|
Turistik tesislerden çalınan bazı ürünlerin
değeri muhasebe kaydından düşürülebilir
Veysi Seviğ - Bumin Doğrusöz - 13 Haziran
2007 Çarşamba - Referans
Turizm sezonunun açılmasıyla her yıl olduğu gibi bu yıl da işletme sahipleri
'hırsızlık' olayları ile karşı karşıya kalıyor. Çatal-kaşık, havlu gibi
malzemelerin ve bazı demirbaşların çalınmasından doğan zarar tahmin edilenin
üstüne çıkıyor.
SORU
Ülkemizin önemli bir turizm bölgesinde otel işletmeciliği yapıyoruz. Turizm
mevsiminin açılması ile birlikte yaşadığımız önemli bir sorun bizi vergi
matrahının tespiti açısından düşündürmektedir.
Tesislerimizde ağırladığımız misafirlerimizin bir bölümü, gerek oda
servislerinde gerekse birlikte yemek yenen restoran ve cafe bölümlerinde ve
herkesçe kullanılabilir alanlardaki varlıkların bir bölümünü izinsiz olarak
almaktadır. Örneğin günlük çatal-kaşık kaybı zaman zaman yüzde 25’e kadar
çıkıyor. Bu tür olaylarda müşterilerin tedirgin edilmesi de mümkün değildir.
Bazı müşterilerimiz lobide ve antrelerde bulunan bazı demirbaş niteliğindeki
varlıkları da alıp götürebilmekte. Bu gibi olaylarda personelimiz gerekli
dikkati göstermiş olsalar bile bu tür kayıpların önüne geçmek mümkün
olamamaktadır. Uğradığımız bu kayıpları en azından giderleştirebilmemiz için
yapmamız gereken nedir?
YANIT
Vergi Usul Yasası’nın 313. maddesi uyarınca işletmede bir yıldan fazla
kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunan
varlıkların amortisman ayrılması suretiyle giderleştirilmesi mümkündür. Konuya
ilişkin olarak yayımlanan 333 seri numaralı Vergi Usul Yasası Genel Tebliği ile
turistik tesislerde kullanılan bazı ekonomik değerlerin amortisman oranları
aşağıda gösterilmiştir:
·Turistik tesislerde kullanılan porselen veya camdan yapılmış (kristal hariç)
her nevi mutfak ve servis takım ve malzemelerin ekonomik ömürleri dört yıl
olarak belirlendiğinden yüzde 25,
·Turistik tesislerde kullanılan el, yüz ve banyo havluları, yatak çarşafları ve
yastık kılıfları, masa örtüleri, plato ve her nevi peçeteler ve benzerlerinin
iktisadi ömrü iki yıl olduğundan yüzde 50, oranında amortismana tabidir.
Bunların dışında kalan iktisadi kıymetlerin çalınma ve yahut da kayıp nedeniyle
yok olması halinde, bu varlıkların stoklardan muhasebe kayıtları üzerinden
düşülmesi, buna karşılık kanunen kabul edilmeyen giderler hesabına alınması
mümkündür. Ancak, bu şekilde yitirilen iktisadi kıymetlerin iktisabında
(ediniminde) yüklenilen Katma Değer Vergisi’nin de Katma Değer Vergisi
Yasası’nın 30/c ve d maddelerinde yer alan düzenlemeler gereğince indirimi
mümkün olmayıp, ilgili dönemde indirim konusu yapılan katma değer vergisinin bu
defa çalınmanın gerçekleşmiş olduğu dönem katma değer vergisi beyannamesi
üstünde ilgili sütunda gösterilerek ödenecek katma değer vergisine dahil
edilmesi gerekmektedir. (V. Seviğ)
İçeceklerde KDV
SORU
Bazı gıda maddelerinin satışında katma değer vergisi oranı yüzde 18’den yüzde
8’e indirildi. Ancak biz bu konuda bakkaliye işi yapanlar olarak, hangi malın
katma değer vergisi oranının düştüğünü doğrusunu isterseniz bilmiyoruz. Konuyu
muhasebecimize sorduğumuz vakit o da bize neyin ne olduğu konusunda yeterli
bilgi veremiyor. Örneğin biz hangi içeceklerin satışında yüzde 18 katma değer
vergisi uygulayacağız? Bitki çaylarında hazır tatlı paketlerinde katma değer
vergisi oranı kaç olacak? Bu konular belli değil.
YANIT
Türk Gümrük Tarife Cetveli’nin 21. faslında yer alan karışık bitki çayları, toz
ve sıvı halde çorbalar, katı halde ve likit olarak satılan et suları, bunların
ürünleri ve homojenize gıda maddeleri, bitkisel protein ürünleri, kabartma
tozları, kahve, çay hülasası, esans ve konsantreleri, çözülebilir kahve,
mayalar, soslar ve ürünleri, çeşni ve lezzet verici karışımlar, soya sosu,
ketçap mayonez, diğer benzer nitelikteki ürünler, hardal, mango çetnisi, acı
biber sosu, çemen ve benzerleri, puding, kazandibi, muhallebi, keşkül, supangele,
dondurma ve yenilen buzlar, su ile hazırlanan toz içecekler, koku komprimeleri,
arı sütü ile zenginleştirilmiş bal, şeker yerine suni tatlandırıcı içeren
tatlılar, sakızların teslimi 01.06.2007 tarihinden itibaren yüzde 8 oranında
katma değer vergisine tabi tutulacaktır.
Yine Türk Gümrük tarife Cetvelinin 22. faslında yer alan içeceklerden esası süt
olan sütlü içecekler, alkolsüz bira, üzüm şıraları, sirke teslimleri de yüzde 8
oranında katma değer vergisine tabidir.
Ayrıca Türk Gümrük Tarife Cetvelinin 19. faslında yer alan sade, tatlı,
baharatlı ve tuzlu bisküviler, gofret, waffle, wafer, ilave tatlandırıcı madde
içeren ve içermeyen baklava, şöbiyet, tulumba, halka tatlısı, şekerpare,
kadayıf, güllaç, şambaba, Kemalpaşa-peynir tatlısı ve benzeri tatlılar ile
pastacılık ürünleri ile hazırlanmış karışımlar ve hamurlar ile pişirilmiş
makarna, corn flakes ve benzerleri, pasta, kek, pankek, kurabiye, beze, krep,
pizza, hazır sandviçler, baharatlı gıda maddelerinin teslimi de %8 katma değer
vergisine tabidir. Konuya ilişkin olarak Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi
Başkanlığı’nın kısa sürede açıklama yapması beklenmektedir. (V. Seviğ)
Okul yaptırmak
SORU
Ticari faaliyet gösteren bir kişi olup, vergi dairesinde 22 yıldır mükellefim.
Doğum yerim olan ilçede Milli Eğitim Müdürlüğü'nden müsaadeli bir okul
inşaatının yapımını üstlendim. İnşaatın tüm giderlerini müteahhide ben ödüyorum.
İnşaat tabelasında yer alan bir ibare için vergi dairesine davet edildim. İnşaat
tabelasında bu inşaatın harcamalarının benim tarafımdan karşılandığı yazılmış,
bu nedenle vergi dairesi tarafından çağrılarak mükellefiyet tesis ettirmem
istendi. Bu durum ne kadar doğrudur?
YANIT
Harcamalarını ödemekte bulunduğunuz okul inşaatını yapan müteahhit istihkakını
Milli Eğitim Bakanlığı'ndan değil, sizden almaktadır. Dolayısıyla ödemeler Milli
Eğitim Bakanlığı tarafından yapılmamaktadır. Siz söz konusu okul inşaatının
ödemelerini karşılarken, mevcut yasal düzenlemeler çerçevesinde, yapmış
olduğunuz ödemeleri gelir vergisi matrahınızdan indirebilme hakkına sahip
bulunmaktasınız. Okul inşaatını üstlenen müteahhit, yanında ücretli olarak
çalıştırmış bulunduğu elemanların sigorta primlerinden ve ödenen ücretlerden
dolayı sorumlu bulunmaktadır. Sizin ayrıca mükellefiyetiniz mevcut olup, okul
inşaatının bulunduğu ilçe vergi dairesine mükellefiyet tesis ettirmenize gerek
yoktur(V. Seviğ).
YARGI KARARLARINDA
5422 Sayılı Kanun'a göre örtülü kazanç dağıtımı
1. Danıştay 4. Dairesi E.2004/1777 K.2005/238 T.17.2.2005
Ortaklık ilişkisi içinde bulunduğu şirketlere, sermaye artırımından çok önce
nakit kaynaklarını kullandıran ve bu şirketlere sermaye taahhüdünden fazlasını
kaynak olarak aktaran, sermaye artırımından sonra da kaynak aktarmaya devam eden
ve ilgili dönemde sadece kendisi kâr beyanında bulunan davacı şirketin; geçerli
bir nedeni olmaksızın kendi kazancını azaltması ve vergi kaybına yol açacak
şekilde ortaklık içinde bulunduğu şirketlere faiz geliri elde edebileceği ya da
finansman giderlerine katlanarak elde ettiği kaynaklarını karşılıksız
kullandırması ve nihayetinde bu şirketlere menfaat sağlaması nedeniyle, örtülü
kazanç dağıtımı yaptığı sabittir.
2. Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu E.2004/78 K.2004/107
T.1.10.2004
5422 sayılı Kanunun 17/3. maddesine göre örtülü kazanç dağıtımından
bahsedebilmek için, ortağa kaynak aktarılması yeterli olmayıp, bu kaynağın hangi
amaçla aktarılmış olduğunun ve ortak tarafından ne şekilde kullanıldığının,
örtülü kazanç dağıtımının amaçlanıp amaçlanmadığının belirlenmiş olması
gerektiğinden; davacı şirket iddialarının, defter ve belgeler ve hak ediş
raporları karşılaştırılarak, ortağa yapılan ödemenin iş avansı olup olmadığı,
ortağa aktarılan paranın şirket işlerinde kullanılıp kullanılmadığı gibi pek çok
hususun yapılacak bilirkişi incelemesi ile saptanması ve karar verilmesi
gerekirken, şirketten alınan paraların şirketin işinde değil de ortağın özel
ihtiyacında kullandığı yönünde bir tespit dahi olmadan, örtülü kazanç dağıtımı
yapıldığından bahisle yapılan tarhiyatta yasal isabet yoktur.
3. Danıştay 3. Dairesi E.2000/2317 K.2003/3286 T.28.5.2003
Bankadan sağladığı döviz cinsinden kredisinin sadece yarısına yakınını işletme
kayıtlarıyla ilişkilendiren, yarısını aşan kısmını ise paydaşının kefil olduğu
bir başka kişinin borcunu ödeyememesinden bahisle paydaşın cebri takibini
önlemek adına izleyen yıla da yansıyacak şekilde paydaşına karşılıksız olarak
aktararak kayıt dışı bıraktığı sabit olan davacı şirket hakkında, dönem
kayıtlarını Vergi Usul Kanununa uygun düzenlemediği ve bu işlem dolayısıyla
paydaşına yoksun kaldığı düzeyde kazancı aktarırken, söz konusu kaynağın tümünü
işletmenin gereksinmesinden de kullanmaktan yoksun bıraktığı için, örtülü kazanç
dağıttığından bahisle yapılan tarhiyatta isabetsizlik yoktur.
4. Danıştay 3. Dairesi E.2002/2782 K.2003/3284 T.28.5.2003
Çeşitli bankalardan kredi kullanan davacı şirketin, ortaklarına büyük
miktarlarda ödünç para vererek karşılığında faiz tahakkuk ettirmemiş olması
örtülü kazanç dağıttığını açıkça ortaya koyduğundan, aynı dönemde bankaların
uyguladığı faiz oranının ortalaması alınarak belirlenen faiz oranına göre
saptanan matrah farkı üzerinden yapılan tarhiyat yasaya uygundur.
5. Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu E.1999/392 K.2000/126
T.24.3.2000
Davacı kurumun kazancının bir kısmını ortağı olan şirketlere örtülü olarak
dağıttığından bahisle kurumlar vergisini noksan beyan ettiği sonucuna
varılabilmesi için; kayıt ve beyan dışı bırakılan hasılatın gerçeğe en yakın
miktarının saptanması gerekirken, bu saptama yapılmaksızın, beyan edilen
miktarın üstünde gelir elde edildiği varsayımına dayanarak yapılan tarhiyatta
yasal isabet yoktur.
ÖZELGELERDE
Kurumlarda Devir ve Birleşme
1. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 13.2.2007 tarih ve 2418 sayılı özelgesi;
“Kurumların, devraldıkları kurumun geçmiş yıl zararlarını, münfesih kurumun
faaliyetine devir veya bölünmenin meydana geldiği hesap döneminden itibaren en
az beş yıl süreyle devam edilmesi şartıyla kurumlar vergisi matrahının
tespitinde indirim konusu yapmaları mümkündür. Gayrifaal olarak alınsa bile
münfesih kurumun faaliyetine başlanılarak, devir tarihinin içinde bulunduğu
hesap döneminden itibaren en az beş yıl süreyle devam edilmesi şartıyla,
devralınan şirketin devir tarihi itibariyle özsermaye tutarını geçmeyen geçmiş
yıl zararlarının, kurum matrahının tespitinde indirim konusu yapılması
mümkündür. Faaliyetin zarar mahsubu yapıldıktan sonra arızi hale getirilmesi
veya sona erdirilmesi halinde, zarar mahsubu uygulamasından yararlanılması
mümkün değildir.”
2. Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 16.1.2007 tarih ve 473
sayılı özelgesi;
“KVK’nun 20. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde devir tarihi; Şirket yetkili
kurulunun devre ilişkin kararının Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayımlandığı tarih
olarak belirlenmiştir. Devir tarihine ilişkin bu kanuni belirleme gereğince,
yapılan devralma işlemine ilişkin belgelerin 29.12.2006 tarihinde tescil için
Ticaret Siciline tevdii edilmesine rağmen, devre ilişkin tescilin 15.1.2007
tarihinde gerçekleşmesi karşısında, devralınan kuruma ait özsermaye tutarını
geçmeyen geçmiş yıl zararları ancak 2007 kurum kazancından mahsup edilebilir.”
3. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 12.1.2007 tarih ve 541 sayılı
özelgesi;
“Birleşilen kurumun kurumlar vergisi beyannamesinde mahsubundan sonra arta kalan
tevkif suretiyle kesilen vergilerinin diğer vergi borçlarına mahsuben iadesi;
birleşilen kurumun, münfesih kurumun tahakkuk etmiş ve edecek vergi borçlarını
ve vergi ödevlerini yerine getireceğini, münfesih kuruma ait kurumlar
beyannamesi ekinde vereceği taahhütname ile taahhüt etmesi şartı ile genel
hükümler çerçevesinde mümkündür.”
4. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 13.2.2007 tarih ve 2418 sayılı
özelgesi;
“Gayrifaal kurumun devralınması halinde, gayrifaal münfesih şirketin geçmiş yıl
zararlarının mahsup edilebilmesi için, söz konusu şirketin faaliyetine devam
edilmesi gerekir. KVK’nun 9. maddesinde öngörülen söz konusu ‘devralınan kurumun
faaliyetine devam’ şartı burada, aynı sektörde faaliyet gösterme şartından daha
dar kapsamlı bir şart olup, faaliyetin zarar mahsubu olanağı elde edildikten
sonra herhangi bir şekilde faaliyetin sınırlandırılmamasını ifade etmektedir.
Kısacası, faaliyetin zarar mahsubu yapıldıktan sonra da arızi hale getirilmemesi
gerekir.”
6. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 1.8.2006 tarih ve 14926 sayılı
özelgesi;
“KVK’nun 19. maddesinde, birleşme sonunda infisah eden kurum ile birleşilen
kurumun kanuni veya iş merkezlerinin Türkiye’de bulunması, münfesih kurumun
devir tarihindeki bilanço değerlerinin, birleşilen kurum tarafında bir bütün
halinde devralınması ve aynen bilançosuna geçirilmesi hallerinde, gerçekleşecek
birleşmenin devir hükmünde olduğu düzenlenmiştir. Türk Ticaret Kanunu’nun 146.
maddesinde ise şirket birleşmesi, iki veya daha fazla şirketin birbiriyle
birleşerek yeni bir şirketi kurmalarından veya bir yahut daha fazla şirketin
mevcut diğer bir ticaret şirketine iltihak etmesi olarak tanımlanmıştır. Yine bu
Kanunun ‘Devir Yasağı’ başlıklı 404. maddesinde, ayın karşılığı olan hisse
senetlerinin şirket tescilinden itibaren iki yıl geçmeden başkalarına devrinin
mümkün olmadığı hükme bağlanmıştır. Bu hükümler gereğince, kollektif şirketten
anonim şirkete dönüşmüş olan şirketin anonim şirket olarak tescil tarihinden
itibaren iki yıl geçmeden ayın karşılığı olarak verilen hisse senetlerinin
birleşme halinde birleşilen şirkete devri hükümsüzdür. Devir işlemi hukuki
olarak gerçekleşmemiş iken bu işlemin kurumlar vergisi kanunu kapsamında
vergisel boyutunun değerlendirilmesi de mümkün değildir.”
100 Soru ve 100 Cevapta Hazine'ye Ait Gayrimenkullerin Şatışı, Kiralanması ve
Kat Karşılığı Müteahhide Verilmesi
Milli Emlak Kontrolörü, Antalya Defterdarı Hidayet Mat, Başbakanlık ÖİB Uzmanı
A.Sami Başaran ve Milli Emlak Denetmeni Yılmaz Yangın tarafından kaleme alınmış
bulunan “100 Soru ve 100 Cevapta Hazine'ye Ait Gayrimenkullerin Şatışı,
Kiralanması ve Kat Karşılığı Müteahhide Verilmesi" adlı kitabın genişletilmiş ve
mevzuat değişikliklerine göre gözden geçirilmiş ikinci basısının yayınlandığını
duyurmak istiyoruz. Bu alandaki karmaşık mevzuatı sistematik olarak irdeleyerek
yatırımcıların yararlanabilmesi için aktaran bu kitapta, en son değişiklikler
çerçevesinde Hazine'ye ait arsa, arazi ve binaların satışı, kiralanması, kat
karşılığı müteahhide verilmesi, yatırımcılara bedelsiz arazi devri, irtifak
hakkı tesisi, mortgage, organize sanayi ve teknoloji, enerji yatırımlarında
kamulaştırma ve irtifak hakkı, 2-b arazileri, kamulaştırma ve diğer işlemler
gibi konularda bilgi bulmak mümkün. Hukuki ve mali mevzuat yayınları satan
kitapçılara da dağıtımı yapılmış bu yayını edinmek isteyenler yayıncı kuruluş
Yaklaşım Yayınlarına da (312. 439 43 43) müracaat edebilirler (B. Doğrusöz).
YENİ YAYINLAR
Hidayet Mat, A. Sami Başaran ve Yılmaz Yangın
227 Sayfa
Yaklaşım Yayınları
İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve
Danışmanlık Ltd. Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|