|
Şerefiye veya peştemallıkda amortisman
Veysi Seviğ - 06 Temmuz 2007 Cuma - Referans
Vergi Usul Yasaı’nın 282'nci maddesi uyarınca “kurumlarda aktifleştirilen ilk
tesis ve taazzuv giderleri mukayyet (muhasebe) değeri ile değerlenir. Bu değer,
ilk tesis ve taazzuv için yapılan giderlerden fazla olamaz.
Kurumun tesis olunması veya yeni bir şubenin açılması veyahut da işlerin devamlı
bir surette genişletilmesi için yapılan ve karşılığında maddi bir kıymet iktisap
olunmayan giderlerde bu cümledendir.
İlk tesis ve taazzuv giderlerinin aktifleştirilmesi ihtiyadır.
Gerçek veya tüzel kişilerde peştemallıklar da mukayyet değerleriyle değerlenir.
Yasa maddesinde sözü edilen “peştemallık” bir ticari işletmenin bulunduğu yerin
önemi, sahip olduğu şöhret, tutmuş olduğu müşteri kitlesi ve benzeri unsurlara
bağlı olarak bilanço değerlerine ilave olarak sahip olduğu değeri ifade
etmektedir. Örneğin bir ticari işletmenin zaman içersinde müşterileri nezdinde
kazandığı güven ve saygınlık nedeniyle söz konusu işletmenin devir alınması
halinde maddi varlıklarının değeri üzerinde ödenen bedelin peştemallık olarak
kabul edilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla bir işletme başarılı faaliyetlerinin
sonucu olarak bilanço değerlerinin üzerinde ilave bir değer (peştemallığa) sahip
olabilir. Bu değer ancak işletmenin devri halinde alıcı ve satıcı arasında
belirlenir.
Benzer şekilde işletme konumu son derece güzel olan işyerlerinin kiralanmasında,
içindeki kiracının çıkarılması veya o yerin kiralanabilmesi amacıyla ödenen hava
paraları da peştemallık niteliğinde bir harcamadır. Tüm bu açıklamalardan da
anlaşılacağı üzere peştemallık, maddi olmayan unsurların karşılığında fiilen
yapılan bir harcamayı ifade etmektedir. Buna karşılık peştemallıklar hukuken
gayrimaddi haklardan farklıdır. Çünkü gayrimaddi haklar zilyetliğe “kullanım
hakkına” konu olabildiklerinden, alıkonabilmekte, saklanabilmekte,
devredilebilmektedir. Ancak peştemallığın alımı veya saklanması mümkün değildir.
Peştemallıklar ilk tesis ve taazzuv giderlerinden de farklıdır. Bu bakımdan
soyut bir kavram olarak karşımıza çıkar. Yasal açıdan belirli bir tutarın
üzerindeki peştemallıkların aktifleştirilmesi zorunlu iken, ilk tesis ve taazzuv
giderlerinin aktifleştirilmesi mükellefin ihtiyarındadır.
Yasal düzenleme gereği yukarıda da belirtildiği üzere gerçek ve tüzel kişilerde
peştemallıklar mukayyet değerleri ile değerlenir. Peştemallıkların bu bağlamda
aktifleştirilmesi zorunludur. Ancak peştemallıkların aktifleştirilmesi için
Vergi Usul Yasası’nın 313'üncü maddesi uyarınca 2007 yılında 560 YTL’yi aşması
gerekmektedir. Bu miktarı aşmayan peştemallıkların doğrudan giderleştirilmesi
mümkündür.
Peştemallıklar Tek Düzen Hesap Planı içerisinde “Maddi Olmayan Duran Varlıklar”
olarak 261 hesapta Şerefiye olarak tanımlanmıştır. Bu hesap bir işletme
devralınırken katlanılan maliyet ile söz konusu işletmenin rayiç bedelle
hesaplanan net varlıklarının (öz varlık) değeri arasındaki olumlu farkların
izlenmesinde kullanılır. Şerefiye hesaplanırken rayiç bedelinin tespit
edilememesi halinde, net değeri esas alınır.”
“Hesabın açılışı ödenen şerefiye bedelinin tamamı bu hesaba borç kaydedilmek
suretiyle yapılır.”
Dolayısıyla şerefiye hesaplanırken rayiç bedelin belirlenememesi halinde net
defter değeri esas alınmaktadır.
Peştemallık hesaplanmasında bilançonun aktif değerleri içerisinde yer alan
varlıkların mukayyet değerleri ayrı bir önem arz etmektededir. Çünkü bu
değerlerin gerçek anlamda maliyet bedeline dayalı olarak belirlenmiş olması
halinde peştemallık yani şerefiye hesabının da sağlıklı yapılması söz konusu
olabilir.
Konuyla ilişkin olarak iktisadi ömür esasına göre belirlenen amortisman
tabloları ile ilgili 365 sıra numaralı Vergi Usul Yasası Genel Tebliğinin “55.1”
ayırımında peştemallıklar için beş yıllık iktisadi ömür belirlenmiştir. Buna
göre peştemallıklar beş yılda yıllık yüzde 20 oranında amortisman ayırımı
suretiyle giderleştirilebilmektedir. Bu bağlamda da peştemallıklar geçici vergi
matrahlarının tespiti sırasında da dikkate alınmaktadır.
Maliye Bakanlığı tarafından verilen bir özelgede de ifade edildiği üzere bir
şirketin faaliyette bulunduğu işyeri de dahil olmak üzere demirbaşlarının,
stoklarının, çalışanlarının birlikte devir alınması halinde uzun bir süreç
içerisinde oluşturulan müşteri portföyü ile piyasadaki saygınlığı da dikkate
alınarak kendisine verilen maliyet üzeri bedelin peştemallık ayırımına tabi
tutulması gerekmektedir.
Peştemallık kavramı günümüzde bir çok kuruluş için geçerli olan bir isim
hakkının piyasa değerini ifade etmektedir. Bu isim hakkını herhangi bir firmanın
kendi aktif kalemleri içerisinde görmek çoğu kez mümkün değildir. Ancak
işletmenin devri sırasında isim hakkının parasal bir değerle ifade edilmesi söz
konusu olduğundan Tek Düzen Hesap Planı açıklamalarında da ifade edildiği üzere
aktif kalemler içerisinde görünüm kazanabilmektedir.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve
Danışmanlık Ltd. Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|