 23 Şubat 2006 Perşembe - Dünya


Anayasal buyruk gereği "Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür." Ancak ülkemizde bu yükümlülüğe uygun davranma alışkanlığı zaman içersinde sağlanamamıştır.

Vergilendirmede istisnai haller dışında beyan esasının geçerli olması, yine zaman içersinde vergi güvenlik önlemlerinin göz ardı edilmesi sonucunda vergiye tabi tutulacak "gerçek matrahlar"ın belirlenmesi olanağı da adeta yok edilmiştir.

Gerçekte; "Bir kişinin kendi kendini vergi ödeme külfeti altına sokması, bu külfetin gerekliliğine ve adilliğine olan inanç ve buna aksi davranışlardan caydırıcı yaptırımlarla olur. Vergi toplayabilmenin gerekli koşullarına bakıldığında verginin gerekliliği ve adilliğine olan inanç gündeme gelmektedir." (Akbulak, Sevinç - Yavuz "Türkiye'de reel ve mali sektör" Beta, 2005, Sf: 595)

Türkiye'de artık verginin gerekliliğine ve adilliğine olması gereken inanç yitirilmeye başlanmıştır. Bu oluşumda en önemli etken yaklaşık 26 yıldır vergi yasaları üzerinde yapılan ve kendi içersinde çelişkilerle dolu operasyonlardır.

Uygulamada üzerinde çok durulması gereken "vergiden kaçınma" ve "vergi ziyaına neden olma" olaylarının değişik yasal düzenlemelerle adeta göz ardı, edilmesi ülkemizde vergi sistemini de değişikliğe uğratmıştır. Bu konuda "2006 yılı Merkezi Yönetim Kanunu"nun incelenmesinden de anlaşılacağı üzere vergi gelirlerinin yüzde 70'i mali güç olgusu ile tam olarak örtüşmeyecek şekilde dolaylı vergilerden sağlanmaktadır.

Dolaysız vergiler olarak kabul edilen gelir ve kurumlar vergisinin ise yaklaşık yüzde 59'u tevkifat yani kesinti yolu ile toplanabilmektedir. Bu durum ise beyan suretiyle vergilendirmenin en sorunlu yanı olarak karşımıza çıkmaktadır.

Ülkemizde her yıl vergi bilincinin yaygınlaştırılabilmesi, vergilendirmede gönüllülük esasının geçerli kılınabilmesi için yapılan "Vergi Haftası"nda gelir idaresi çeşitli etkinlikler düzenleyerek mükellef (yükümlü) idare beraberliğini oluşturmaya çalışmaktadır.

Ancak vergi anayasal buyrukta da ifadesini bulduğu üzere "kamu giderlerini karşılamada kullanılması gereken tek kaynaktır." Bu kaynağın yeterli bir şekilde kullanılabilmesi için toplumsal düzeyde vergi bilincinin oluşturulması zorunludur.

Vergilendirmede bilinçlenme ve inanç ancak eğitimle oluşturulabilir. Eğitimin ise ilk öğrenimden başlayarak verilmesi, vergi ödevinin bir yurttaşlık görevi olduğunun kabullenilmesine yönelik kişilik yapısının oluşturulması sürecini kapsaması gerekmektedir. Bu bağlamda her yurttaş eğitim aşamasında vergilendirme açısından birbirini sorgulayabilir bir hale gelmediği sürece Türkiye'de vergilendirmede bilinçlenmenin sağlandığını ifade etmek mümkün değildir.

Bir toplum içersinde herkesin vergi ödemesini beklemek ve istemek doğru bir yaklaşım olmayacağı gibi, yine herkesi potansiyel bir vergi ziyaına neden olucu olarak görmek de doğru değildir.

Vergi ödeme gücünden yani mali güçten yoksun olanları ayırma ve bu kesimi vergi dışında bırakmanın yasal kriterlerini belirlemesinde çok titiz davranabilme özelliği bu bağlamda önem taşımaktadır.

Uzun süre mali gücü olmasına rağmen vergilendirme dışında kalanlarla, belli yasal düzenlemelerle mali gücü olmasına karşılık vergi dışı kalanlar sonuçta ülkenin geleceği konusunda aynı sonucu doğurabilecek bir eylemin gerçekleştiricileridir.

Vergi Haftası kutlamaları ülkemizde yıllık beyanname verme yükümlülüğünün başlangıç tarihinden önceki hafta yani şubat ayının son haftasında yapılmaktadır. Bu yılda 20-26 Şubat tarihleri arasında ülkemizde 17'nci "Vergi Haftası" ile ilgili olarak ülke çapında etkinlikler düzenlenmiştir.

Ülkemizin refah düzeyi henüz Avrupa Birliği düzeyine ulaşamamıştır. Kişi başına düşen gelirin Avrupa Birliği ülkeleri düzeyine çıkartılabilmesi için ülke çapında üretim ve istihdamın artırılması gerekmektedir.

Vergilendirmenin reel kesim ve istihdam üzerinde yoğunlaştırılması yerine kentsel rantlar, gayrimenkul değer artışları ve parasal operasyonlar üzerine yöneltilmesi yönünde arayışlara gidilmesi ve bu bağlamda ülke gerçeklerine yönelik yeni politikaların üretilmesi kanımızca artık kaçınılmaz olmaktadır.

İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı'da 17. Vergi Haftası'nı değişik etkinliklerle ve geniş katılımın sağlandığı koktely ve plaket töreni ile mükellef idare beraberliğine ve vergi bilincinin oluşmasına yeni bir bakış açısı kazandırmıştır. Bu bağlamda İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı'nın başta değerli başkanı olmak üzere yöneticilerini, fedakar çalışanlarını kutlar ve başarılarının devamını dileriz.

İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30

 

Veysi Seviğ

 

Okunma: 762

Diğer Yazıları

 


Yazarın En Çok Okunan 5 Yazısı

 

17'nci vergi haftası