|
Bildirim yapılmadan vergi cezası kesilmesi
hukuka aykırı
Veysi Seviğ - Bumin Doğrusöz - 04 Ağustos
2007 Cumartesi - Referasn
Beyanname ve bildirim zorunluluğunu yerine getirmeyen mükelleflere usulsüzlük
cezası uygulanıyor. Ancak bu cezanın kesilmesi için ceza kesileceği bildiriminin
ardından verilen süre içinde mükellefin beyanda bulunmaması ve yanlış bilgi
vermesi şartı aranıyor.
SORU: Vergi beyannamesini elektronik ortamda vermediğim için adıma Vergi Usul
Kanunu’nun mükerrer 355. maddesi uyarınca usulsüzlük cezası kesildi. Ancak söz
konusu kanun maddesi uyarınca cezanın kesilebilmesi için önce durumun bize yazı
ile bildirilmesi ve daha sonra da bize bildirilen bu durum karşısında bizim
konuya ilişkin gerekeni veyahut isteneni yapmamamız halinde cezanın kesilmesi
gerekmektedir. Vergi Dairesi'nin yapmış olduğu ceza kesme işlemi bu nedenle ne
kadar doğrudur?
YANIT: Bilindiği üzere Vergi Usul Yasası’nın mükerrer 257. maddesinin 4.bendi
uyarınca “... vergi beyannameleri ile bildirimlerin, şifre, elektronik imza veya
diğer güvenlik araçları konulmak suretiyle internet de dahil olmak üzere her
türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında verilmesi, beyanname ve
bildirimlerin yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişiler aracı kılınarak
gönderilmesi hususlarında izin vermeye veya zorunluluk getirmeye, beyanname,
bildirim ve bilgilerin aktarımında uyulacak format ve standartlar ile uygulamaya
ilişkin usul ve esasları tespit etmeye, bu zorunluluğu beyanname, bildirim veya
bilgi çeşitleri, mükellef grupları ve faaliyet konuları itibariyle ayrı ayrı
uygulatmaya, kanuni süresinden sonra kendiliğinden veya pişmanlık talepli olarak
verilen beyannameler üzerine düzenlenen tahakkuk fişi ve/veya ihbarnameleri
mükellefe, vergi sorumlusuna veya bunların elektronik ortamda beyanname gönderme
yetkisi verdiği gerçek ve tüzel kişiye elektronik ortamda tebliğ etmeye ve buna
ilişkin usul ve esasları belirlemeye” Maliye Bakanlığı yetkili kılınmıştır.
Diğer yandan Vergi Usul Yasası’nın mükerrer 355. maddesi ve aynı yasanın
mükerrer 257. maddesi uyarınca getirilen zorunluluklara uymayanlardan 2007
yılında:
* Birinci sınıf tüccarlar ile serbest meslek erbabı hakkında 1.390-YTL,
* İkinci sınıf tüccarlar ile defter tutan çiftçiler ve kazancı basit usulde
tespit edilenler hakkında 640-YTL,
* Yukarıda belirtilenler dışında kalanlar için ise 300- YTL,
Özel usulsüzlük cezası kesilmesi öngörülmüş bulunmaktadır.
Aynı yasal düzenleme gereği olarak özel usulsüzlük cezasının kesilebilmesi için
“... bilgi ve ibraz ödevinin yerine getirilmesiyle ilgili olarak yapılacak
tebliğlerde bilginin verilmesi için tayin olunan sürede cevap verilmemesi, eksik
veya yanıltıcı bilgi verilmesi veya defter ve belgelerin ibrazı için tayin
olunan süre ile defter ve belgelerin süresinde ibraz edilememesi hallerinde,
haklarında aynı yasanın ceza hükümlerinin uygulanacağı hususlarını içeren yazılı
bildirim yapılması koşulu getirilmiş olup” bildirim yapılmaksızın beyanname
verilmediğinden usulsüzlük cezası kesilmesi hukuka uygun bulunmamıştır. (Ankara
1. Vergi Mahkemesi E.No:2006/1, K.No:797) Bu karar Ankara Bölge İdare
Mahkemesi’nin E.No:2007/2246, K.No:2007/2889 sayılı kararı ile kesinleşmiştir
(V. Seviğ).
AKARYAKIT KARŞILIĞINDA ALINAN ÖDEME BELGESİ
SORU: Sahibi bulunduğumuz araçlar için aldığımız akaryakıt nedeniyle akaryakıt
istasyonlarının vermiş olduğu fişlerin fatura ile değiştirilmesi isteğimiz
devamlı reddedilmektedir. Bu nedenle akaryakıt istasyonlarının bize vermiş
olduğu fişlerle almış bulunduğumuz akaryakıt bedellerini giderleştirebilir
miyiz?
YANIT: Katma Değer Vergisi mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları
Kullanmaları Mecburiyeti Hakkındaki Yasa’nın uygulanması ile ilgili olarak
yayımlanan 58 seri numaralı Genel Tebliği ile mükelleflerin ticari, zirai ve
mesleki faaliyetleriyle ilgili olarak satın aldıkları akaryakıt bedeli
karşılığında düzenledikleri ödeme kaydedici cihaz fişleri, gider belgesi olarak
kabul edilmektedir.
Ayrıca Maliye Bakanlığı tarafından konuya ilişkin olarak yayımlanan 68 Seri
numaralı tebliğ ile yapılan yönlendirme uyarınca da akaryakıt pompalarının bağlı
olduğu ödeme kaydedici cihazlar kullanılmak suretiyle, otomatik olarak
düzenlenen fişler fatura düzenleme tutarının altında veya üstünde olsa dahi
“fatura yerine geçen belge” olarak kabul edilmiştir.
Buna göre; nihai tüketicilerin tüketim amacıyla, mükellef olanların ise ticari,
zirai ve mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak satın aldıkları akaryakıt
karşılığında düzenlenen ve üzerinde “Taşıt veya Müşteri Tanıma Sistemi- Faturaya
Dönüştürülecek” ibaresi bulunanlar hariç olmak üzere, söz konusu ödeme kaydedici
cihaz fişleri üzerinde yazılı tutar ne olursa olsun, fatura yerine geçen belge
olarak kabul edilmektedir (V. Seviğ).
POST MAKİNASINDAN İŞLETME LEHİNE ÇEKİŞ
SORU: Geçtiğimiz yıl hesaplarımız üzerinde yapılan incelemelerde, kullandığımız
POST makinesi ile çekilmiş olan işlemlere ilişkin fatura düzenlemediğimiz ve bu
makine ile yapılan işlemleri tam olarak kayıtlarımıza intikal ettirmediğimiz
gerekçesi ile hakkımızda cezalı olarak yapılan tarhiyata Vergi Mahkemesi
nezdinde dava açmış bulunuyoruz.
Çünkü biz zaman zaman POST makinesi ile kendi mali olanaklarımız el vermediği
için, kendimiz adına da çekiş yapmak zorunda kalmıştık. Bu durumu inceleme
elemanına ifade etmemize ve tutanağa dahil ettirmemize rağmen dikkate
alınmadığını gördük.
Konu hakkında bizi aydınlatır mısınız?
YANIT: Mevcut yasal düzenlemeler çerçevesinde “Kredi kartı, bankalar tarafından,
müşterilerine gerek mal ve hizmet alışverişi, gerekse nakit çekişi sağlamak
maksadıyla verilen belli bir limit dahilinde taşıyıcılarına, bedelini daha sonra
ödemek kaydıyla alışveriş yapma imkanı sağlayan gayri nakdi bir kredi aracı
olup, kredi kartının esas kullanım alanı mal ve hizmet alışverişi olduğundan bir
ticari işletmenin hesap döneminde elde etmesi gereken hasılatın hesabında kredi
kartı ile yapılan mal ve hizmet satışına ilişkin elde ettiği hasılatın da
dikkate alınması gerekmektedir.” Bu bağlamda kredi kartının bizzat işyeri sahibi
tarafından finansman ihtiyacı için kullanılması halinde bu durumun kanıtlanması
külfeti mükellefe aittir. (Danıştay 3. Daire E.No:2004/1601, K.No:2005/1589)
Eğer söz konusu inceleme sırasında zaman zaman kendinize ait kredi kartlarını
kendi finansman ihtiyacınız için de kullandığınızı ifade ederek bu durum
tutanağa geçirtmiş bulunuyorsanız, söz konusu özel durumun yargı aşamasında
dikkate alınması mümkündür.
YARGI KARARLARINDA
TEBLİĞ
Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu E.2005/64 K.2005/121 T.22.4.2005
Davacı, uyuşmazlığa konu ödeme emirlerinin dayanağını oluşturan ihbarnamelerin
kendisinin işyerinde bulunmadığı bir sırada “...” isimli bir bayana tebliğ
edildiğini ve kendisinin tarhiyattan dava açma süresinin sona ermesinden sonra
haberdar olduğunu ileri sürerek, ödeme emirlerinin iptalini istemişse de; davacı
tarafından tebliğ zarfında yer alan adresin kendisine ait olmadığı yönünde bir
iddiada bulunulmamış olması, iş saatleri dahilinde “personel ...” kaydıyla imza
karşılığı tebliğ edilen evrakın, kendisinin bulunmadığı sırada tanımadığı bir
şahıs tarafından teslim alınmasının da normal ve mutad olmaması sebepleriyle,
usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olan ihbarnameler dolayısıyla düzenlenen
ödeme emirlerinde hukuka aykırılık yoktur.
Danıştay 7. Dairesi E.2002/425 K.2004/1316 T.17.5.2004
Defter ve belge istenilmesine ilişkin yazının davacıya ait işyerinde davacının
yeğenine tebliğ edilmesine karşın defter ve belgelerin incelemeye ibraz
edilmediğinden bahisle yapılan tarhiyat, defter ve belge isteme yazısının tebliğ
edildiği şahsın davacının çalışanı olduğu yolunda yapılmış bir tespit olmaması,
dolaysıyla da davacıya usulüne uygun yapılmış bir tebligattan bahsedilemeyecek
olması sebebiyle yerel mahkemece iptal edilmişse de; defter ve belge isteme
yazısı davacının işyeri adresi yazılarak tebliğe çıkarılmış ve bu adreste yeğeni
olduğu belirtilen şahsa tebliğ edilmiş olduğundan ve tebliğ edilen adreste
tebligatı alan kişinin aksi kanıtlanmadığı sürece tebligatı almaya yetkili
olduğunun kabulü gerekeceğinden, defter ve belgelerin ibraz edilmediğinden
bahisle indirimlerin reddi suretiyle yapılan tarhiyat hukuka uygundur.
Danıştay 4. Dairesi E.2003/1554 K.2004/686 T.7.4.2004
İlgili dönem beyannamelerinin verilmemesi nedeniyle yapılan re’sen tarhiyata
ilişkin ihbarnamelerin, bilinen adreslere tebliğ edilememesi nedeniyle ilanen
tebliğ yoluna gidilmiş, ödeme emirleri ise iflas masasına tebliğ edilmişse de;
davacı kurumun iflas ettiği tarihten itibaren yapılacak tüm tebligatların iflas
masasına yapılması gerekirken olayda kanuna uygun olarak tebliğ yapılmadığından
ve usulüne uygun tebliğ edilmeyen ihbarnameler nedeniyle kesinleşen bir kamu
alacağından bahsedilemeyeceğinden, düzenlenen ödeme emirlerinin iptali
gerekmektedir.
Danıştay 4. Dairesi E.1999/4568 K.2000/4962 T.29.11.2000
Vergi Usul Kanununda, tahakkuk fişi dışındaki vergilendirme ile ilgili diğer
bütün belgelerin ve yazıların adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta
yoluyla ilmühaberli - taahhütlü olarak tebliğ edileceği, tebliğin mükelleflere,
bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere
yapılacağı hükme bağlanmıştır. Olayda, kanundaki bu düzenlemeye uyulmayarak köy
aza’sına tebliğ edilen bilgi isteme yazısının usulüne uygun olarak tebliğ
edilmemiş olması, davacının İdare’ye bilgi vermiş olması ve bilgilerin gerçeği
yansıtmadığı hususunda somut veriler ortaya konmamış olması sebepleriyle, Vergi
Usul Kanunu'nda öngörülen bilgi verme yükümlülüğünün yerine getirilmemesinden
bahisle özel usulsüzlük cezası kesilmesinde yasal isabet yoktur.
ÖZELGELERDE
TİCARİ KAZANÇ
1. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 28.5.2007 tarih ve 10866 sayılı
özelgesi;
“Kamyonet, minibüs vb. araçlar nakliyecilik faaliyetinde kullanılabilecek
araçlar olmakla beraber, şahsi ihtiyaçlar ve ticari faaliyet niteliğinde olmayan
bir kısım faaliyetler içinde kullanılabilmektedir. Bu sebeple, trafik bürosunda
hususi araç olarak kayıtlı olması ve ticari olarak kullanıldığına ilişkin
herhangi bir tespitin olmaması şartı ile sahip olunan kamyonetten dolayı
mükellefiyet tesisi gerekmez.”
2. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 1.5.2007 tarih ve 13658 sayılı
özelgesi;
“Gelir Vergisi Kanunu uygulamasında, gayrimenkul satışından elde edilen kazanç,
kazancın elde ediliş biçimine göre, ya ticari kazanç ya da diğer kazanç ve irat
olarak vergilendirilir. Özel inşaat yapımında ise gayrimenkullerin şahsi ihtiyaç
kapsam ve sınırlarını aşması ve ticari organizasyonun şekli ve maddi
unsurlarının açıkça bulunması, yapılan faaliyetin ticari sayılması için
yeterlidir. Dolayısıyla, ticari kazanç açısından gayrimenkul alım-satım ve inşa
işlerinin ticari bir organizasyon içinde yapılması, devamlılık kasdı ve niyeti
taşıması veya muamelede çokluk olması halinde bu faaliyetin ticari kazanç
kapsamında inşaat işi olarak kabulü gerekip, bu faaliyetler neticesinde doğan
kazancın GVK’nun ticari kazanca ilişkin hükümleri çerçevesinde vergiye tabi
tutulması gerekir.”
3. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 25.4.2007 tarih ve 8282 sayılı
özelgesi;
“Sigorta Prodüktörleri Yönetmeliği’nin 3. maddesinin (e) bendinde prodüktör;
sigorta ettiren ve sigortacıya bağlı olmaksızın, çeşitli sigorta dallarında
sigorta sözleşmesi yapmak isteyenlere bilgi vererek sözleşmenin şartlarını
müzakere ve tehlikenin konusuna ve özelliğine göre sigorta teklifnamesini
hazırlamada yardımcı olan ve ayrıca rizikonun takdirine etkili, kendisince
bilinen hususları da sigorta şirketine bildirmek suretiyle aracılık hizmeti ifa
eden geçek ve tüzel kişi olarak tanımlanmıştır. Aynı yönetmeliğin 9. maddesine
göre gerçek kişi prodüktörlerin, bu işi mutad meslek halinde yapmaları
zorunludur. Yönetmeliğin bu düzenlemesi karşısında, gerçek kişi tarafından
ticari bir organizasyon içerisinde ve devamlı olarak yürütülecek olan sigorta
prodüktörlüğü faaliyetinden elde edilen kazancın da ticari kazanç hükümleri
doğrultusunda vergilendirilmesi gerekir.”
4. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 29.1.2007 tarih ve 1549 sayılı
özelgesi;
“Arsa üzerinde kat karşılığında bina inşa edilmesi gayesi ile müteahhid ile
imzalanan sözleşme gereğince, kat irtifakı kurulduktan sonra müteahidin sahip
olacağı daireler kendisine teslim edilecektir. Müteahidin kendisine kalacak olan
daireleri tapuda kendi adına tescil ettirilmeden önce arsa sahibinden alacağı
vekâlet ile satması halinde, bu satıştan dolayı tapuda dairelerin arsa sahibi
adına gözüküyor olduğundan bahisle arsa sahibinin gelir vergisi yönünden
mükellefiyeti söz konusu olmaz. Ancak müteahidin, tapuda adına tescil edilmeden
yapılan satıştan elde edeceği kazanç için vergilendirilmesi gerekir.”
5. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 11.12.2006 tarih ve 23997 sayılı
özelgesi;
“Park sorununu çözmek üzere apartman yönetim kurulu kararı ile hizmetten
yararlanan ve birden fazla aracı olan malik ve kiracılardan fazladan park edecek
araçlarından, geliri apartmanın işletme projesi bütçesine dahil etme şartı ile
park ücreti alınması, faaliyetin ticari faaliyet olarak nitelendirilmesine engel
teşkil etmez. Zira, faaliyeti yürütmek üzere oluşturulan organizasyonun kazanç
sağlama potansiyeline sahip olduğu açıktır. Bu nedenle, apartman yönetimince
yürütülen faaliyetin, adi ortaklık halinde yürütülen ticari faaliyet olarak
değerlendirilmesi gerekir.”
SÖZÜN ÖZÜ
Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu, birinciliği beyaza verdiler.
Özdemir ASAF
YENİ YAYINLAR
Giderler ve indirimler
1140 sayfa
Yaklaşım Yayıncılık
Bu hafta tanıtmak istediğimiz kitap, gelir ve kurumlar vergisi kanunları
çerçevesinde giderleri ve indirimleri irdelemek üzere Gelirler Eski Genel Müdür
Yardımcısı Recep Bıyık ile Gelir İdaresi Başkanlığının Eski Daire Başkanı Aydın
Kıratlı tarafından kaleme alınmış bulunan “Giderler ve indirimler” başlıklı
kitabın beşinci basısı. Kitapda 2000’den fazla yargı kararı özelge çerçevesinde
ticari, zirai ve mesleki kazancın tespitinde, ücretlerin gerçek ve safi
tutarının tespitinde, gayrimenkul ve menkul sermaye iratlarının tespitinde,
diğer kazanç ve iratların tespitinde, indirilen ve indirilemeyen giderler,
beyannamede yapılacak indirimler, kurum kazancının tespitinde uygulanacak
giderler ve kazançtan indirim konusu yapılacak kalemler irdelenmekte. Kitabı
edinmek isteyenler yayımcı kuruluş olan Yaklaşım Yayınları'na (0312.439 43 43)
müracaat edebilirler
İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve
Danışmanlık Ltd. Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|