|
Yaşamı karartan ödeme emri
Veysi Seviğ - 05 Mayıs 2007 Cumartesi -
Referans
Liseyi beraber okumuşlar, üniversite sınavlarına beraber hazırlanmışlar, her
ikisi de teknik konuda eğitim görerek yüksek makine mühendisi olarak iş hayatına
atılmışlardı. Bir süre sonra askerlik görevlerini de birlikte yaparak Ankara’ya
yerleşmeye karar verdiler.
Ankara’da ücretli bir işte çalışma yanında akşamları proje ve benzeri nitelikte
iş yapmak üzere ayrıca bir şirket kurmayı düşünerek “her türlü iş makinesi ve
gereçleri ile TIR, kamyon, kamyonet, otomobil bakım ve teknik yenileme işleri”
ile ilgili bir limited şirket kurma hazırlığına başladılar.
Bu kararlarını 1999 yılının kasım ayının başında şirketi kurarak
gerçekleştirdiler. Ancak şirket merkezi olarak kiraladıkları yerde hem gece
yatıyorlar hem de iş dönüşlerinde kuruluş amaçlarına yönelik almış oldukları
ufak tefek işlerin yönlendirilmesi çalışmalarını sürdürüyorlardı.
Ankara’da çalıştıkları sırada tanımış oldukları bir arkadaşları da mali işlerini
yürüterek onlara destek veriyordu. Kuruluş yılında ufak tefek birkaç iş dışında
herhangi bir uğraşları olmadı.
Şirketin kuruluş tarihinden itibaren kayıtları muntazam olarak tutuluyor,
beyannameler süresi içersinde vergi dairesine veriliyordu. Vergi idaresi ile
aralarında hiçbir sorun yoktu.
Ancak bir süre sonra söz konusu limited şirket iş bulamaz hale gelmişti. Buna
rağmen limited şirketin kurucuları olan iki arkadaş ortak, bundan pek şikâyetçi
olmuyordu. Çünkü ikisi de ücretli olarak başka bir işte çalışarak yaşamlarını
sürdürebilme olanağına sahip bulunuyordu.
Ticaret Sicili Gazetesi'nde yayımlanan şirket ana sözleşmesine göre ortaklardan
biri sermayenin yüzde 65’ine olayımızın kahramanı ise yüzde 35’ine sahipti.
İki ortağın bu yaşamları yaklaşık beş-altı yıl sürdü. Ancak sermayedeki payı
yüzde 65 olan ortak evlenme kararı aldığı için bu kararını arkadaşına açarak
İstanbul’a gideceğini bildirmiş, fakat bu ayrılık nedeniyle ortaklıktan ayrılma
kararında olmadığını da açıkça ifade etmişti.
Şirketin muhasebe işleri ile ilgilenen arkadaşları da sınava girerek özel bir
kuruma müfettiş olarak girmiş, dolayısıyla muhasebe işlerinin başkası tarafından
sürdürülmesi konusu gündeme gelmiş, bu iş de bir meslek elemanı tarafından
üstlenilmişti.
Aradan yıllar geçmiş, bir süre sonra da şirket ortaklığından ayrılan ve
İstanbul’a yerleşen ortak bir trafik kazasında hayatını kaybetmişti.
Buna rağmen limited şirket, hayatiyetine şeklen devam etmiş ve tasfiyeye
gitmemiştir.
Ancak hukuken şirkete ait gözüken ve esasında Ankara’da kalan ortak tarafından
ikametgâh olarak kullanılan daire 2000'li yılların başında, işi sürdüren ortağın
da evlenme kararı alması üzerine, şirketin tasfiyesi için hukuki işlemler
yapılırken boşaltılmış, yaklaşık üç buçuk yıl süren bir çalışma sonucunda
şirketin sicil kaydından silinmesi sağlanmıştır.
Olayın kahramanı kayıttan silinmiş şirketin yüzde 35 ortağı olan kişi İstanbul’a
yerleşerek yaşamını burada sürdürmeye başlamıştır.
İlk çocuğuna daha önce aynı okulda okuduğu, beraberce askerlik yaptığı ve iş
hayatında ortağı olan ve fakat daha sonra trafik kazasında kaybettiği
arkadaşının adını vermiştir.
29.12.2006 tarihinde akşam evine gelen kahramanımıza, oturduğu apartman
yöneticisi bir ödeme emri vermiş, bu konuda hiçbir hukuki bilgisi olmayan yüksek
makine mühendisi söz konusu ödeme emrini birkaç defa okumuş ve fakat bu ödeme
emrinin neyi ifade ettiğini anlayamamış, ertesi günü birkaç arkadaşına durumu
anlatmasına karşın bayram dolayısıyla yeteri kadar konunun üzerine
eğilememiştir.
Bilahare yapmış olduğu araştırma ve çalışmalardan sonra vergi aslının 6.376.-YTL
olduğunu, buna karşılık ayrıca 17.176.75 YTL gecikme zammı ödemesi gerektiğini
öğrenmiştir.
Ayrıca söz konusu borcun 2.015.76 YTL’sinin 2000 yılından geldiğini öğrenmiştir.
Ancak bu satırlar yazılana kadar söz konusu borcun diğer kısmının hangi yıllara
ilgili olduğu bilinmemektedir.
Ankara’da ilgili vergi dairesi nezdinde yapılan girişimlerde de bu borcun ve
borcun diğer kısmının nereden kaynaklandığı konusunda herhangi bir bilgiye
ulaşılamamıştır.
Söz konusu kişinin ifadesine göre şirketle ilgili beyannameler ve mükelefiyetler
süresi içersinde yerine getirilmiştir.
Ödeme emrinde sadece borçlu olunan miktar yazılı olup, bu borcun yedi gün içinde
ödenmesi talep edilmektedir.
Olayın kahramanına vergi idaresince verilen en önemli bilgi, borcun hemen
ödenmesi yönündedir. Aksi takdirde kendisine haciz işlemi uygulanacaktır.
Yılın son günlerinde almış olduğu ödeme emri nedeniyle bir anda yaşamı değişen
kişi, konuyu yazılı olarak ilgili vergi dairesinden sorgulamıştır. Buna karşılık
büyük bir olasılıkla vergi dairesi kendisine yanıt vermeyecektir.
Olayın kahramanı eğer ikametgâhını değiştirir ve bu arada konuya ilişkin olarak
kimseye bir bilgi vermezse, belki hakkında yapılacak haciz işlemini geciktirmiş
olacaktır.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve
Danışmanlık Ltd. Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|