|
VERGİ DANIŞMANINIZ
Alacak faizlerinin beyanı
Veysi Seviğ - 27 Ocak 2007 Cumartesi - Dünya
SORU: 2005 yılında kiraya vermiş bulunduğum dairenin kirasını süresinde
ödememiş bulunan kiracımla mahkemelik ve icralık olduk. Bu kiracımdan mahkeme
kararı ile 2006 yılında 12.000 YTL kira bedeli ve 3744 YTL de ödenmeyen kiranın
faizini icra yolu ile tahsil ettim.
Tahsilatı 2006 yılının Eylül ayında yaptım. Elde ettiğim bu kira gelirini 2005
yılına ait olup, 2006 yılında icra aracılığı ile tahsil ettim.
Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan emekliyim, benim bu elde etmiş bulunduğum kira
gelirimi bu yıl beyan edeceğim. Ancak bu konuda beyannamemi düzenleme konusunda
yapmış bulunduğum görüşmelerde kira gelirim gayrimenkul sermaye iradı olarak,
faiz gelirimin ise menkul sermaye iradı şeklinde beyanname üzerinde göstermem
gerektiği ifade edildi.
Benim faiz gelirim geç ödenen kira gelirimin nedeniyledir? Neden kira gelirim
gibi dikkate alınmıyor?
YANIT: Gelir Vergisi Yasası'nın 75/6'ıncı maddesi hükmü gereği olarak "Her
nevi alacak faizleri" menkul sermaye iradı olarak kabul edilmektedir. Yasal
düzenleme gereği olarak "adi, imtiyazlı, rehinli, senetli alacaklarla cari hesap
alacaklarından doğan faizler ve kamu tüzelkişilerince borçlanılan ve senede
bağlanmış olan meblağlar için faizler" de menkul sermaye iradı olarak kabul
edilmektedir. Bu bağlamda 2006 yılında elde edilen her türlü alacak faizinin
875.- YTL'yi aşması halinde beyan edilmesi gerekmektedir.
Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde 2006 yılında elde ettiğiniz kira geliri ile
kira gelirinizin zamanında ödenmemesinden kaynaklanan faiz gelirinin 875 YTL'yi
aşması nedeniyle her iki gelirinizi 2006 yılı ile ilgili olarak vereceğiniz
gelir vergisi beyannamesi üzerinde toplayarak beyan etmeniz gerekmektedir.
SORU: Şirketimizin 2006 yılında müşterilerinden almış bulunduğu alacak
senetlerinin büyük bir bölümü uzun vadelidir. (2.5-3 yıl) 2006 yılı kazancını
belirlerken bu senetlerin reeskonta tabi tutulmasında bir sınırlama var mıdır?
YANIT: Vergi Usul Yasası'nın 281'inci maddesi hükmü gereği olarak
"alacaklar mukayyet değerleriyle değerlenir. Mevduat veya kredi sözleşmelerine
müstenit alacaklar değerleme gününe kadar hesaplanacak faiziyle birlikte dikkate
alınır."
Vadesi gelmemiş olan senede bağlı alacaklar değerleme gününün kıymetine icra
olunabilir. Bu takdirde, senette faiz nisbeti açıklanmış ise bu nisbet,
açıklanmamışsa Cumhuriyet Merkez Bankası'nın resmi iskonto haddi uygulanır.
Bankalar ve bankerler ile sigorta şirketleri alacaklarını ya Cumhuriyet Merkez
Bankası'nın resmi iskonto haddi veya muamelelerinde uyguladıkları faiz haddi ile
değerleme günü kıymetine icra ederler."
Yukarıya alınan yasa maddesinin incelenmesinden de anlaşılacağı üzere reeskont
işlemine tabi tutulacak alacak senetleri için vadesine yönelik herhangi bir
sınırlama mevcut değildir.
Diğer yandan Sermaye Piyasası Kurulu'na tabi olan anonim şirketler de alacak
senetlerini reeskonta tabi tutmak zorundadırlar. SPK tarafından yayımlanan Seri
XI, No:1 Tebliği uyarınca senetli alacak ve borçlar ile üç aydan daha uzun
vadeli senetsiz ticari alacak ve borçların reeskonta tabi tutulması zorunludur.
Ayrıca reeskont uygulaması yapılırken tüm alacak senetlerinin reeskonta tabi
tutulması gerekir. Bir kısım alacak senetlerinin reeskonta tabi tutulması, buna
karşılık bir kısım alacak senetlerinin reeskonta tabi tutulmaması şeklinde kısmi
reeskont uygulaması vergi idaresince kabul edilmemektedir.
Danıştay kararlarında kısmi reeskont işlemlerinin kabul edildiği görülmektedir.
Alacak senetlerinin reeskonta tabi tutulması halinde borç senetlerine de aynı
işlemin uygulanması gerekmektedir.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve
Danışmanlık Ltd. Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|