|
BİZE GÖRE
2006 yılını geride bırakırken
Veysi Seviğ - 29 Aralık 2006 Cuma - Dünya
Giderek yaşlanan dünya bir yılı daha geride bırakıyor. 2006 yılı ülkemiz
açısından da ileride tarih bilimine emek verenler tarafından dikkatle
incelenmesi gereken bir yıl olacaktır.
İç değerlendirimlere göre 2006 ülkemiz açısından kayıp bir yıldır. Ancak
kanımızca böyle bir değerlendirme yapmak doğru değildir. Çünkü 2006 yılında ülke
olarak yaşadıklarımız bir anlamda yön gösterici olmuştur.
2006 yılına girerken ülkemiz Avrupa Birliği'ne giriş süreci ile ilgili
görüşmelerin heyecanını yaşamıştır. Ancak yıl boyunca çeşitli tarihlerde Avrupa
Birliği liderlerinin olumsuz beyanat ve tavırları ile adeta ülkemiz halkının
beklentileri bir anlamda köreltilmiştir.
Geçmişte özellikle İkinci Dünya Savaşı'nın Avrupa Birliği ülkeleri üzerinde
bırakmış olduğu olumsuz etki ve Türkiye'nin Kuzey komşularıyla olan siyasi
ilişkiler nedeniyle ortaya çıkan olumsuzluklarda Türkiye'nin birliğe katkı
sağlamaya yönelik olumsuz etki ve Türkiye'nin birliğe katkı sağlamaya yönelik
girişimlerini unutmak mümkün değildir.
Genç Türkiye Cumhuriyeti, Avrupa Birliği ile olan siyasi ve ekonomik
ilişkilerinde devamlı olumlu bir tavır takınmış, bu bağlamda da yakınlaşmayı
tercih etmiştir.
Ancak Avrupalı birçok devlet adamına göre Avrupa, Avrupalılar'ındır. Bu
düşünceyi aşabilmek çok zordur. Şimdi Türkiye bu görüşün doğru olmadığını
kanıtlamaya çalışmaktadır.
Bu aşamada ümitler tükenmese bile Türkiye'nin Avrupalı olması artık belli bir
beklentiye kalmıştır.
Diğer yandan dünya üzerinde yaşanan iklim değişikliği 2006 yılının son baharında
şimdiye kadar yaşamadığımız bir kuraklıkla karşımıza çıkmıştır. Ülkemizde göller
kurumaya başlamıştır. Bazı yer ve doğa bilimcileri tarafından Türkiye'nin
çölleşeceği yönünde açıklamalar yapılmaktadır.
Dünyanın giderek ısındığı, bilinen bir gerçektir. Bu ısınmadan en fazla
etkilenen ülkelerden birisi de Türkiye'dir. Dolayısıyla Türkiye bu gerçeği
kabullenmeli ve ileriye yönelik olarak gerekli önlemleri almalıdır.
Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik sorunları göz ardı etmek mümkün değildir.
Son zamanlarda giderek belirgin hale gelen cari açık her ay artmaktadır.
Cari açığın hangi noktadan sonra ülke için risk oluşturabileceği konusunda bu
güne kadar herhangi bir çalışma yapılmamıştır.
Cari açık bu nedenle ülkemiz için çok risklidir.
Cari açığı dikkate almayan ülkeler zaman içersinde beklenmedik sorunlarla
karşılaşmışlardır.
Türkiye'de halen ekonomi üç ayrı konuya göre değerlendirilmektedir. Borsa, faiz
ve kur ülke ekonomisi açısından çok önemlidir. Ancak bu konularda borsa
endeksinin artması, faizlerin belli bir düzeyde seyretmesi, milli paranın
giderek değer kazanması, hervakit ekonominin rayında olduğunu göstermektedir.
Kaldı ki Türkiye halihazırda dünya ülkeleri içersinde en yüksek reel faizi
ödeyen bir ülkedir.
Yüksek faiz ve belli bir aralıkta seyreden kurlar ülkemize sıcak para (kaygan
para) akımına neden olmaktadır. Bu bağlamda kurlar düştükçe sanal olarak artan
milli gelir rakkamları ve kişi başına düşen gelir övünç kaynağı olmaktadır.
Ancak bu değerlendirme de yanıltıcıdır.
Ekonominin yabancılaşması konusunda yeteri kadar tartışma açılmamakta ve daha
vahimi bu konuda toplumsal duyarsızlık sürmektedir.
Son olarak sosyal güvenlik konusunda topluma reform olarak tanıtılan ve şimdilik
kısa bir süre ertelenmiş bulunan mevcut yasal düzenlemenin kendi içersinde olan
tutarsızlıklar ile sistemin yara alması, ekonomik ve sosyal çöküntünün ortadan
kaldırılması için yapılan çalışmaların da yetersiz olduğunu söylemekte yarar
olacaktır.
Dünya ekonomisi'de 2007 yılına bazı belirsizliklerle girmektedir. Mevcut
olumsuzluklar risk faktörünü arttırmaktadır.
Yaşlı dünyamızın gerek doğal yapısındaki değişimler ve gerekse ekonomik
sorunları önümüzdeki yıl büyük bir olasılıkla daha da artacaktır. Ancak yaşam
sürecektir.
Tüm olumsuzluklara karşın beklentilerde iyimser olmak ve geleceğe umudla bakmak
zorundayız.
Bu bağlamda giden yıla güle güle derken, gelecek yılın iyiliklerle dolu olmasını
dilemekteyiz.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve
Danışmanlık Ltd. Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|