|
BİZE GÖRE
Bütçe ve bütçe harcamaları
Veysi Seviğ - 04 Ocak 2007 Perşembe - Dünya
Türkiye Cumhuriyeti, anayasal buyruk gereği sosyal bir hukuk devletidir.
"sosyal devlet" kavramı bu güne kadar yeterince açıklığa kavuşturulmamıştır.
Ancak Anayasa'nın 5'inci maddesi uyarınca "kişilerin ve toplumun refah, huzur ve
mutluluğunu sağlamaya, kişinin hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve
adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal
engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi gelişmesi için gerekli şartları
hazırlamaya çalışmak" devletin temel amaç ve görevleri arasındadır.
Türk Anayasası kamu yararını kişisel yarar üstünde kabul etmiştir.
Gerçekte Anayasa'nın başlangıç kısmının 6 paragrafında da çerçevesi çizildiği
üzere "Her Türk vatandaşının... Anayasa'daki temel hak ve hürriyetlerden eşitlik
ve sosyal adalet gereklerince yararlanarak" "onurlu bir hayat sürdürme ve maddi
ve manevi varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahip"tir.
"Sosyal adalet" paylaştırma ilkesidir. Bu bağlamda "toplumda her tabaka ve gruba
ekonomik ve kültürel yaşam hakkı garanti edilmiş ve Anayasa tarafından koruma
altına alınmıştır.
Türk Anayasası liberal bir ekonomi politikası izlemeye elverişli olduğu kadar
karma bir ekonomi politikası izlenmesine de elverişlidir. (Anayasa Mah. E.
1985/2, K.No; 1985/16)
Sosyal devlet, toplumsal ilişkilere devlet müdahalesini öngörmektedir. Bu
bağlamda hukuk devleti özgürlüğün başlangıcı, çalışmanın temeli ve özendiricisi,
refahın, hümanizmin ve kültürün kökeni olduğu için mülkiyetin korunmasını buna
karşılık sosyal devlet mülkiyetin bağlanmasını, sınırlanmasını ve sosyal
gereksinimlerin dengeli bir şekilde karşılanması ve sosyal gerilimlerin ortadan
kaldırılması için gerekli görüldüğünde mülkiyete el konulmasını bile
istemektedir. (Gören, Zafer, "Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın Yorumu" Ankara
2002 Sf: 53)
Sosyal hukuk devleti olgusunda kamusal nitelikteki harcamalar ayrı bir önem
arzetmektedir. Bütçe uygulamalarında eğitim, sağlık ve adalet hizmetleri ile
sosyal güvenlik harcamalarına ayrılan paylar bu bağlamda sosyal hukuk devleti
olgusuna verilen önemi ifade etmektedir.
Sosyal hukuk devletinde eğitimin ve sağlık hizmetlerinin tamamen
özelleştirilmesi söz konusu değildir. Çünkü bu hizmetler yaşama veyahut da
eğitimli insan haline gelmenin ve gelişmenin yolunu maddi çıkar beklentileri ile
engeller mahiyettedir.
Son yıllarda ülkemizde devlet bütçelerinin hazırlanmasında daha çok faiz dışı
fazla kavramına önem verilmekte ve faiz dışı fazla ilkesine göre de bütçe
harcamaları belirlenmektedir.
Bütçe harcamalarının borçlanma ile finansmanı sosyal hukuk devleti kavramını
etkileyen siyasi bir tercihtir. Çünkü borçlanma politikaları gelecek kuşaklara
söz konusu borçlanmanın maliyetini yüklemektedir.
Ülkemizde 2007 yılı bütçesi dikkatlice incelendiğinde özellikle harcamalar
açısından son derece sınırlayıcı olduğu, buna karşılık harcamalar içersinde
faizin önemli bir rakam oluşturduğu, cari harcamalardan sonra büyüklük açısından
ikinci büyük kalem olduğu görülmektedir.
Bütçe içersinde faiz yükü 52.900 milyar YTL olarak gösterilmiştir. Bu miktar
bütçe harcamalarının yüzde 26.3'ünü oluşturmaktadır. Buna karşılık eğitime
ayrılan pay 21.355, sağlık için ayrılan pay ise 6.600 milyar YTL'dir.
Bütçe harcamalarının karşılanması sırasında, Anayasa'nın 73'üncü maddesine göre
kullanılması öngörülen kaynak vergisi gelirleridir. Anayasal buyruk gereği
"herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle
yükümlüdür. "Buna bağlı olarak da yine anayasal buyruk gereği" vergi yükünün
adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır." Bütçe
dengelerinin oluşumunda vergisel açıdan da son yıllarda anayasal buyruğa uygun
davranılmadığı gözlenmektedir.
Bütçe vergi gelirleri içersinde giderek artan dolaylı vergiler sosyal devlet
olgusu ile örtüşmeyen bir vergilendirme politikasının benimsendiğini
göstermektedir.
Sosyal hukuk devleti ilkelerinden sapmalar toplumsal refahı ve insan faktörünün
gelişmesini olumsuz etkileyen bir tercih özelliği taşımaktadır.
Not: 2007 yılının insanlık alemi için sorunsuz, sağlıklı ve güzel günlerle dolu
geçmesini dileriz.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve
Danışmanlık Ltd. Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|