|
Özel ders alan Ertuğrul'un hikâyesi
Veysi Seviğ - 12 Mayıs 2007 Cumartesi -
Referans
Bay Yıldırım Özel bir şirkette yönetici, eşi ise bir başka kurumda halkla
ilişkiler uzmanı olarak çalışarak hayatlarını sürdürüyorlardı. Tek çocukları
olan Ertuğrul oldukça başarılı bir öğrenci olarak lise ikinci sınıfa kadar
gelmiş, ancak arkadaşlarının üniversite hazırlık kurslarına yönelik
arayışlarından ister istemez o da etkilenmişti.
Bu arada üniversiteye giriş sınavlarında başarı sağlayabilmek için bir rehber
öğretmenle anlaşmanın doğru olacağı yönünde duyumlar alıyordu. Ertuğrul konuyu
babası ve annesine açtı.
Gerçekte Ertuğrul'un hazırlık sınıfından beri çok iyi anlaştığı bir arkadaşı
lise birinci sınıftan itibaren genç bir rehberlik hocasından ders alıyordu.
Arkadaşı bu öğretmeninden "koç" diye söz ediyordu. Bir gün arkadaşı koçu ile
Ertuğrul'u bir araya getirdi.
Koç da üniversite öğrencisi idi. Ülkemizin en yüksek puanla öğrenci alan bir
üniversitesine Türkiye çapında almış olduğu bir derece ile girmiş üçüncü sınıfa
gelmişti.
Ertuğrul koç olarak görev yapacak rehberlik öğretmeninden gerekli bilgileri
aldı. Koç öğrencileri üniversite sınavına hazırlama aşamasında ortaya çıkan her
sorunda yanında oluyordu. Ertuğrul gelişmelerden ailesini haberdar ederek
kendisinin de koçtan yararlanmayı arzuladığını söyledi. Aile, çocuklarının
isteğine uygun davranarak çocuklarını bir yandan üniversiteye hazırlık
kurslarına gönderirken haftada iki gün de koç olarak görev yapan öğretmenden
ders alması için gerekli ortamı hazırladı.
İki yıl çabuk geçti. Ertuğrul üniversite sınavlarına girdi ve Türkiye çapında
ilk yüzün içine girerek arzuladığı üniversitenin yine arzuladığı fakültesine
kaydını yaptırdı. Kendisine üniversiteye hazırlık sınavlarında destek veren koç
öğretmeninin onun bu başarısındaki katkısını her vakit arkadaşlarına fırsat
buldukça anlatıyordu. Koç olarak görev yapan genç de üniversiteyi bitirmiş,
yüksek lisans eğitimi almak üzere yurtdışına gitmişti.
Ertuğrul'un annesi geçen yılın kasım ayında işinden eve geldiğinde oğlu adına
vergi denetimi yapmakla görevli bir birimden bir mektup geldiğini ve mektubun
evde misafir olarak bulunan Ertuğrul'un babaannesine teslim edildiğini öğrendi.
Ertuğrul bir vergi denetimi elemanı tarafından yazılı olarak bilgisine
başvurulmak üzere daireye davet ediliyordu. Ertuğrul belirtilen gün ve saatte
vergi denetimi yapmakla görevli bulunan kişiye gitti. Kendisine üniversite
sınavına hazırlanırken özel ders alıp almadığını, eğer özel ders almış ise saati
kaç liradan kimden ders aldığını, ders aldığı kişinin kendisine makbuz verip
vermediğini sormak suretiyle düzenlenen tutanak denetim elemanı tarafından
Ertuğrul'a imzalattırılırken bu cümleler Ertuğrul'un dikkatini çekti.
Ertuğrul "Annem ve babam çalıştığı için özel öğretmenime ödemeyi ben yapıyordum.
Kendisine yaklaşık 80 defa ödeme yaptım, yaptığım ödemeler için makbuz almadım
ve istemedim" diyordu. Ertuğrul konu üzerinde durmadı, zaten denetmen de "Bu
konu seninle ilgili değil" diye tutanağı imzalamasını istemişti.
Aradan aylar geçti. Mart ayının ortalarına doğru Ertuğrul evde arkadaşları ile
buluşarak vize sınavlarına hazırlanmayı düşünmüş bu nedenle gerekli hazırlıkları
yaparak arkadaşlarını beklemeye başlamıştı. Kapının zili çaldığında koşarak
kapıya gidip açtı. Karşısında bulunan kişi "Ben vergi dairesinden geliyorum. Bir
ihbarname var. Ertuğrul Özel kim" diyerek hitap ettiğinde bu genç üniversite
öğrencisi "Ertuğrul benim" diyerek cevap vermiş bu cevaba karşılık da görevli
eleman Ertuğrul'dan hüviyet istemişti. Hüviyeti eline aldıktan sonra hüviyetteki
resimle Ertuğrul'un yüzünü kontrol ettikten sonra ihbarnameyi Ertuğrul'a teslim
etmiştir.
Ertuğrul ihbarnameyi aldığı vakit daha da şaşırmıştır. Çünkü ihbarname tek
değildir. Kendisine iki ihbarname verilmiştir, birinci ihbarname 2005 yılına
ikinci ihbarname ise 2006 yılına aittir. Vergi Usul Kanunu'nun 353'üncü
maddesinin (1) ve (3) bentleri uyarınca serbest meslek makbuzlarının alınmaması
nedeniyle kesilecek cezanın beşte biri kadar özel usulsüzlük cezası, iki
ihbarnamede 80 defa, daha açıkçası 1/5 ceza ayrı iki ihbarnamede seksen kat
olarak kesilmiş ve kesilen bu cezanın bir ay içinde ilgili vergi dairesine
ödenmesi tebliğ edilmiştir.
Ertuğrul Özel'in böyle bir olay karşısında morali bozulmuş, korku içerisinde
önce babasını ve sonra da annesini arayarak durumu bildirmişti.
İki gün sonra bir tanıdık vergi uzmanı ile vergi dairesine giderek ihbarname
hakkında bilgi almak isteyen Ertuğrul'a aylar önce düzenlenmiş tutanak
gösterilmek suretiyle "Kendin 'Makbuz istemedim ve almadım' demişsin neden şimdi
gelip 'Niye' diye soruyorsun" şeklinde cevap verilmiştir. Biz de şimdi
soruyoruz: Bula bula Ertuğrul'u mu buldunuz.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve
Danışmanlık Ltd. Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|