|
BİZE GÖRE
Dünya ekonomisi ve bütçe tahminleri
Veysi Seviğ - 07 Kasım 2006 Salı - Dünya
Son iki ay içersinde bulunduğumuz 2006 yılında, dünya ekonomisinde büyüme
hızının yüzde 5.1 olması beklenmektedir. 2007 yılına yönelik olarak yapılan
tahminlerde ise oranın yüzde 4.9 olması öngörülmektedir.
Dünya ekonomisinde küresel büyüme eğilimine bağlı olarak düşen atıl
kapasitelerin ve petrol fiyatlarındaki değişim sonucu enflasyon oranları da
beklenenin üzerinde gerçekleşmiştir.
Enflasyon beklentisindeki değişimi ve fiyat istikrarının sürdürülebilirliğine
ilişkin endişeleri beraberinde getiren bu gelişmeler karşısında gelişmiş ülkeler
merkez bankaları bir anlamda sıkı para politikalarına yönelik tercihlerini
kullanmaya başlamışlardır.
Bu gelişmelerden mali piyasalar da etkilenmiştir. Ancak dünya üzerindeki
likidite bolluğu devamlı sorun ve baskı kaynağı haline dönüşmüştür.
Mali piyasalarda yaşanan hareketlilik gelişmekte olan ülkelerden zaman zaman
sermaye çıkışlarına neden olmuştur. Bu çıkışların önüne geçebilmek için
gelişmekte olan ülkelerin katlanmak zorunda kaldığı maliyetler de bu bağlamda
artmıştır.
Bir başka açıdan mali piyasalardaki dalgalanmalar nedeniyle 2006 Mart ayı
başında Ortadoğu borsalarında ani bir düşüş yaşanmış, daha sonra İzlanda ve Yeni
Zellanda gibi ülkelerde ulusal para birimlerinde değer kayıpları yaşanmıştır.
2006 yılının Mayıs ve Haziran aylarında küresel piyasalarda oluşan sert
dalgalanma sonucunda uluslararası piyasalarda ileriye yönelik beklentilerin
tartışılır hale gelmesine, risk primlerinin yükselmesine ve dünya genelinde
borsa endekslerinin gerilemesine ve dalgalanmasına neden olmuştur.
Yabancı sermaye olarak tanımlanan ve fakat son yıllarda hareketli hale gelen, bu
nedenle de kısa vadeli dolaşıma çıkan parasal birikimler gelişmekte olan
ülkeleri olumsuz etkilemeye başlamıştır.
"Sermaye çıkışları, mayıs ortası ve haziran sonunda, Güney Afrika, Kolombiya ve
Türkiye gibi ülkelerin ulusal paralarında yüzde 10'u aşan değer kayıplarına
neden olmuştur." (TC Maliye Bakanlığı yıllık ekonomik rapor 2006, Sf: 156)
Gelişmiş ülkelerde geçerli olan faiz oranları dikkate alındığında özellikle
hareketli olan parasal birikimlerin dünya ekonomisinde ve mali piyasalardaki
hareketlilikten yararlanmaya müsait bir beklenti içerisinde olduklarını
söyleyebiliriz.
Özellikle ekonomilerde kur değişikliğini kontrol altında tutan ülkelerin yüksek
faiz politikası ile yabancı parasal birikimlere açık olduğunu varsayacak
olursak, dünya üzerinde likidite bolluğundan kaynaklanan bu olgunun söz konusu
ülkeler üzerinde ayrıca bir risk oluşturduğunu söylemek daha kolay olmaktadır.
Gelişmiş ülkelerde uygulanan faiz oranlarını ülkemiz açısından değerlendirmek
üzere bu bağlamda gözden geçirmekte yarar görmekteyiz.
Gelişmiş ekonomilerde faiz oranları (%)
Temmuz
2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006
Kısa dönem faiz oranları
ABD 6.0 3.5 1.6 1.0 1.4 3.2 5.1
Euro bölgesi 4.4 4.3 3.3 2.3 2.1 2.2 3.1
Japonya 0.2 0.0 0.0 0.0 0.0 0.0 0.4
İngiltere 6.1 5.0 4.0 3.7 4.6 4.7 4.7
Kanada 5.5 3.9 2.6 2.9 2.2 2.7 4.2
Uzun dönem faiz oranları
ABD 6.0 5.0 4.6 4.0 4.3 4.3 5.1
Euro bölgesi 5.5 5.0 4.9 3.9 3.8 3.4 4.1
Japonya 1.7 1.3 1.3 1.0 1.5 1.4 1.9
İngiltere 5.0 5.0 4.8 4.5 4.8 4.3 4.6
Kanada 5.9 5.5 5.3 4.8 4.6 4.1 4.4
Kaynak: IMF, World Economic Outlook; September 2006
2007 yılı bütçe çalışmaları sırasında ekonomik açıdan dünyada oluşan gelişmeler
ve beklentiler yeterince dikkate alınmamıştır. Bu bağlamda 2007 yılı merkezi
yönetim bütçe gelir ve giderleri tahminleri yapılıren;
. Gayri safi milli hasılanın (GSMH) yüzde 5 büyüyeceği,
. Gayri safi milli hasıla deflatörünün yüzde 7 olacağı,
. Yıl sonu TÜFE'nin yüzde 4 olarak gerçekleşeceği,
. İhracatın 95.0 milyar ABD Doları olacağı,
. Borçlanmalarda Yeni Türk Lirası cinsinden borçlanmalara ağırlık verileceği,
. Nakit iç borçlanmanın ağırlıklı olarak sabit faizli enstrümanlarla yapılacağı,
. Boçlanma vadelerinin uzatılması politikasının sürdürüleceği,
. Kamu iktisadi teşebbüslerine yönelik sermaye desteği uygulamasına ağırlık
verileceği,
varsayılmış ve bütçe uygulaması sırasında ortaya çıkacak acil ve öncelikli
hizmetlerin yürütülmesi amacıyla belli bir miktar yedek ödenek konulması
öngörülmüştür.
Bütçe çalışmaları sırasında dünya para piyasasında olması muhtemel gelişmeler
ile ülkemizde halihazırda tartışma konusu yapılan cari işlemler açığı dikkate
alınmamıştır.
İç borçlanma kağıtlarının faiz oranını çok iyimser bir yaklaşımla yüzde 20
civarında kabul edecek olursak bu takdirde yukarıda sunduğumuz gelişmiş
ülkelerde geçerli olan faiz oranlarının, kurun belli bir aralık içersinde
hareket göstermesi halinde dahi yabancı tasarrufçular açısından çok cazip
olduğunu kabul etmek gerekecektir.
Yabancılara tanınan vergi avantajı da dikkate alındığında özellikle dünya para
piyasasını yakından izleyen yatırımcılara göre; Türkiye kısa vadeli getiri
açısından en cazip ülke konumuna gelmiştir.
Bilindiği üzere Gelir Vergisi Yasası'nın geçici 67'nci maddesinde yapılan
değişiklik sonucunda yabancı yatırımcıların kamu iç borçlanma kağıtlarını
almaları halinde elde ettikleri faiz gelirleri ile sermaye piyasası araçlarının
elden çıkartılmasından sağlanan kazançlar sıfır oranında vergilendirilmektedir.
Türkiye bu bilgiler ve gerçekler karşısında ekonomik açıdan kritik bir döneme
girmiş bulunmaktadır. Dünya üzerinde yaşanan ekonomik olaylar ve gelişmeler
dikkate alındığında ülkemiz maliyeti yüksek ve riskli bir ekonomik modele evet
demek zorunda kalmıştır.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve
Danışmanlık Ltd. Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|