|
BİZE GÖRE
Vergi yasaları yeniden yazılacak
Veysi Seviğ - 24 Ocak 2005 Pazartesi - Dünya
Ülkemizde dolaysız vergiler farklı ve fakat birbiri ile bağlantılı iki yasa
çerçevesinde tarh ve tahsil edilmektedir.
Yasal tanımlamadan da anlaşılacağı üzere "Verginin tarhı, vergi alacağının
kanunlarında gösterilen matrah ve nispetler üzerinden vergi dairesi tarafından
hesaplanarak bu alacağın miktar itibariyle tespit eden idari muameledir." Ancak
bu işlem genellikle yükümlüler (mükellefler) tarafından verginin beyan edilen
matrah üzerinden hesaplanarak vergi dairesine bildirilmesi, vergi dairesinin ise
başlangıçta sadece yapılan işlemin doğru olup olmadığını denetlemesi şeklinde
olmaktadır.
Türk vergi sisteminde özellikle 1980 yılından bu yana en çok değişiklik Gelir ve
Kurumlar Vergisi yasalarında yapılmıştır. Bu iki yasa maddelerinde yapılan
değişiklikler yanında bilahere yasalara eklenen ek ve geçici maddeler mevcut
düzenlemeler içersinde olması gereken bağlantıyı zaman içersinde koparmış, bu
nedenle de her iki yasa vergilendirme açısından verimsiz hale gelmiştir.
Yasal düzenleme gereği olarak gerçek kişilerin gelirleri gelir vergisine
tabidir. Gelir; bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve
iratların safi tutarıdır.
Dolayısıyla; bir gerek kişinin bir dönem içersinde elde etmiş bulunduğu tüm
gelirlerin bir beyanname üzerinde toplanarak, toplam miktar üzerinden verginin
tarh edilmesi gerekmektedir.
Oysa yapılan yasal değişiklikler sonucunda bazen ekonomik ve bazen de siyasi
nedenlerle bazı gelir unsurlarının matraha dahil edilmemesi uygun görülmüş olup,
bunun sonucunda Gelir Vergisi Yasası vergilendirme tekniği açısından gerçek
kişinin bir dönem içersinde elde etmiş bulunduğu toplam gelir üzerinden
vergilendirme özelliğini yitirmiş bulunmaktadır.
Kurumlar vergisi ise;
. Sermaye şirketleri,
. Kooperatif,
. İktisadi kamu müesseseleri,
. Dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler,
. İş ortaklıkları,
kazançları üzerinden tarh ve tahakkuk ettirilerek tahsil edilmektedir.
"Kurum kazancı" ise gelir vergisi mevzuuna giren gelir unsurlarından
oluşmaktadır.
Kurumlar Vergisi Yasası'nda da yapılan değişiklikler nedeniyle bazı kurum
kazançlarının vergiden bağışık tutulması öngörülmüş olup, bu bağışıklıkların
sınırı zaman zaman genişletilmiş veyahut da daraltılmıştır.
Ancak günümüzde Kurumlar Vergisi Yasası'nın uygulanışı oldukça karmaşık ve
sorunlu hale gelmiş bulunmaktadır.
Son yıllarda her iki yasa üzerinden yapılan değişiklikler zaman zaman yeni
hukuki sorunların ortaya çıkmasına da neden olmuştur.
Her iki yasanın günümüz koşullarına uygun verimli ve birbiri bağlantılı ve vergi
tekniği açısından kolay uygulanabilir hale getirilmesi artık zorunlu olmaktadır.
Bu konuda ortaya çıkan gereksinim Maliye Bakanlığı tarafından da benimsenmiş
bulunmaktadır.
Edinilen bilgilere göre 2005 yılı içersinde söz konusu yasaların yeniden
yazılması gerçekleştirilecektir.
Bu bağlamda Maliye Bakanlığı tarafından oluşturulacak çalışma grubu yasaların
yeniden yazımını üstlenecektir.
Yasaların yeniden yazımı sırasında, mevcut yasal düzenlemelerin yaratmış olduğu
sonu ve tıkanıklıklar dikkate alınacak ve bu bağlamda daha kolay algılanabilir
ve uygulama kolaylığı olan yeni yasa metinleri ortaya çıkacaktır.
Kanımızca, yapılacak çalışmalarda mali güce göre vergilendirme ilkesinin ön
planda tutulması ve kişilerin gerçek gelirlerini kavrayıcı bir vergilendirme
kuramına doğru yönetilmesi hem vergicilik ve hem de vergilendirmede adalet ve
eşitlik ilkeleri açısından kaçınılmaz olmaktadır
İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve
Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|