Repo ve ters repo hesapları

 

22.01.2007

 

Arşiv Arama

 

Önceki Sayfa

 

BİZE GÖRE

Repo ve ters repo hesapları

Veysi Seviğ - 22 Ocak 2007 Pazartesi - Dünya


Gelir Vergisi Yasası'nın 75/5 maddesi uyarınca, "Her nevi tahvil ve hazine bonosu faizleri ile Toplu Konut İdaresi, Kamu Ortaklığı İdaresi ve Özelleştirme İdaresi'nce çıkarılan menkul kıymetlerden sağlanan gelirler menkul sermaye iradı niteliğindedir. Bu bağlamda yasal düzenleme gereği olarak döviz cinsinden yahut dövize, altına veya başka bir değere endeksli menkul kıymetlerin itfası sırasında oluşan değer artışları irat sayılmamaktadır.

Uygulamada söz konusu menkul kıymetlerin sağladığı iratlardan yararlanıldığı gibi, bu menkul kıymetler geri alım ve satım taahhüdü ile de iktisap edilip elden çıkartılabilmekte ve bu işlemler sırasında da gelir elde edilebilmektedir.

Geri alım taahhüdü ile menkul kıymet satışı (repo) ve geri satım taahhüdü ile menkul kıymet alımı (ters repo) işlemleri, esas itibariyle günün faiz koşuları dikkate alınarak yapılan borç para verme ve alma işlemleri özelliğini taşımaktadır. Bu gibi işlemlerde söz konusu menkul kıymetler bir anlamda verilen borç paranın teminatı niteliğinde olmaktadır. Çünkü repo ve ters repo işlemlerinde uygulanan faiz oranı bu işlemlere konu edilen menkul kıymetler için uygulanmakta olan faiz oranlarından farklı olmaktadır. Ayrıca yine bu tür işlemlerde repoya veyahut da ters repoya konu edilen menkul kıymetler üzerinde yer alan bu kağıt hamillerine uygulanması öngörülen faiz oranları borç verenler için hiç bir vakit geçerli olmayıp, söz konusu işlemlerde faiz oranları taraflar arasında teminat niteliğinde olan bu kağıtlardan bağımsız olarak belirlenmektedir.

Repo ve ters repo işlemleri kişiler ve ticari işletmeler açısından, daha çok mevcut nakit değerlerin kısa vadede gelir getirici nitelikte kullanılabilmesi için yapılmaktadır. Bu işlemlerde söz konusu menkul kıymetler karşılığında borç para alanlar, günün piyasa koşullarına uygun olarak ve daha çok kendi kısa vadeli nakit gereksinimlerine katkı sağlamaya yönelik olarak, aynı zamanda karşılıklı anlaşma sonucunda uygulanacak faiz oranı belirlemektedirler.

İşletmelerin bu bağlamda yapmış oldukları repo işlemlerinin bilanço gününde, kayıtlarında nasıl değerlendirileceği hususu uygulamada çoğu kez duraksama yaratmaktadır.

Vergi Usul Yasası'nın 279'uncu maddesi menkul kıymetlerin değerlendirmesinde geçerli olan yöntemleri belirlemiş bulunmaktadır. Bu hüküm çerçevesinde aktifinde bulunan menkul kıymetleri geri alım taahhüdü ile repo işlemine tabi tutan finansman kuruluşu, söz konusu menkul kıymetleri ihraç edenlerce ödenecek olan faiz gelirlerini alma yetkisine sahip olduğu için, bu menkul kıymetleri işlemiş faizlerini de dikkate alarak değerlemekle yükümlüdür.

Buna karşılık vadesi değerleme gününden sonra olan repo ve ters repo işlemleri ile ilgili olarak değerleme gününe kadar tahakkuk eden faiz tutarları, repoya taraf olanlarca ticari kazancın elde edilmesi ile ilgili olduğundan, gelir ve gider olarak dikkate alınacaktır.

Örneğin yapmış olduğu repo işlemi nedeniyle vadesi 10.01.2007 tarihinde dolacak olan bir alacaklı, söz konusu repo işlemi için 31.12.2006 tarihine kadar mevcut sözleşme uyarınca öngörülen işlemiş faizi değerleme sırasında dikkate alacaktır.

Diğer yandan sahibi bulunduğu söz konusu menkul kıymetleri ters repo işlemine konu eden de, bu bağlamda ödemiş bulunduğu faizi gider olarak kayıtlarına intikal ettirecektir.

Kurumlar Vergisi uygulaması ile ilgili olarak 67 seri numaralı Genel Tebliğ ile yapılan açıklamadan da anlaşılacağı üzere repo ve ters repo işlemleri bir tür borç para alıp verme işlemi olduğundan, repoya konu olan menkul kıymetlerin Vergi Usul Yasası'nın 279'uncu meddesine göre, her zaman menkul kıymeti geri almakla yüzümlü olan tarafından değerleme konusu yapılması gerekmektedir. Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu, idarenin bu görüşühü uygun bulmuştur. (Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu 12.10.2001 gün ve E.No: 2001/89, K.No: 2001/301)

Tüm bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere repo işlemlerine konu menkul kıymetlerin mülkiyeti, ilgili kıymeti vade sonunda geri almakla yükümlü olan banka veya aracı kurumda kalmaktadır. Dolayısıyla dönem sonu itibariyle değerlemenin de bu kurumlarca yapılması gerekmektedir. Diğer yandan faiz geliri elde etmek amacıyla yapılan repo ve ters repo işlemlerinin, özü itibariyle vadeli mevduat işlemlerinden bir farkı yoktur. Bu nedenle vadeli mevduatın dönem sonunda değerlendirilmesinde izlenen yöntemin repo hesabı için de aynen geçerli olması gerekmektedir.

İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd. Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30

 

Veysi Seviğ

 

Okunma: 953

Diğer Yazıları

 


Yazarın En Çok Okunan 5 Yazısı

 

Repo ve ters repo hesapları