|
BİZE GÖRE
Hayat standardı esası ve gider bildirimi
Veysi Seviğ - 03 Kasım 2006 Cuma - Dünya
Geçmişte ülkemizde uygulanan "hayat standardı esası" uygulamasına göre; ticari
ve mesleki faaliyette bulunanlar belli miktar kazanç elde etmiş kabul edilerek
bu miktarlar üzerinden hesaplanan gelir vergisini ödemekle yükümlü
tutulmuşlardır. Bu esasa göre yasa ile belirlenen ve her yıl artırılan ve elde
edildiği varsayılan faaliyet gelirlerine ayrıca mükellefin sahip olduğu
gayrimenkuller ile araçlar dikkate alınarak ve diğer sosyal faaliyet ve yaşam
koşullarını da içeren bir değerlendirme ile beyan etmesi gereken en az kazanç
miktarı belirlenmekte ve vergi tarhı bu rakam üzerinden yapılmaktadır.
Oysa bazı hallerde kişilerin faaliyetlerinden çeşitli nedenlerle gelir elde
etmeleri mümkün olmayabilmektedir. Gerçek anlamda zarar edenlerin hayat
standardı esasına göre vergi ödemek zorunda bırakılması halinde Anayasa'nın mali
güce göre vergilendirme ilkesinden sapma olacağı gibi, kazanç elde edemeyen ve
bu nedenle de zor durumda kalanlar üzerinde adeta bir vergi zulmü oluşturulması
söz konusu olmaktadır.
Kanımızca; hayat standardı esası gibi ilkeli bir yöntemle vergilendirme yerine;
gerçek gelir ve kazançların belirlenmesine yönelik bir sistemin geliştirilmesini
sağlayacak çalışmalara ağırlık verilmesi daha doğru bir yaklaşım olacaktır.
Herkesin beyana tabi tutulması halinde, gerçek vergilendirmeye yönelik
çalışmaların daha verimli olması söz konusudur.
Yeniden uygulanması düşünülen "hayat standardı esası"na göre gerçek usulde
vergilendirilen ticari, zirai ve serbest meslek kazançları için; faaliyette
bulununlan her bir ticari, zirai ve mesleki faaliyet ve özellik arz eden alt
türleri için, faaliyetin icra edildiği yerin ve faaliyetin icra edenin
özellikleri de dikkate alınmak suretiyle; her ilçe merkezinde, oluşturulacak bir
komisyon tarafından asgari ücretin brüt tutarından aşağı olmamak üzere "ortalama
yıllık kazanç tutarı" tespit edilecektir.
Ortalama yıllık kazanç tutarları gerçek kişiler için ve gelir türleri itibariyle
ayrı ayrı tespit edileceği gibi söz konusu faaliyetlerin şirketler ya da
bunların şubeleri aracılığı ile elde edilmesi durumlarına göre; birinci ve
ikinci sınıf tacirler için de ayrı ayrı tespit edilecektir.
Ortalama yıllık kazanç tutarları, aynı il belediye sınırları içinde kalan
ilçeler için, bu ilçelerin belediye sınırları dışında kalan kısımları da dahil
olmak üzere oluşturulacak komisyonlar vasıtasıyla belirlenecektir.
Bu şekilde oluşturulacak kazanç listeleri Maliye Bakanlığı'nın onayı ile tebliğ
edilecektir.
Diğer yandan yapılması öngörülen bir düzenleme ile mükelleflerin zarar beyanı da
dahil olmak üzere, faaliyetleri ile ilgili olarak beyan edecekleri
kazançlarının, ortalama yıllık kazanç tutarından düşük olması halinde yıllık
gelir vergisi beyannamesine şekli ve içeriği Maliye Bakanlığı tarafından ayrıca
belirlenecek olan yıl içindeki tüm harcamalarını ve bunların kaynaklarını
gösteren "yıllık geçim bildirimi" eklemeleri zorunlu kılınacaktır. Bu suretle
bildirilecek tutarlar mükelleflerin sahip oldukları ve belirli harcama gücünün
göstergesi mahiyetindeki ikinci konut, binek araçları, deniz araçları, hava
araçları, özel kulüp üyeliği gibi yerlere yapılan ödemeler ve harcamalar ile
masraflar da eklenerek hesaplanacaktır.
Yıllık geçim bildiriminde yer alan harcamaların ve bunların kaynaklarının eş ve
çocuklara ait olanlar da dahil olmak üzere mükellef tarafından belgelendirilmesi
zorunlu görülmektedir.
Mükellefler tarafından verilmesi öngörülen yıllık geçim bildirimine dayanılarak
yapılacak olan vergi incelemeleri sırasında, tespit olunan harcama fazlalığı
beyan edilmeyen gelir sayılarak üzerinden ikmalen vergi tarh edilecektir. Bu
düzenleme uyarınca tarhiyat yapılabilmesi için bildirimde gösterilen harcama ve
gelirlerin incelenmesi ve harcamadaki fazlalığın vergilendirilmiş gelirden,
mevcut varlıklardan, borçla veya başka bir kaynaktan karşılandığının mükellef
tarafından inceleme sırasında izah edilememiş olması gerekmektedir. İncelemeler
sırasında, harcamalarda tespit edilen fazlalıklar, verilen yıllık geçim
bildiriminde yer almayan herhangi bir gelir kaynağı ile açıklanamayacaktır.
Yıllık geçim bildirimini yıllık gelir vergisi beyannamesi ekinde vermeyenler ile
bu bildirimde eksik veya yanıltıcı bilgi verdiği tespit edilenler hakkında ceza
uygulaması yapılacaktır.
Gerek "ortalama yıllık kazanç bildirimi" ve gerekse "yıllık geçim bildirimi" ile
ilgili usul ve esasları belirleme yetkisi Maliye Bakanlığı'na ait olacaktır.
Yukarıya kısaca aktarmış olduğumuz hususlar geçmişte uygulanan "hayat standardı
esası"nın bir başka görüntüsüdür.
Kanımızca gelir vergisi uygulaması açısından başarının sağlanabilmesi için
gerçek durumun tespitine yönelik çalışmaların geliştirilmesi ve bu bağlamda da
mükelleflerin bilinçlendirilmesi gerekmektedir.
Mükelleflerin bilinçlendirilmesi ancak vergi idaresi ile mükellef arasında
kurulacak sıcak ve samimi, bilgilendirmeye yönelik işbirliği şeklinde olabilir.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve
Danışmanlık Ltd. Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|