Atatürk'ü tanımak ve anlamak

 

10.11.2006

 

Arşiv Arama

 

Önceki Sayfa

 

BİZE GÖRE

Atatürk'ü tanımak ve anlamak

Veysi Seviğ - 10 Kasım 2006 Cuma - Dünya

Kurtuluş Savaşı'nın önderi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı (1923-1938) Mustafa Kemal Atatürk'ü 10 Kasım 1938 tarihinde kaybettik.

Osmanlı ordusunda özellikle Birinci Dünya Savaşı sırasında gösterdiği üstünlük ve başarıları ile "O" çok genç yaşta ön plana çıkmış, 1919-1922 yılları arasında işgalci kuvvetlere karşı Kurtuluş Savaşı'nı planlamış, örgütlemiş ve yönetmiş, tam anlamı ile bir olmazı olur hale getirerek Türkiye'yi bağımsızlığa kavuşturmuştur.

Türk toplumunu tek kişinin iradesi ile yönetimden, halkına emanet ederek Cumhuriyet'in ilanına yönelik çalışmalar ve başarısı ile birlikte kısa bir süre içersinde gerçekleştirmiş bulunduğu siyasal, hukuksal, kültürel ve ekonomik reformlarla modern ve çağdaş bir ulus-devlet oluşumunu sağlamıştır.

11 Ocak 1905 tarihinde Şam'da 30. Süvari Alayı'nda başlayan kıta görevi nedeniyle bütün Suriye'yi dolaşmış, devletin yönetim sorunlarını ve halkın yaşamını yakından gözlemlemiş, bu aşamada yerel çatışmaların içerisinde devlet otoritesini ve varlığını kabul ettirmeye yönelik uğraş vermiştir.

Kudüs, Hayfa ve Yafa'da, bilahere Selanik'te bulundu.

Haziran 1907'de yüzbaşılığa yükseltilen Mustafa Kemal, aynı yılın eylül ayında Selanik'teki 3'üncü Ordu'ya tayin edildi.

Bilahere Trablus'a gönderildi. Tarihimizde 31 Mart Olayları olarak yer alan ayaklanmayı bastırmakla görevlendirildi. (13 Nisan 1909)

1910 yazında Arnavutluk'ta çıkan ayaklanmayı bastırmakla görevlendirilen Mahmut Paşa'nın kurmay başkanlığını yaptı. 1910 yılı sonbaharında Fransa'da Pıcardıe'de yapılan büyük tatbikata Osmanlı ordusunu temsilen katılan üç subay arasında yer aldı.

İtalya'nın 1911 yılının Eylül ayında Trablusgarp'a saldırması üzerine Mısır üzerinden Tobruk'a giderek burada komutan Ethem Paşa'nın kurmaylığını üstlendi. Ocak 1912 Tobruk çatışmasında başarı göstererek, Derne'ye geçerek buradaki kuvvetlerin komutanlığını üstlendi.

1912 yılında Balkan Savaşı'nın başlaması ile birlikte İstanbul'a döndü, bu aşamada Çanakkale ve Gelibolu Yarımadası'nın savunulması için kurulan Bahr-i Sefid Kuva-yı Mürettebesi'nin hareket şubesi müdürlüğüne atandı.

Balkanlar'da giderek yaygınlaşan huzursuzluk sırasında Mustafa Kemal, 2 Şubat 1915 tarihinde Tekirdağ'da kuruluş aşamasında bulunan 19. Tümen Komutanlığı'na atandı. Kısa bir süre sonra'da Arıburnu, Anafartalar ve Ece Limanı'nı kapsayan bölgenin komutanı olarak görev üstlendi.

İtilaf Devletleri donanmalarının 19 Şubat 1915 tarihinde Çanakkale tabyalarına saldırmaları ve 18 Mart'ta Çanakkale Boğazı'nı geçme girişimleri karşısında emrindeki 57. Alay'ı harekete geçiren ve bu arada da Anafartalar Grubu Komutanlığı'na atanan ve 10 Ağustos 1915 tarihinde düşmanı geri püskürten-İngiliz ve Fransız birliklerinin Gelibolu Yarımadası'ndan çekilmelerini sağlayan, askeri harekatın önderi ve komutanı Mustafa Kemal Atatürk'tür.

Daha sonra Nisan 1916'da Silvan'da göreve başlayan ve tuğgeneralliğe yükselen Mustafa Kemal, Muş ve Bitlis'in geri alınmasını ve Osmanlı topraklarına katılmasını sağlamıştır.

Mustafa Kemal Atatürk, Ağustos 1918'de Filistin'deki 2 Ordu Komutanlığı'na atanmıştır. Bilahere, Yıldırım Orduları Komutanlığı'na atanan Ulu Önder, İngilizler'in İskenderun'u işgali halinde buna karşı direneceğini bildirmiştir.

7 Kasım 1918 tarihinde Yıldırım Orduları Grubu kaldırılınca Harbiye nezareti emrine alınan, 16 Mayıs 1919 tarihine kadar çalışmalarını İstanbul'da sürdüren Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı'nın hazırlıklarına başlamıştır.

İzmir'in 15 Mayıs 1919 tarihinde Yunanlılar tarafından işgali üzerine giderek yoğunlaşan Osmanlı İmparatorluğu'nu parçalama ve yok etme harekatına karşı koyma düşüncesi ile Anadolu'ya gitmeyi planlayan Mustafa Kemal, 16 Mayıs 1919'da İstanbul'dan ayrılarak kendisine tahsis edilen bir vapurla Samsun'a gitmiş ve 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun'a ayak basarak milli mücadeleyi fiilen başlatmıştır.

Osmanlı İmparatorluğu'nun uzun süre yaşamış bulunduğu savaşlar ve son yıllarda topraklarını işgal etmeye ve paylaşmaya başlayan yabancıların yaratmış bulunduğu yılgınlığa rağmen "Ya istiklal ya ölüm" sloganı ile yola çıkan Mustafa Kemal Atatürk, önce Havza, bilahere de Amasya Genelgesi ise halkı milli mücadeleye davet ederek Sivas ve Erzurum kongrelerini toplamış, halkından aldığı yetki ile Ankara'ya gelerek önce Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni oluşturarak 1921 yılının Temmuz ayında başlayan ve Anadolu'yu ele geçirmeye yönelik düşman işgalini 22 gün 22 gece süren Sakarya Savaşı, bilaherede 30 Ağustos Başkumandanlık Meydan Muharebesi ile bir yandan Batı'da kazanılan üstünlük, bir yandan da Doğu cephesinde sağlanan istikrar sonucunda ülke düşmandan temizlenmiş, sonuçta Lozan Toplantısı ile genç Türkiye Cumhuriyeti'nin siyasi sınırlarını belirleme görüşmelerini Ankara'dan yönlendirmiştir.

Genç Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı sıfatını kazanan Mustafa Kemal Atatürk, 10 yıllık bir süre içersinde yapmış olduğu devrimlerle dünya devletleri arasında güçlü, güvenilir ve bayrağını ebediyete kadar dalgalandıracak bir ulusun varlığını kabul ettirmiştir. 57 yıllık yaşam içersine sığdırılan ve kısaca "cihanda sulh" özlemi ile bütünleşen bir ulus-devlet yapısını oluşturan bu erişilmez lidere sahip olmanın gururu ile "O"nun ebediyete intikalinden itibaren geçen 68 yılı geride bırakmanın yanında "O"na duyulan özlemin giderek arttığını hissediyor ve yaşıyoruz.

O'nu ve eserlerini yaşatacağız.

İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd. Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30

 

Veysi Seviğ

 

Okunma: 1518

Diğer Yazıları

 


Yazarın En Çok Okunan 5 Yazısı

 

Atatürk'ü tanımak ve anlamak