|
İşçiye verdiğin yemek 10 YTL'de olsa 100 bin
YTL'de olsa hepsi vergi dışı
Veysi Seviğ - Bumin Doğrusöz - 30 Mayıs 2007
Çarşamba -Referans
Yemek ihtiyacını karşılamak için yapılan harcamalarda hiçbir üst sınır
bulunmuyor. Ayrıca yapılan harcamaların tümü vergiden muaf tutuluyor.
Çalışanlara yemek ücreti ödeniyorsa günlük 8,80 YTL'lik kısım vergi dışı
kalıyor.
SORU: Çalıştığımız işyerinde yemek verilmediği için bize dışarıda yemek
yiyebilmemiz için yemek fişi verilmektedir. Bu fişler karşılığında ancak biz
altı liralık yemek yiyebilmekteyiz. Bu para ile beslenmemiz çok zor olmaktadır.
Çalışanlara 2007 yılında verilecek yemek fişi miktarını sınırlayan veya
belirleyen bir kanun maddesi var mıdır? Eğer böyle bir madde varsa bize
verilmesi gereken yemek fişinin günlük miktarı ne kadar olmalıdır?
YANIT: Gelir Vergisi Yasası’nın 40. maddesinin (2) numaralı bendi hükmü gereği
olarak hizmetli ve işçilerin işyerinde veya işyerinin müştemilatında iaşe ve
ibate giderleri, ticari kazancın tespitinde indirim konusu yapılmaktadır.
Bu bağlamda işyerinde çalışanlara verilen yemek hizmeti dolayısıyla herhangi bir
yasal sınırlama mevcut değildir.
Ayrıca, Gelir Vergisi Yasası’nın 23. maddesinin (8) numaralı bendine göre de
hizmet erbabına işyerinde veya müştemilatında yemek verilmek suretiyle sağlanan
menfaatler tutarına bakılmaksızın Gelir Vergisi'nden bağışık tutulmuştur. Bu
bağışıklığın uygulanmasında yemeğin işyerinde veya müştemilatında
hazırlanmasının bir önemi yoktur. Dolayısıyla işyeri bir lokanta veya hazır
yemek fabrikası ile anlaşarak getirilen yemek için yapılan harcamalar hiçbir
sınırlamaya tabi tutulmaksızın gider olarak kayıtlara intikal ettirilir.
İşyerinde verilen ve Gelir Vergisi'nden bağışık tutularak gider kaydedilen yemek
bedelleri, sadece yemek bedeli ile sınırlı değildir. Yemek ile birlikte verilen
içecekler ve benzerleri de bu kapsamdadır.
Diğer yandan işyerinde personele verilen ve bedeli Gelir Vergisi'nden bağışık
olup, giderleştirilen ödemelerin günün örf ve âdetlerine göre tüketimi mutat
yiyecek ve içeceklere ait olması gerekmektedir.
Gelir Vergisi Yasası’nın söz konusu düzenlemesi çerçevesinde işyerinde veya
müştemilatında yemek verilmeyen durumda, ödemenin yemek verme hizmeti sağlayan
mükelleflere yapılması koşuluyla çalışılan günlere ait bir günlük yemek
bedelinin 8.80 Yeni Türk Lirası'nı aşmayan kısmı Gelir Vergisi'nden bağışık
tutulmaktadır. Ödemenin bu tutarı aşması halinde aşan kısmı ile hizmet erbabına
yemek bedeli olarak nakden yapılan ödemeler ve bu amaçla sağlanan menfaatler
ücret olarak vergilendirilir.
İşverenlerin lokantalar veya yemek hizmeti veren yerlerden personeline yemek
vermek suretiyle sağladığı menfaatler için bir günlük 8.80 YTL yemek bedeline
Katma Değer Vergisi dahil değildir. Yemek bedelinin 8.80 YTL kısmı vergiden
bağışık olup, bu bedele isabet eden Katma Değer Vergisi de işverence hesaplanan
Katma Değer Vergisi'nden indirim konusu yapılabilmektedir. Katma Değer Vergisi
dahil ödenecek yemek bedeli ise (8.80 + 8.80 x 0.18 = ) 10.38 YTL’dir. (V.Seviğ)
SERBEST MESLEK ERBABININ CEP TELEFONU GİDERLERİ
SORU: Ben bir serbest meslek erbabı olarak vergi mükellefiyim. Serbest meslek
kazancımın elde edilmesine yönelik olarak iki adet cep telefonumun giderini
serbest meslek kazancımın tespiti sırasında gider olarak kayıtlarıma intikal
ettirmekteyim.
Geçen ay defterlerimin tetkiki sırasında görevli memur, cep telefonu
giderlerinin kayıtlarıma gider olarak intikal ettirilemeyeceğini ifade etti.
Böyle bir durum var mıdır?
YANIT: Gelir Vergisi Yasası’nın 68. maddesinin ikinci bendi uyarınca mesleki
kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için ödenen telefon giderlerinin
serbest meslek kazancının tespitinde gider olarak indirilmesi mümkündür.
Buna göre özel araç telefonları ile cep telefonlarına ait haberleşme
giderlerinin serbest meslek kazancının elde edilmesi ve idamesi ile doğrudan bir
bağlantısının bulunması, yapılan işin mahiyetine uygun olması ve iş hacmi ile
uyumlu olması halinde, serbest meslek kazancının belirlenmesi sırasında gider
olarak dikkate alınması gerekmektedir.
Bir başka anlatımla cep telefonlarına ait haberleşme giderlerinin serbest meslek
kazancının elde edilmesi ve idamesi ile açık ve doğrudan bir bağının bulunması,
yapılan işin mahiyetine uygun olması ve iş hacminin büyüklüğü ile uyumlu
bulunması halinde giderleştirilmesi söz konusu olabilmektedir.
Konuya ilişkin Maliye Bakanlığı tarafından verilmiş özelgeler de bu yöndedir.
(Maliye Bakanlığı’nın konuya ilişkin 22.8.2002 gün ve 42/4204-167/035643 sayılı
özelgesi). (V.Seviğ)
SORU: Trabzon'da Milli Emlak arazisinde işgalci durumdayım ve ecrimisil
ödüyorum. Mükellefin taksit hakkı ile ilgili yazınıza istinaden size yazıyorum.
2005 yılı için çok fahiş ecrimisil bedeli belirlendi. Dava açtık, mahkemede
biraz indirildi, ancak davamız şu anda temyiz aşamasında devam ediyor. Vergi
dairesine ecrimisil borcumdan dolayı yurtdışı çıkış yasağı konuldu. Bu borcu
taksitle ödemek istiyorum. Ancak vergi dairesi kabul etmiyor. Ne yapabilirim?
(B.Sağlam /Trabzon)
YANIT: Gelir İdaresi Başkanlığı 2007/3 sayılı Tahsilat İç Genelgesi ile
ecrimisil borçlarının taksitlendirilmeyeceğini açıklamıştır. Ancak
“Mükelleflerin Yok Edilen Taksit Hakkı” yazımda da belirttiğim gibi, bu
açıklamanın yasal dayanağı yoktur. Bu nedenle yazımda (önceki yazılarıma
gazetemizin www.referansgazetesi.com adresli web sayfasından ulaşabilirsiniz)
geçen Danıştay kararını da emsal olarak göstermek suretiyle, taksitlendirme
talebinizi reddeden işleme karşı dava açabilirsiniz. Ancak bu davada yürütmeyi
durdurma talep etmeyi unutmayın. Zira yürütmeyi durdurma kararı verilmesi
halinde, idare sizden ancak taksitle tahsilat yapabilir. (B. Doğrusöz)
BİR ZORUNLU AÇIKLAMA
Sayfamıza siz değerli okurlarımızdan çok sayıda soru gelmektedir. Sayfamızın
başladığı 19 Şubat'tan bu yana gelen sorular, şimdiden bir klasörü doldurmuştur.
Sayfamıza gösterilen ilgi ve bizlere gösterilen güven için teşekkür ederiz.
Ancak bu soruları, köşemizin sınırları içerisinde ve geliş sırası ile
yanıtlamaya çalışmaktayız. Hatta bazen sorular, emsal uygulamaları gözden
geçirmeyi, araştırmayı veya idareden bilgi almayı gerektirmektedir. Soruların
tamamını olabildiğince yanıtlamaya çalışmakla birlikte, bu nedenlerle siz
okurlarımızın sorularının yanıtlanması gecikebilmektedir. Sorularına yanıt
alamayan okurlarımızın haklı sitemi dolayısıyla, bu açıklamayı yapmak zorunda
kaldık. Bu nedenle elde olmayan sebeplerle yanıtı geciken sorular için siz
okurlarımızın değerli hoşgörülerine sığınıyoruz.
Dr. Bumin Doğrusöz-Dr. Veysi Seviğ
YARGI KARARLARINDA
MÜTESELSİL SORUMLULUK
VERGİ KESENLERİN SORUMLULUĞU
Danıştay 7. Dairesi E. 2002/1563 K. 2004/196 T. 29.1.2004
6183 sayılı kanunun 5. maddesi takibatın alacaklı amme idaresinin mahalli tahsil
dairesince yapılacağını, VUK m. 4/2 mükelleflerin vergi uygulaması bakımından
hangi vergi dairesine bağlı olduklarının vergi kanunları ile belirleneceğini,
3065 sayılı KDV Kanunu m. 43/1 ise Katma Değer Vergisi'nin mükelleflerin
işyerinin bulunduğu yer vergi dairesince tarh olunacağını hükme bağlamıştır. Bu
düzenlemelere göre yetkinin, takip edilmesi gereken kişiye değil, takibin konusu
olan verginin mükellefine göre belirlenmesi gerektiğinden; VUK m. 11’e göre
müteselsil borçlu sıfatıyla sorumlu tutulduğu kamu alacağının kaynaklandığı KDV
mükellefi şirketin bağlı olduğu vergi dairesince takip yapılması gerekirken
müteselsil borçlu sıfatıyla takip edilen davacının bağlı olduğu vergi dairesince
tanzim ve tebliğ edilen ödeme emrinin iptali gerekmektedir.
Danıştay 3. Dairesi E. 2000/4261 K. 2003/3230 T. 27.5.2003
Zirai ürün alımlarını, Vergi Tekniği Raporu ile düzenlediği faturaların gerçek
emtia teslimine dayanmadığı belirlenen şirketten aldığı faturalarla belgeleyen
davacı şirket hakkında, VUK’nın “vergi kesenlerin sorumluluğu” başlıklı 11.
maddesinden bahisle cezalı tarhiyat yapılmış ise de bu tarhiyat, davacı şirketin
zirai ürün alımlarının bedellerini bahis konusu şirkete muhtelif tarihlerde
banka vasıtası ve tediye makbuzu karşılığı ödediğinin ve bu emtialara ilişkin
sevk irsaliyelerinin denetim elamanlarının kaşe ve imzalarıyla onandığının
dosyada bulunan belgelerle sabit olması ve dolayısıyla da inceleme konusu
faturaların gerçek alımları göstermesi sebebiyle hukuka uygun değildir.
Danıştay 4. Dairesi E. 2001/4767 K. 2002/3318 T. 23.10.2002
VUK’nın 11. maddesine göre müteselsil sorumluluğa dayanılarak ziyaa uğratılan
vergi ile buna bağlı ceza ve gecikme faizinin ödeme emri ile ticaret borsasından
istenebilmesi; zirai ürünlerin müstahsilden alındığının, vergi tevkifatı
yapılmadığının veya tevkif edilen verginin ödenmediğinin, alım-satıma taraf olan
tüccarların bulunmadığının ya da bulunmakla birlikte borç ödeyecek mali
güçlerinin olmadığının inceleme ile tespit edilmesi ve sonrasında borsa adına
tahakkuk ettirilen vergi ve cezaların ödenmemesi halinde mümkün olabileceğinden;
asıl mükelleften tahsil edilmeyen amme alacağının, müteselsil sorumluluk
kapsamında ihbarname usulüne göre davacı borsadan istenmesi gerekirken ihbarname
göndermeden düzenlenen ödeme emrinin, ortada kesinleşmiş ve vadesinde ödenmeyen
bir borç olmaması sebebiyle iptali gerekmektedir.
Danıştay 11. Dairesi 1999/3761 K. 2000/3902 T. 12.10.2000
Satın aldığı malları yurtdışına ihraç eden yükümlü şirketin bu ihracata ilişkin
döviz alım belgeleri ve gümrük çıkış beyannamelerinin dosyaya ibraz edildiği
sabit olup; yükümlü şirket adına fatura düzenleyen şirketin bir kısım
alışlarının gerçek olmamasının yükümlü şirkete yaptığı satışların da gerçek
olmadığını göstermeyecek olması, yükümlü şirketin mal aldığı şirket ile
aralarında vergiyi ziyaa uğratma yönünden irtibat olduğuna ilişkin bir tespit
olmaması, yasaların kendisine yüklediği ödevleri eksiksiz yerine getiren iyi
niyetli yükümlülerin mal aldıkları kişilerin vergiyi ödeyip ödemediklerini takip
etmelerinin mümkün olmaması ve bu kişilerin hareketlerinden sorumlu
tutulmalarının hukukun temel ilkelerine aykırı düşmesi sebepleriyle yükümlü
şirketin mal alımlarıyla ilgili olarak Hazine'ye intikal ettirilmediği ileri
sürülen KDV vergilerinden VUK. m. 11/3 uyarınca sorumlu tutularak ihracattan
kaynaklanan KDV iadesine ilişkin olarak vergi dairesine vermiş olduğu banka
teminat mektubunun iade edilmemesine ilişkin işlemde yasal isabet yoktur.
ÖZELGELERDE
İKTİSADİ İŞLETME
Adana Vergi Dairesi Başkanlığı’nın B.07.1.GİB.4.01.16.01/2283 sayı ve 17.8.2006
tarihli özelgesi
Derneğinizin sosyal faaliyetlerini finanse edebilmek için üyelerinizin
ürettikleri ürünleri sergilemek ve satmak amacıyla bir vergilendirme döneminde
birden fazla kermes düzenlenmesi ve bu faaliyetlerden dolayı gelir elde edilmesi
halinde derneklere ait iktisadi bir işletme oluşacağından, söz konusu iktisadi
işletmenin Kurumlar Vergisi'ne tabi olması gerekmektedir.
Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı’nın B.07.1.GİB.4.16.16.01. KV.06.25/2879 sayı ve
27.7.2006 tarihli özelgesi
(...) Genel Müdürlüğü'nün Osmangazi ilçesinde 01.5.2006 tarihinden itibaren
işletilmekte olan (basketbol, tenis kordu ve yemekli-içkili restoran) sosyal
tesislerde (...) Belediyesi ve (...) personeli ile personelin referansında gelen
kişilere ücret karşılığı hizmet verilmesi ve alınan ücretlerin tahsilat makbuzu
ile belgelendirmesi halinde, sosyal tesislerde verilen hizmetlerin, devamlılık
unsuru taşıması ve ticari bir organizasyon içinde yapılması nedeniyle, (...)
Belediyesi (...) Genel Müdürlüğü'ne bağlı iktisadi işletme oluşur ve söz konusu
işletmenin faaliyetine başladığı 01.5.2006 tarihi itibariyle Kurumlar Vergisi
mükellefiyetinin tesis edilmesi gerekir.
Adana Vergi Dairesi Başkanlığı’nın B.07.1.GİB.4.01.16.01/3119 / 3119 sayı ve
20.11.2006 tarihli özelgesi
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 2/5 maddesi uyarınca dernekler, Kurumlar
Vergisi'nin mükellefleri dışında bırakılmış, ancak bunlara ait veya bağlı olan
ve faaliyetleri devamlı bulunan iktisadi işletmeler Kurumlar Vergisi'nin
mükellefleri arasında sayılmıştır. Kermes, piyes, konferans ve eğlence
programlarını halka ücretli olarak göstermek ve lokal açmak gibi faaliyetlerin
birden fazla ve ücret karşılığında yapılması halinde derneğinize ait bir
iktisadi işletme oluşacağından, söz konusu iktisadi işletme Kurumlar Vergisi
mükellefi olacak ve kazançları Kurumlar Vergisi'ne tabi olacaktır.
Adana Vergi Dairesi Başkanlığı’nın B.07.1.GİB.4.01.16.01/2140 sayılı ve
4.8.2006 tarihli özelgesi
Köyler, KVK’nın 2’nci maddesinin 3’üncü fıkrasında tanımlanan iktisadi kamu
kuruluşlarının tanımı içinde yer alan “diğer kamu idareleri” kapsamına girmekle
birlikte; köy tüzelkişiliğince 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 1’inci maddesi ve
25.3.1957 günlü bakanlık oluru ile yürürlüğe giren “Ormanların Korunmasında
Muhtar ve İhtiyar Kurullarının Görevlerine ait Talimatname” hükümlerine göre
sözleşme yapmak suretiyle bedel karşılığında orman sahalarını koruma işini
yapması ticari faaliyet olarak nitelendirilemez. Dolayısıyla bu faaliyet köy
tüzelkişiliğine ait bir iktisadi işletme de oluşturmaz. Bu durumda, köy
tüzelkişiliğince orman koruma işinden sağlanacak kazançların vergilendirilmesi
söz konusu değildir.
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı'nın B.07.4.DEF.0.34.11/KVK-2/7329 sayı ve
22470 sayı ve 7.12.2006 tarihli özelgesi
Çeşitli sanatçılar tarafından derneğe bağışlanan tabloların düzenlenecek bir
gecede açık artırma yolu ile satılması faaliyetinin sadece bir defaya mahsus
olarak yapılması halinde, bu faaliyet için devamlılık unsuru oluşmayacağından,
bu faaliyet nedeniyle derneğe bağlı bir iktisadi işletmenin varlığından söz
edilemez ve sağlanacak kazanç dolayısıyla Kurumlar Vergisi Kanunu ve Gelir
Vergisi Kanunu hükümlerine göre bir vergilendirme yapılamaz.
ÇALIŞANLARA VERİLECEK YEMEK FİŞLERİNDE SINIR
* İşverenler çalışanlarının yemek harcamalarını ticari kazancın tespitinde
indirim konusu yapıyor.
* İndirim olarak yararlanıldığı için çalışanlara verilen yemek harcamasında bir
sınır bulunmuyor.
* Çalışanlara yemek için yapılan harcama tutarına bakılmaksızın gelir
vergisinden muaf tutuluyor.
* Bu muafiyetin uygulanmasında yemeğin işyerinde veya müştemilatında
hazırlanmasının bir önemi yok.
* İşyeri bir lokanta veya hazır yemek fabrikası ile anlaşsa da yemek harcaması
hiçbir sınırı olmadan gider kaydediliyor.
* Yemek ile birlikte verilen içecekler ve benzerleri de bu gelir vergisinden
muaf.
* İşyerinde yemek verilmediğinde günlük 8,80 YTL'lik yemek harcaması vergiden
muaf tutuluyor.
* Ödeme bu tutarı aştığında aşan kısım ile yemek bedeli ödemeleri ücret olarak
vergilendiriliyor.
* İşverenlerin verdiği bir günlük 8,80 YTL yemek bedeline katma değer vergisi
dahil değil.
* Bu bedele isabet eden KDV işverence hesaplanan katma değer vergisinden
düşülebiliyor.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve
Danışmanlık Ltd. Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|