|
Cebri icra yoluyla satışlar KDV'ye tabidir
Veysi Seviğ - 07 Ağustos 2007 Salı -
Referans
Katma Değer Vergisi' Yasası'nın "Verginin konusunu teşkil eden işlemler"
başlıklı 3'üncü maddesinin (d) bendi uyarınca "Müzayade mahallerinde ve gümrük
depolarında yapılan satışlar" Katma Değer Vergisi'ne tabidir.
Yasal düzenleme gereği olarak bu faaliyetlerin yasaların veya resmi makamların
gösterdiği gerek üzerine yapılması, bunları yapanların hukuki statü ve
kişilikleri, Türk tabiyetinde bulunup bulunmamaları, ikametgâh veya işyerlerinin
yahut kanuni merkez veya iş merkezlerinin Türkiye'de olup olmaması işlemlerin
mahiyetini değiştirmez ve vergilendirmeye mani teşkil etmez."
Diğer yandan Katma Değer Vergisi Yasası'nın "Vergiyi doğuran olay" başlıklı
10'uncu maddesinin (a) bendinde "Mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde malın
teslimi veya hizmetin yapılmasıyla vergiyi doğuran olayın meydana geldiği,
'Mükellef' başlıklı 8'inci maddesinin birinci fırkasının (a) bendinde ise "Mal
teslimi ve hizmet ifası hallerinde bu işleri yapanların Katma Değer Vergisi'nin
mükellefi olduğu" belirtilmiştir. Yasa maddesinde sözü edilen "Teslim" kavramı
"Bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına hareket edenlerce,
alıcıya veya adına hareket edenlere devredilmesidir."
Aynı yasanın "İstisnaların Sınırı" başlıklı 19'uncu maddesinde de vurgulandığı
üzere "Diğer kanunlardaki vergi muaflık ve istisna hükümleri bu vergi bakımından
geçersizdir. Katma Değer Vergisi'nde istisna ve muafiyetler ancak bu kanuna
hüküm eklenmek veya bu kanunda değişiklik yapılmak suretiyle düzenlenir." Bu
bağlamda "Uluslararası anlaşma hükümleri saklıdır."
"Yukarıya aktarmış olduğumuz yasal düzenlemeler çerçevesinde 'Katma Değer
Vergisi Yasası'nın müzayede mahallerinde yapılan satışlar için öngörmüş
bulunduğu mükellefiyet, farklı bir uygulama niteliğindedir ve bu uygulama vergi
hukuku açısından da özellik arz etmektedir."
Bilindiği üzere müzayedeler, ya mevcut yasal düzenlemeler çerçevesinde
zorunlu(cebri) veya istem üzerine (ihtiyari) olabilmektedir. İcra-İflas Yasası
ile Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Yasa hükümlerine göre yapılan
müzayedelere cebri müzayede, diğer yöntemlerle yapılan müzayedelere ise ihtiyari
müzayede denilmektedir.
Katma Değer Vergisi açısından ister cebri ister ihtiyari olsun, muzayede
mahallerinde yapılan satışlar ile gümrük depolarında yapılan satışlar Katma
Değer Vergisi'ne tabi olmaktadır. Bu durumda müzayede mahallerinde satışı
gerçekleştirilen kurum veya kuruluş, satış işleminin gerçekleşmesi ile birlikte
Katma Değer Vergisi'ni hesaplayacak ve bu işlem dolayısıyla hesaplanan Katma
Değer Vergisi'ni ödemekle yükümlü olacaktır. Katma Değer
Vergisi uygulaması açısından açık artırma ile satışın yapıldığı yer, muzayede
mahalli durumundadır. Bu nedenle verginin alınması için satış nerede yapılırsa
yapılsın açık artırma ile yapılması yeterli olmaktadır.
Ancak ekonomik ve sosyal şartlar göz önünde tutularak Katma Değer Vergisi
Yasası'nda çeşitli muafiyet ve istisnalar ile indirimlere yer verilmiş olup;
İhracat İstisnası, Araçlar, Petrol Aramaları ve Teşvik Belgeli Yatırımlarda
İstisna, Taşımacılık İstisnası,
Diplomatik İstisnalar, İthalat İstisnası, Sosyal ve Askeri Amaçlı İstisnalarla
Diğer İstisna ve Muafiyetler Katma Değer Vergisi Yasası'nda ve bu yasaya eklenen
geçici maddelerde açıkça düzenlenmiş bulunmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun vermiş bulunduğa bir kararda da vurgulandığı
gibi "Katma Değer Vergisi Kanunu'nda belirtilen istisna ve muafiyetler, kapsam
ve nitelik itibariyle sınırlı olarak sayılmış olup; yasa koyucu, cebri icra yolu
ile yahut müzayede yöntemi ile satılan bir malın alıcısının Katma Değer
Vergisi'nden muaf tutulmasına dair bir düzenleme getirmemiştir." (TC Yargıtay
Hukuk Genel Kurulu, E. No: 2006/12-759, K. No: 2006/760)
Yukarıda da ifade edildiği üzere Katma Değer Vergisi Yasası'nın 19'uncu
maddesinin açık hükmü karşısında; cebri icra yoluyla satılan bir malın
alıcısının diğer yasalardaki vergi muaflık ve istisna hükümlerinden yararlanması
da bu vergi bakımından geçersiz olup, durumu değiştirmemektedir.
Dolayısıyla da cebri icra yolu ile satılan mahcuzu alacağına mahsuben teslim
alan alacaklı Katma Değer Vergisi uygulaması bakımından hukuki niteliği ne
olursa olsun muafiyetten yararlanamayacaktır.
Uygulamada konuya ilişkin olarak ortaya çıkan duraksamalar bu bağlamda tarafları
vergi yargısı dışında da arayışa sürüklemektedir. Ancak konuya ilişkin olarak
ortaya çıkan bir uyuşmazlıkta Yargıtay Hukuk Genel Kurul'u kararı uyarınca
"Katma Değer Vergisi Yasası'nın 19. maddesinde istisna ve muafiyetler sınırlı
olarak sayılmış olup, cebri icra yolu ile yahut müzayede yöntemi ile satılan bir
malın alıcısının Katma Değer Vergisi'nden muaf tutulduğuna dair bir düzenlemeye
yer verilmemiştir." Dolayısıyla bu tür satışlar Katma Değer Vergisi'ne tabidir.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve
Danışmanlık Ltd. Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30 |