|
Bedelsiz olarak edinilen hisse senetlerinin
satışı
Veysi Seviğ - 13 Mart 2007 Salı - Referans
Gelir Vergisi Yasası’nın mükerrer 80'inci maddesinin 1'inci bendi uyarınca
“ivazsız olarak iktisap edinilenler ile tam mükellef kurumlara ait olan ve iki
yıldan fazla süreyle elde tutulan hisse senetleri hariç, menkul kıymetlerin veya
diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar"
değer artışı kazancı olarak vergilendirilmektedir. Yasa maddesinde yer alan
ivazsız tabiri hibe yoluyla veya herhangi bir şekilde karşılık ödenmeksizin bir
iktisadi kıymete sahip olma şeklini ifade etmektedir.
Yasal düzenleme gereği olarak “ivazsız" yani karşılıksız olarak iktisap edilen
menkul kıymetler ile diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkartılması
halinde elde edilen kazançlar “değer artışı kazancı“ olarak kabul edilmemiştir.
Ancak bu noktada uygulamada ortaya iki farklı görüş çıkmaktadır. Bir görüşe
göre; “ilgili fıkra hükmünde ivazsız olarak iktisap edilenler ibaresinin genel
anlamda menkul kıymetleri mi, yoksa sadece hisse senetlerini mi işaret ettiği
konusu net değildir.“ Diğer bir görüşe göre ise söz konusu karşılıksız (ivazsız)
olarak edinilen menkul kıymetler terimi menkul kıymetlerin tamamını
kapsamaktadır.
Konuya ilişkin olarak Gelir Vergisi uygulamasına yönelik 258 sıra numaralı genel
tebliğ ile yapılan yönlendirme uyarınca “Mirasçılara veraset yoluyla intikal
eden hisse senedi ve tahviller ölüm tarihinden, diğer suretle vuku bulan
bedelsiz intikallerde ise bu kıymetler hukuken iktisap edildiği tarihte elde
edilmiş kabul edilecek ve söz konusu kıymetlerin alış bedeli olarak da miras
bırakanın ölümü veya hukuki iktisabın gerçekleştiği tarihteki borsa rayici,
borsaya kayıtlı olmayanlar için ise bu tarihteki emsal bedeli esas alınacaktır.“
Söz konusu tebliğin yukarıdaki açıklamayı içeren bölümünün başlığı “Veraset
Yoluyla veya İvazsız Olarak Edinilen Menkul Kıymetlerle Alış Bedeli Olarak
Dikkate Alınacak Tutar” başlığını taşımaktadır.
Tebliğ uyarınca ivazsız iktisap edilen menkul kıymetlerin elden çıkarılmasından
sağlanan kazançların vergilendirilmesinde veraset yoluyla iktisap edilen menkul
kıymetlerin vergilendirilmesinde geçerli olan yöntem dikkate alınacaktır. Buna
göre de söz konusu menkul kıymetlerin hukuken edinildiği tarihteki değeri esas
alınarak edinim tarihinde varsa borsa rayiçleri veya borsa rayiçleri yoksa emsal
bedelleri ile elden çıkarılması nedeniyle elde edilen bedel arasındaki fark
vergi tevkifatına (stopaja) tabi tutulacaktır.
Bir başka anlatımla Gelir Vergisi Yasası’nın geçici 67'nci maddesi kapsamında
tevkif suretiyle vergilendirilen kazançlar içersine menkul kıymetlerin ivazsız
olarak ediniminden sonra satışı nedeniyle elde edilen kazançlar da dahil
edilmiştir.
Elden çıkarmada vergilendirme olur mu
Bu uygulama ile Gelir Vergisi Yasası’nın mükerrer 80/1 maddesi uyarınca vergiye
tabi tutulmayan bir kazanç unsuru tebliğ ile vergiye tabi tutulmaktadır.
Uygulamaya gerekçe olarak Gelir Vergisi Yasası’nın geçici 67'nci maddesinin
5'inci fıkrası gösterilmektedir. Söz konusu düzenlemeye göre “Gelir sahibinin
gerçek veya tüzelkişi ya da dar veya tam mükellef olması, vergi mükellefiyeti
bulunup bulunmaması, vergiden muaf olup olmaması ve elde edilen kazancın
vergiden istisna olup olmaması“ kesinti suretiyle alınacak olan vergiyi
etkilememektedir.
Ancak ivazsız intikal sonucunda elde edilen menkul kıymetlerin satışından elde
edilen kazançların Gelir Vergisi kapsamı dışında bırakılmış olması genel anlamda
bir bağışıklık değildir. Bir başka anlatımla ivazsız olarak edinilen menkul
kıymetlerin elden çıkartılmasından sağlanan kazançlar öncelikle gelirin ve Gelir
Vergisi'nin kapsamı dışında tutulmuştur. Diğer yandan sözünü ettiğimiz
uygulamada Gelir Vergisi Yasası’nın geçici 67'nci maddesinin yürürlüğe giriş
tarihi olan 01.01.2006 tarihinden önce ivazsız olarak intikal edilen menkul
kıymetlerin bilahare 01.01.2006 tarihinden sonra satışı halinde uygulanacak
rejim de açık değildir.
Tebliğ ile yapılan yönlendirme uyarınca menkul kıymetlerin veraset yoluyla
edinilmesinde sadece hisse senetleri, Hazine bonoları ile devlet tahvilleri için
bu kıymetlerin iktisap edildiği tarihe bakılmaksızın, 31.12.2005 tarihinde
geçerli olan hükümler uygulanacaktır.
Diğer yandan Gelir Vergisi Yasası’nın geçici 67'nci maddesi uyarınca tevkifat,
söz konusu yasa maddesinde alım satıma aracılık yapması öngörülen kuruluşlar
tarafından yapılabilecektir. Bu kuruluşlar dışında olması muhtemel alım-satım
işlemlerinde ise tevkifat yapma olanağı bulunmamaktadır. Bir başka anlatımla
ivazsız iktisap edilen menkul kıymetlerin elden çıkarılmasına bankalar ve aracı
kurumlar dışındaki kişiler aracılık ettiğinde herhangi bir vergilendirme söz
konusu olmayacaktır.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve
Danışmanlık Ltd. Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|