|
Kurum kârlarının dağıtımında stopaj
Veysi Seviğ 18 Mayıs 2007 Cuma -
Referans
Gelir Vergisi Yasası’nın 94/6-b maddesi uyarınca tam mükellef kurumlar
tarafından; tam mükellef gerçek kişilere, Gelir ve Kurumlar Vergisi mükellefi
olmayanlara ve bu vergilerden muaf olanlara dağıtılan kâr payları yüzde 15
oranında tevkifata tabi tutulmaktadır. Ancak yasal düzenleme gereği olarak “Tam
mükellef kurumlar ile Türkiye’de bir işyeri veya daimi temsilci aracılığı ile
kâr payı elde eden dar mükellef kurumlara yapılan kâr payı ödemeleri üzerinden
vergi kesintisi yapılmaması” gerekmektedir.
Uygulamada, özellikle halka açık şirketlerce ihraç olunan hisse senetleri
maliklerinin kimler olduğu dağıtımı yapacak şirket tarafından bilinmediğinden,
bu hisselere isabet eden kâr payları üzerinden vergi kesintisi yapılıp
yapılmayacağı ve kesilen tutarların ne şekilde mahsup veya iade edileceği hususu
duraksama yaratmaktadır.
Bilindiği üzere Türk Ticaret Yasası’nın 409.maddesinde, anonim şirketler
tarafından ihraç edilen hisse senetlerinin hamiline veya nama yazılı olacağı,
417. maddesinde ise şirketlerin nama yazılı hisse senedi sahiplerinin adı,
soyadı ve adresleriyle pay defterine kaydetmeleri gerektiği hususu hükme
bağlanmış bulunmaktadır.
Dolayısıyla, kâr payı dağıtacak şirketin ihraç ettiği nama yazılı hisse
senetlerinin kimler elinde bulunduğunun pay defterinden tespit edilmesi mümkün
olduğundan, tam/dar mükellefiyet esasında Kurumlar Vergisi mükellefi olanlar
adına kayıtlı bulunan senetlere isabet eden kâr payları üzerinden vergi
kesintisi yapılmıyacaktır. Ancak buna karşılık Kurumlar Vergisinden muaf olanlar
ile Kurumlar Vergisine tabi olmayanlara yapılan ödemeler vergi kesintisine tabi
olacaktır.
Vergi kesintisinin yapılmaması için nama yazılı hisse senetlerini elinde
bulunduran kişinin hukuki niteliğinin herhangi bir duraksamaya yer vermiyecek
şekilde belirlenmiş(kanıtlanmış) olması gerekmektedir.
Halka açık şirketler tarafından ihraç edilen ve borsada işlem gören nama veya
hamiline yazılı hisse senetlerine ait kâr payı dağıtımında, söz konusu hisse
senetlerinin maliklerinin tam mükellef kurumlar ile Türkiye’de bir işyeri veya
daimi temsilci aracılığıyla kâr payı elde eden dar mükellef kurum olduğunun
belirlenmesi halinde, bunlara yapılacak kâr payı ödemeleri üzerinden devergi
kesintisi yapılmıyacaktır. Bu bağlamda vergi kesintisinin yapılmaması için
,aracı kurumlar, müşterilerinin hukuki niteliği ve mükellefiyet bilgilerini
Takasbank Merkezi Kayıt Kuruluşuna bildirecektir.
kâr payı ödemelerinde vergi kesintisi yapma yükümlülüğü, şirket yetkili
organlarının kâr payı ödemelerinin yapılmasını öngördüğü tarih itibariyle
başladığından, nakden bir ödeme yapılmamış olsa bile kâr payının ödenmeye
başlaması gereken tarihte hesaben gerçekleştiğinin kabul edilmesi gerekmektedir.
Bu nedenle Takasbank Merkezi Kayıt Kuruluşu söz konusu bilgileri her kâr payı
dağıtım işlemi için kâr payını elde eden kurumlar açısından yapılan ayrıma
göre,kar dağıtacak şirkete aktaracaktır. kâr payının Takasbank Merkezi Kayıt
Kuruluşu aracı kılınmaksızın ,doğrudan aracı kurumlar tarafından müşterileri
adına tahsil edilmesi halinde, her bir müşterinin hukuki özelliği ve
mükellefiyeti aracı kurumlar tarafından kar dağıtmaya karar veren şirkete
bildirilecektir. Aracı kurumlar, müşterilerine ait olan ve Takasbank Merkezi
Kayıt Kuruluşu’na veya kar dağıtacak şirkete verdikleri bilgilerin doğruluğundan
sorumludurlar. kâr paylarının hisse sahiplerince doğrudan talep edilmesi
halinde, hak sahibinin vergi kesintisi yapılmayacak kurumlardan olduğu hususu
kar dağıtımı yapacak şirket tarafından belirlenecektir. Müşterilerin veya
ortakların hukuki yapıları ve mükellefiyet bilgileri hakkında herhangi bir
duraksama olması halinde aracı kurumlar veya kâr payı dağıtacak şirketler,
mevcut durumlarını Ticari Sicili Gazetesi, vergi levhası veya bağlı oldukları
vergi dairesinden alacakları bir yazı ile kanıtlamasını isteyeceklerdir.
Hisse senetleri sahiplerinin hukuki niteliği ve mükellefiyet bilgilerinin kâr
payı dağıtacak şirkete bildirilmemesi halinde veya hisse senedi sahipleri
(malikleri) tarafından hukuki durumlarının kanıtlanamaması durumunda, dağıtımı
yapacak şirketin vergi sorumluluğundan kurtulabilmesi için söz konusu hisse
senetlerine isabet eden kâr payları üzerinden yapacakları kesinti, tam mükellef
kurumlar ile Türkiye’de bir işyeri veya daimi temsilci aracılığıyla kâr payı
elde eden dar mükellef kurumlar için nihai vergi niteliğinde sayılmayacaktır. Bu
nedenle, kesilen bu vergiler mükelleflerin doğmuş ve doğacak tüm vergi
borçlarına mahsup edilebileceği gibi, geçici vergi ve Kurumlar Vergisi
beyannamesi üzerinden hesaplanan vergiye de mahsup edilebilecektir.
Bu gibi durumlarda elde ettikleri kâr payları üzerinden vergi kesintisi yapılan
kurumların, bu kâr paylarını aynı takvim yılı içersinde tekrar ortaklarına
dağıtmaları halinde dağıtacakları kâr payları üzerinden, vergi kesintisi
yapılarak dağıtımın yapıldığı aya ilişkin muhtasar beyanname ile beyan edilecek,
bu beyanname üzerinden hesaplanan vergiden kâr dağıtımına bağlı önceki aşamada
kesilen vergi mahsup edilecektir.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve
Danışmanlık Ltd. Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|