Denetçi fiş almayanı tespit ederse ceza süresi 30 gün

 

23.05.2007

 

Arşiv Arama

 

Önceki Sayfa

 

Denetçi fiş almayanı tespit ederse ceza süresi 30 gün

Veysi Seviğ - Bumin Doğrusöz - 23 Mayıs 2007 Çarşamba - Referans

Mağazalarda sıkılaştırılan fatura denetimlerinde kesilen cezalar tüketicinin mükellef olup olmamasına göre farklılık taşıyor. Denetçiler fatura alınmadığını tespit ederse tespitte tüketiciye verilen makbuz ceza ihbarnamesi yerine geçiyor.

MÜŞTERİLERDE BELGE DENETİMİ


SORU: Zaman zaman Maliye denetim elemanları belli satış merkezlerinde mağazalardan çıkan müşterilere satın aldıkları mallar için belge alıp almadıklarını sormakta ve hatta bu kişiler hakkında zabıt düzenleyerek ceza kesebilmektedirler. Bu uygulama söz konusu alışveriş merkezlerinin müşterisini azaltmaktadır.

Bazı müşteriler bu alışveriş merkezlerinde mağazaya bir mal almak için değil, sergilenen malları görmek için de gelebilmektedirler. Bu durumda da kendileri denetim elemanları tarafından sorgulandıkları için mağaza içinde teşhir edilen malları görmek için dahi artık denetimlerin yoğun olduğu mağazalara müşteri ziyareti yapılamamaktadır.

Yine bazı hallerde denetim elemanları tutanakları mağaza içinde almayı tercih etmektedirler. Bu durum gerçekten ticari yaşamı olumsuz etkilemektedir.

YANIT: Vergi Usul Yasası’nın özel usulsüzlükler ve cezalarla ilgili 353. maddesi uyarınca, fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu, serbest meslek makbuzu, perakende satış fişi, ödeme kaydedici cihaz fişi ile giriş ve yolcu taşıma bileti almayanların tespiti halinde bunlara kesilecek ceza miktarı, mükellef olup olmamalarına göre farklı olmaktadır.

Yasal düzenleme gereği olarak yukarıda belirtilen nedenlerle özel usulsüzlük cezasının kesilebilmesi için mutlak suretle durumun tespiti gerekmektedir.

Bu bağlamda gerek vergi denetim elemanları ve gerekse 17.4.2007 tarihinden itibaren yoklama yapmaya yetkili memurlar tarafından mükellef olmayanların satın aldıkları mallar ya da hizmetler için belge alınmadığına ilişkin olarak nihai tüketiciler nezdinde düzenlenen tutanaklara göre özel usulsüzlük cezası kesilebilmektedir.

Bu tespitler sırasında belge alınmadığına ilişkin tespit tutanağının, belge almayana verilen örneği, yapılan düzenleme gereği olarak ceza ihbarnamesi yerine geçmektedir. Dolayısıyla Maliye Bakanlığı tarafından Vergi Usul Yasası 371 sıra numaralı tebliğ ile yapılan yönlendirme uyarınca 17.4.2007 tarihinden itibaren kesilen özel usulsüzlük cezasının tespit tutanağının alıcıya verildiği tarihten itibaren 30 gün içerisinde tespitin yapıldığı yerin yetki alanı içerisinde bulunan vergi dairesine ödenmesi gerekmektedir. Cezanın ödeneceği vergi dairesi, bu nedenle tutanağı düzenleyen görevliler tarafından tutanağa yazılmaktadır.

Bu açıklamalar çerçevesinde söz konusu tutanakların tespitin yapıldığı mahalde düzenlenmesi zorunlu olmaktadır. (V. Seviğ)

DÖVİZLİ KREDİDE VERGİ DEĞİŞKENLİĞİ

SORU: Dövize endeksli olarak borçlanmak suretiyle almış olduğum kredi için ödemekte olduğum taksit karşılığı, banka tarafından düzenlenen makbuzda her ay farklı miktarlarda Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi alındığını görüyorum. Benim bildiğim vergi oranları bellidir. Ben belli miktarlarda taksit ödüyorum. Benden neden her ay farklı farklı Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi alınıyor?

YANIT: Bankalar tarafından kullandırılan bazı kredilerde döviz kuru endeks olarak kullanılmakta ve uygulamada bu durum dövize endeksli kredi olarak tanımlanmaktadır.

Gider Vergileri Yasası’nın 28. maddesi uyarınca, Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi bankaların lehine kalan paralar üzerinden hesaplanmaktadır.

Vergiyi doğuran olay ise söz konusu hesaplamanın yapıldığı tarihtir. Bir başka anlatımla Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi'nde vergiyi doğuran olayın meydana gelebilmesi için bir muamele yapılmış olması ve bu muamele nedeniyle lehe nakden veya hesaben bir para kalması gerekmektedir. Kredi faizlerinde, faiz tahakkukunun yapılarak gelir hesabına alınması ile banka yönünden faiz geliri elde edilmiş olmakta ve vergiyi doğuran olay meydana gelmektedir.

Dövize endeksli YTL krediler, Yeni Türk Lirası esasına göre verilen kredidir. Burada ana para ve faiz dövize endekslenmektedir. Bu tür kredilerde geri ödeme tarihlerinde belirlenen kredi faiz tutarlarının yanı sıra ana paraya da kur farkı geliri hesaplanmaktadır.

Dövize endeksli kredi işlemlerinde lehe alınan paranın tespiti için yapılacak kur farkı hesaplamalarında taksit tutarları içindeki ana paranın esas alınması gerekmektedir.

Buna göre dövize endeksli kredilerde faiz tahakkuk dönemlerinde Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi'nin matrahı, kredi için belirlenen faiz oranına göre hesaplanan faiz tutarı, söz konusu faiz tutarı dolayısıyla oluşan kur farkı ve kredinin açılış tarihi ile faiz tahakkuk dönemleri sırasında ödenen taksit içindeki anapara tutarında oluşan kur farklarının toplamından meydana gelmektedir.

YARGI KARARLARINDA

MALİ MÜŞAVİRLERİN SORUMLULUĞU

Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu E: 2003/313 K: 2003/469 T: 26.12.2003


3568 sayılı kanunun 12. maddesinde Maliye Bakanlığı'na verilen yönetmelik çıkarma yetkisi, yeminli mali müşavirlerin tasdik edecekleri belgeler, tasdike ilişkin usul ve esaslarla ilgili olup, bir yeminli mali müşavirin başka yeminli mali müşavirden bilgi istemesi veya bilgi vermesi ile ilgili konular tasdike ilişkin usul ve esas olarak nitelendirilemez. VUK’nın 3469 sayılı kanunla değişik 256. maddesinde bahsedilen yükümlülük, yeminli mali müşavirlerin tasdik edecekleri hesap ve işlemlere doğrudan ya da silsile yoluyla taraf olanlara ilişkin olup, bir yeminli mali müşavirin tasdik edeceği işlemler dolayısıyla başka yeminli mali müşavire bilgi verme ve verdiği bilginin doğruluğundan sorumlu olma zorunluluğunu içermemektedir. Dolayısıyla, bu konuda yasal düzenleme olmadığı gibi, yasa ile yapılabilecek bu tür bir düzenlemenin yönetmelikle veya yönetmeliğin atıfta bulunduğu genel tebliğle yapılmasına olanak da olmadığından, yeminli mali müşavirleri, tasdik yapacak diğer yeminli mali müşavire bilgi vermekle sorumlu kılan 29 sıra no’lu genel tebliğ yasal dayanaktan yoksundur.

Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu E: 2003/370 K: 2004/39 T: 26.3.2004

VUK’nın mükerrer 227. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak Maliye Bakanlığı'nca yayımlanan 4 sıra no’lu genel tebliğe göre ilgili meslek mensuplarının sorumluluğunun, vergi ve ceza tahakkukunun kesinleşmesinden sonra başlayacak olması ve kesinleşmiş bir kamu alacağı için de müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulan meslek mensupları adına yeniden ihbarname düzenlenmesi zorunluluğu olmaması sebebiyle takibe konu alacağın kesinleşip kesinleşmediği araştırılmadan, serbest muhasebeci mali müşavir olan davacı adına düzenlenen ödeme emrini, alacağın önce ihbarname düzenlenerek istenilmesi gerektiğinden bahisle iptal eden mahkeme kararında yasal isabet yoktur.

Danıştay 7. Dairesi E: 2002/2790 K: 2003/3685 T: 24.6.2003

Müteselsil sorumluluğa göre alacaklının borçlulardan her birine, alacağın her aşamasında, o aşamaya ilişkin yasal düzenlemenin gerektirdiği usule göre başvuruda bulunabilecek olması sebebiyle yeminli mali müşavirin hatalı tasdik işleminden kaynaklanan vergi ziyaı nedeniyle takibi için önce mükellef hakkında takip yapılmasına gerek olmayıp, tarhiyat öncesi uzlaşmaya varılarak tahsil edilebilir hale gelen kamu alacağının, müteselsil sorumluluğu 3568 sayılı kanundan kaynaklanan yeminli mali müşavirden, doğrudan ödeme emri düzenlenmek suretiyle istenilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Danıştay 3. Dairesi 1999/2771 K: 2000/1147 T: 30.3.2000


3568 sayılı kanunun 12/4. maddesinde bahsedilen, yeminli mali müşavirlerin yaptıkları tasdiklerin doğru olmaması sebebiyle ziyaa uğratılan vergilerden ve kesilen cezalardan “mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olması” mükellefle birlikte ve aynı usule göre takibi gerektirdiğinden; ilgili şirketin kesinleşen borçlarının şirket ve ortaklarından tahsil edilememesi neticesinde yeminli mali müşavir adına ödeme emri düzenlenmişse de sorumluluğun müteselsilen olmasının ödeme emrinde gösterilen borçların ihbarnamesiz istenmesini gerektirmemesi ve şirket hakkında uygulanan prosedürün yeminli mali müşavir için de uygulanmasının hakkaniyet gereği olması sebebiyle ihbarname düzenlenmeden gönderilen ödeme emri hukuka aykırıdır.

ÖZELGELERDE

BELGE DÜZENİ

1. Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 2.3.2006 tarih ve 23 sayılı özelgesi:


“VUK’nın ‘faturanın nizamı’ başlıklı 231. maddesinde; faturaların mürekkeple, makine ile veya kopya kurşunkalemi ile doldurulacağı ve en az bir asıl ve bir örnek olarak düzenleneceği, birden fazla örnek düzenlenmesi halinde ise her birinin kaçıncı örnek olduğunun işaret edileceği düzenlenmiştir. Faturaların, bilgi işlem makineleriyle düzenlenmesi halinde ise VUK 231. maddesi düzenlemesinde yer alan şartlar ancak bu belgenin nokta vuruşlu yazıcılardan alınan sürekli form halinde kullanılması halinde mümkündür. Bu sebeple, A4 ebadındaki kopyasız bir kâğıt üzerinde A5 ebadında bir asıl ve bir suret şeklinde yarısı fatura aslı yarısı suret şeklinde bir fatura dizaynının yapılması ve anlaşmalı matbaalara bastırılarak kullanılması mümkün değildir.”

2. Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 26.6.2006 tarih ve 69 sayılı özelgesi:

“336 sayılı VUK Genel Tebliği ile eczaneler tarafından kamu kuruluşlarına düzenlenecek faturaların yedi günlük sürede düzenlenmesinin sıkıntılar yarattığı göz önüne alınarak bu teslimlere ilişkin faturaların ay sonunda topluca düzenlenmesine imkân tanınmış ve dileyen eczanelerin reçetelerini karşılamak üzere sözleşme yaptıkları kamu kuruluşları ile sınırlı olmak üzere kuruluşların çalışanlarına yaptıkları ilaç teslimlerinde kamu kuruluşları ile sınırlı olmak üzere ilgili kuruluşların çalışanlarına yaptıkları ilaç teslimlerinde kamu kuruluşlarınca karşılanacak paya ilişkin tutarı içeren faturayı, ay sonunda tüm çalışanları için tek bir fatura düzenleyebilecekleri açıklanmıştır.”

3. Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 3.8.2006 tarih ve 3344 sayılı özelgesi:

“Nihai tüketicilere kredi kartı ile yapılan satışlar karşılığında alınan ürün bedelleri veya avanslarının faturasının ödemenin ne zaman yapıldığına bağlı kalınmaksızın malın teslim edildiği anda düzenlenmesi gerekmektedir. Satılan mala ilişkin faturanın düzenlendiği ancak müşterinin talebi üzerine malın ileri bir tarihte teslim edildiği durumlarda ise faturada malın daha sonra sevk edileceğinin belirtilmesi gerekmekte olup, faturaya yazılması gereken malın teslim tarihi ve irsaliye numarasının malın tesliminden sonra satıcıda kalan sevk irsaliyesine istinaden faturaya şerh verilerek fatura ve sevk irsaliyesi arasındaki uyumun sağlanması gerekmektedir. Ayrıca, malın teslimi anında toplam bedel üzerinden faturası düzenlenen taksitli satışların sonraki taksitlerinin kredi kartı ile ödenmesi durumunda ise tahsil edilen tutarları için ayrıca fatura düzenlenmesine gerek yoktur.”

4. Adana Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 27.1.2006 tarih ve 416 sayılı özelgesi:

“Satılan emtiaya ait faturaların merkezde bilgisayarla düzenleniyor olması şartıyla satışı yapılan malların teslimi anında fatura düzenlenmesi yerine her bir alıcı için malın teslimi anında yeni bir sevk irsaliyesi düzenlenmesi ve bu sevk irsaliyesi ile teslim edilen mallara ilişkin faturanın ise merkezde bilgisayar aracılığıyla azami yedi gün içinde düzenlenmesi mümkündür.”

5. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 5.4.2006 tarih ve 2623 sayılı özelgesi:


“Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 20.3.2006 tarih ve 19302 sayılı yazısı gereğince, banka olarak faaliyet göstermeyen tüketici finans şirketlerinin esas faaliyet konuları ile ilgili olsun veya olmasın her türlü teslim ve hizmetleri için fatura düzenlemeleri gerekmektedir.”

6. Adana Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 14.10.2005 tarih ve 337 sayılı özelgesi:

“Bir firma tarafından, sözleşme yaptığı firmanın kendi personeline vermiş olduğu hediye çeki, indirim çeki, alışveriş çeki, alışveriş kuponu vs karşılığında söz konusu personele emtia satışı yapması halinde faturanın, çek veya kuponlarla emtia alımında bulunan müşteri adına emtia satışı sırasında düzenlenmesi gerekir. Firmanın teslim ettiği emtiaların karşılıklarını, sözleşmenin tarafı olan ve personeline çek veya kupon dağıtan firmadan tahsilinde, fatura düzenlemeksizin tahsilat makbuzu veya banka aracılığı ile tahsilat yapılması gerekir.”

İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd. Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30

 

Veysi Seviğ

 

Okunma: 1384

Diğer Yazıları

 


Yazarın En Çok Okunan 5 Yazısı

 

Denetçi fiş almayanı tespit ederse ceza süresi 30 gün