|
Vergi hukuku açısından 'aciz' hali
Veysi Seviğ - 05 Haziran 2007 Salı -
Referans
Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Yasa’nın 75'inci maddesi uyarınca
yapılan takip sonucunda, vergi ve diğer kamu borçlarını ödeyemeyenlerin haczi
mümkün malı olmadığı veya bulunan malların satış bedeli borcunu karşılamadığı
takdirde söz konusu borçlunun aciz halinde olduğu kabul edilir.
Bu durumda yapılan takip safhalarıyla bakiye borç miktarı bir aciz fişinde
gösterilerek aciz hali tespit edilir.
Alacaklı vergi dairesi ile yetkili tahsil daireleri aciz halindeki borçlunun
mali durumunu zamanaşımı süresinde devamlı bir biçimde izler.
Yasal düzenleme gereği olarak aciz halindeki borçlu hakkında teminat ve faiz
aramaksızın mevcut borcu tecil edilmektedir. Bu durumda söz konusu borcun
ödenmesi ertelenmiş olmaktadır.
Bazı hallerde yaşanan ekonomik veya hukuki nitelikteki olaylar nedeniyle vergi
mükellefleri ödeme güçlerini yitirmekte, bunun sonucunda da mevcut vergi
borçlarını da ödeyemez duruma gelmektedirler.
Bu durumda alacaklı vergi daireleri söz konusu vergi borçluları nezdinde vergi
borcunun cebren tahsili yönünde işlem yapmaktadır. Ancak haklarında yapılan
takibe karşılık mevcut vergi borcunu ödeyecek mali gücü bulunmayanlar nezdinde
mevcut vergi borcunun miktarına bakılmaksızın bu takip devam ettirilmekte, bu
gibi uygulamalar bazı hallerde vergi borçlusu ve çevresi nezdinde olumsuz
sonuçlar verebilmektedir.
Aciz vesikası düzenlenmesi
Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Yasa’nın 75'inci maddesinde yer alan
düzenleme ile mevcut varlıkları itibariyle borcunu ödeyemeyecek olanlar hakkında
aciz vesikası düzenlemek suretiyle bu borçlarına faiz uygulanmadan belli bir
süre erteleme olanağı sağlanması öngörülmüştür.
Konuya ilişkin olarak Maliye Başkanlığı tarafından verilen bir özelgeye göre de
bu gibi durumlarda “...aciz halinde bulunup bulunmadığının bir tutanakla tespit
edilmesi, aciz halinde bulunulması halinde borcun teminat ve faiz aranmaksızın
tecil edilmesi, aksi takdirde amme alacağının cebren takip ve tahsiline devam
edilmesi gerekmektedir.”
Aciz halinde olan bir vergi borçlusunun bu durumunun tespit edilmesi halinde
mevcut borcu geçici olarak erteleneceği için işyerinde ve ikametgâhında alacaklı
vergi idaresi tarafından belli belirsiz zamanlarda mevcut alacağın tahsili için
haciz amaçlı işlem yapılmamaktadır. Diğer yandan bu durumda yine aynı yasal
düzenleme çerçevesinde borçlu tecil müddeti içinde edindiği mallar ile
gelirindeki artışı alacaklı vergi dairesine bildirmek suretiyle yeterli ekonomik
güce kavuştuğu andan itibaren borcunu ödemekle yükümlü olmaktadır.
Aciz halindeki borçlunun tecil süresi içinde edindiği malvarlıkları da
haczedilemez. Çünkü tecil süresi içerisinde mevcut borca faiz yürütmemek
suretiyle borçlunun tecil süresi bitiminde borcunu ödeyebilir hale gelmesi
konuya ilişkin yasal düzenlemenin temel amacıdır.
Aciz halinde bulunan borçlular hakkında aynı borçtan dolayı yapılacak takiplerde
yeniden ödeme emri düzenlenmez. Borçlu için düzenlenen aciz belgesi bir ölçüde
borç ikrarını içeren bir belge olup, alacaklı tahsil dairesi bu belgenin
düzenlenmesinden sonraki devrede alacağını ispatla yükümlüdür.
Vergi borçlusunun tespiti
Aciz halinde bulunan bir vergi borçlusunun bu halinin tespiti ile birlikte söz
konusu borçlu içinde bulunduğu ekonomik imkânsızlığın devam ettiği sürece
borcunu ödeyebilmesi için zorlanmadığı gibi, yapmış olduğu işin sürdürülmesi
aşamasında tecil süresince herhangi bir biçimde ödemeye davet edilememektedir.
Ancak günümüzde vergi idaresi gerçekten aciz halinde bulunan vergi borçluları
için aciz halinin tespitinden kaçınmakta ve dolayısıyla bu kişiler hakkında aciz
durumu varken bile mevcut borcuna faiz yürütmek suretiyle borç miktarının
artmasına neden olan bir uygulamayı sürdürmeyi tercih etmektedir.
Oysa aciz halinde bulunan mükelleflere yasal olarak sağlanacak “aciz hali”
ortamı, büyük bir olasılıkla vergi alacağının ileri bir tarihte tahsiline olanak
sağlayacak ve söz konusu borçlu da mevcut faaliyetini sürdürme olanağına
kavuşmuş olacaktır.
Özel hukuk açısından uygulamada “itiraz ve şikâyete konu edilmeksizin kesinleşen
ve borçlunun hacze değer malının bulunmadığına ilişkin olan haciz tutanağının,
geçici aciz belgesi olduğu ve borçlunun aciz halinin gerçekleştiği” kabul
edilmektedir.
Vergi uygulamaları açısından malvarlığını yitirmiş, bu nedenle haczedilebilir
malı bulunmayan ve fakat devamlı bir şekilde vergi borcunu ödemeye zorlananlar
hakkında da mevcut yasal düzenlemeleri uygulamak suretiyle gerekli tecil
işleminin yapılması en azından hem vergi idaresinin yükünü azaltacak ve hem de
borçlunun yeniden işine devam etmesi ve dolayısıyla tecil edilecek vergi
borçlarının ödenmesi kolaylaşacaktır.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve
Danışmanlık Ltd. Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|