Fiş denetiminde olası sürprizler
Veysi Seviğ - 14 Nisan 2007 Cumartesi -
Referans
Ücretlilere uygulanan vergi indiriminin (halk arasında iade olarak bilinen)
kaldırılması ile birlikte fiş verme ve alma ilişkisi de birdenbire zayıflamış,
başka bir anlamda azalmıştır.
Bu olumsuz durumu dikkate alan vergi idaresi fiş vermeyenin ve almayanın
belirlenmesi halinde her iki tarafa ceza kesileceğini açıklayarak ortaya çıkan
olumsuzluğun önleneceğini değişik şekillerde duyurmaya başlamıştır.
Vergi idaresi ortaya çıkan yeni durumu değerlendirerek alışveriş merkezlerinin
çıkışında malı alanları yani müşterileri denetleyerek olayın üstesinden gelmeyi
düşünmüş olmalı ki alışveriş merkezlerinin çıkışında trafikteki radar sistemine
benzer bir uygulama ile fiş ve fatura almayanların belirlenebileceği şeklindeki
haberler gün geçtikçe artmaya başlamıştır.
Basında yer alan bir habere göre de Vergi Konseyi Başkanı Sayın Mustafa Uysal’ın
trafikteki radar sistemini örnek göstererek önerdiği yönteme göre vatandaş
alışveriş yaptığı yerden ayrıldığında denetim elemanları tarafından
denetlenecek, eğer fişini göstermezse kendilerine en az 27.80 YTL ceza
kesilecektir.
Bu tür uygulamaların geçmişi oldukça eskidir. Bu bağlamda yaklaşık otuz yıl önce
yaşadığımız bir olay bizi etkilemiş olduğundan burada sizlerle paylaşmak
istedik.
Kredi kartı kullanımının söz konusu olmadığı dönemlerde daha çok nakit ödemek
suretiyle belli indirimlerin yapılması koşuluyla peşin alınan mallar için fiş
veya fatura verilmediği gibi üst gelir grubunda bulunanlar da satın aldıkları
mallar için fiş veya fatura istemeyi bir zül (küçüklük) olarak kabul ederlerdi.
Zaman zaman bizzat Maliye Bakanı’nın verdiği direktiflerle ülke çapında yaygın
ve yoğun vergi denetimleri yapılır, bu denetimler için denetim elemanlarından
ekipler oluşturulurdu.
Böyle bir denetim nedeniyle yaklaşık otuz yıl önce İstanbul’un o zamanki önemli
bir alışveriş merkezi sayılan bir caddesinde ben de ekip başkanı olarak görev
yaparken ilginç bir olayla karşılaştık.
Denetçilerin sorgusundan kaçış
O dönemin ünlü bir sanatçısı yine ünlü bir
mağazadan alışveriş yapmış ve yanında ona hizmet veren kişi eli paketlerle dolu
olarak sanatçımızla mağazadan çıkarken denetim elemanları kendisini çevirerek
almış olduğu ürünlerin ne olduğunu ve bu ürünlerin belgelerini
sorguladıklarında, halkın sevgisini kazanmış bulunan bu sanatçımız belge ibraz
edememiş ve hatta satın alınan ürünlerin neler olduğunu açıklamaktan da
kaçınmıştır.
Ancak mağaza çıkışında yaşanan bu olay nedeniyle oluşan kalabalık giderek artmış
ve bu sırada yine o zamanlar çok tanınmış bir kişi olan mağaza sahibi de olay
yerine gelince ve sorgulama yapan kişilerin vergi denetim elemanı olduğunu
öğrenince derhal denetim elemanlarına yaklaşarak “Efendim ben bu ünlü
sanatçımızı yıllardır tanırım. Kendileri 'kleptomaniac'dır” diyerek denetim
elemanlarını olay yerinden uzaklaştırmak istemiştir.
Başlangıçta sanatçımız bu sözcüğün anlamını bilemediği için bir an durmuş fakat
yanında bulunan yardımcısı kendisinin kulağına bir şeyler fısıldayarak onu
uyardığında birdenbire hiddetlenerek ve mağaza sahibine dönerek “Ben hırsız
değilim. Seni perişan ederim. Ben bu aldığım mallar için sana para vermedim mi?”
diye bağırmaya başlamış ve durum ister istemez sanatçımızın ısrarı ile karakola
intikal etmiştir.
AB işyeri bazında çözdü
Bilindiği üzere “kleptomaniac” çalma hastalığı
olanlara verilen bir tanıtım ismidir.
Olay bize intikal ettiğinde derhal çalışma mahallimizden ilgili karakola giderek
durumu açıklığa kavuşturmaya çalıştık. Ancak ekipteki arkadaşlarımız söz konusu
sanatçımızın mağazaya kaç lira ödediğini, nasıl ödediğini belirlemiş
olduklarından mağaza sahibinin bu tutumu kabul edilmedi ve sanatçımız
(hırsızlık) çalma hastası olduğu iddiasından bu şekilde kurtuldu.
Bir süre sonra da sanatçımızla mağaza sahibi barışarak olay kapandı. Ancak buna
karşı mağaza sahibine satmış olduğu mallar için belge düzenlemediği gerekçesi
ile gereken ceza kesildi.
Sonraları malı satın alanlara da ceza kesilmesi görüşü ağırlık kazandığından bir
süre sonra da yapılan yasal değişikliklerle malı satın alanlara da ceza
kesilmeye başlandı.
Gerçekte müşteri nezdinde fiş ve fatura denetimi yapmak hem kişilik hakları
açısından ve hem de ülkemizi turist olarak ziyaret edenlerin özel durumları
nedeniyle doğru bir yaklaşım değildir.
Fiş ve fatura denetiminin işyerleri bazlı yapılmasında gelişen teknolojiden
yararlanılması mümkündür.
Avrupa Birliği'nin kıdemli üyeleri bu sorunu işyerleri bazında çözmüştür.
Belli bir zaman aralığı içersinde konuyu bu açıdan değerlendirmek ve
yönlendirmek mümkünken, elinde poşeti ile giden bir kişiyi öyle veya böyle
mağaza dışında sorgulamak ve bilahare de kendisine 27.80 YTL’den başlayan
cezalar kesmek suretiyle onu tedirgin etmek yine kanımızca doğru ve caydırıcı
bir uygulama değildir.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve
Danışmanlık Ltd. Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|