Kayıtdışılık ile mücadelede gecikmeyelim

 

25.01.2005

 

Arşiv Arama

 

Önceki Sayfa

 

BİZE GÖRE

Kayıtdışılık ile mücadelede gecikmeyelim

Veysi Seviğ - 25 Ocak 2005 Salı - Dünya


Son aylarda basının ilgisini çeken ekonomik nitelikteki kriminal olayların büyük bir bölümü mevcut bulunan yasal düzenleme boşluklarından kaynaklanmaktadır. Ancak her nedense bu tür olayların durdurulmasına yönelik önlemlerin alınması konusuna yeteri kadar ilgi gösterilmemekte ve mevcut düzenleme boşluklarının doldurulmasına yönelik çalışmalar yapılamamaktadır.

Ülkemizde bazı kişilerin yaşam standartları ile resmi rakamlara yansıyan gelirleri arasında önemli farkların var olduğu bilinmekte ve gözlenmektedir. Basında yer alan bilgi niteliğindeki haberlere göre bu bağlamda ortaya çıkan bazı olayların tarafları gelirleri ile izahı mümkün olmayan yaşamlarını haklı kılmaya yönelik açıklamalar yapabilmektedirler.

Günümüzde var olan karşılıksız çek ve protesto konusu olan senet alacaklarının önemli bir bölümü kayda girmeyen ekonomik işlemlerden kaynaklanmaktadır. Bu durum yargı makamlarını dahi karar vermede duraksamaya düşürmektedir.

Ülkemizde mevcut hukuk düzeni çerçevesinde kişilerin mal varlıklarında ortaya çıkan artışları, aşırı tüketim harcamalarını ve bu değişimin kaynaklarını tespite yönelik herhangi bir bilgiye ulaşmak mümkün değildir.

Diğer yandan yine ülkemizde "Ödünç Para Verme Yasası", "Karaparanın Aklanmasını Önlemeye Yönelik Yasa" ile "Vergi Kimlik" numarası kullanılmasına yönelik özel yasa ile diğer yasalarda yer alan vergi kimlik numarası kullanımını zorunlu kılan yasa maddeleri ile ilgili mevzuat dizesinin yeterince dikkate alınmadığı bilinmektedir.

Maliye Bakanlığı tarafından "Potansiyel Vergi Mükellefi" olarak isimlendirilen kişilerin ne iş yaptıkları, geçimlerini nasıl sağladıkları bilinmediği gibi, vergi idaresi de bu kişilere gereken ilgiyi göstermemektedir. Bu nedenle sicilde mükerrer mükellefiyet kayıtları oluşmuştur.

Piyasada artık açıkça iş yapan tahsilatçılar, tetikçiler, aracılar sunmuş oldukları hizmetler karşılığında kayda girmeyen yüksek miktarlı gelirleri ile yarı bir ekonomik güç haline gelmiş bulunmaktadırlar.

"Hasmının kellesini getirene bir trilyon (bir milyon YTL) ödül" vermeyi taahhüt eden kişinin bu zenginliği nasıl oluşmuştur? Bir günlük yayın organının haberine göre "...çeteler... elde ettikleri parayı aralarında paylaşamadığı için birbirine" girmiştir. (Vatan 10 Ocak 2005) Ödül bu nedenle konulmuştur.

Türkiye adeta kayıtdışı ekonomik faaliyetlerin hakim olduğu bir ülke haline gelmiştir. Devlet Bakanımız konuyu kısaca; "...adları çokça bilinen 50-100 mağazası olan zincirlerde bile "kayıtdışılık vardır. (Sabah 07.01.2005) diyerek kendisine göre bir anlamda gerçeği kabullenmiştir.

Kayıtdışılık artık sadece ticari kesimde faaliyette bulunanlara yönelik bir nitelendirme olarak dikkate alınmamalıdır. Çünkü kayıtdışılık bazı kamu görevlileri ile siyasilerin de tercih ettiği menfaat sağlamaya yönelik bir eylem haline gelmiştir.

Basında yer alan bir haber başlığına göre "Başkanın evine para dayanmıyor" (Milliyet 07 Ocak 2005) Bu ifadenin arkasında yatan gerçek nedir? Bu gerçeğin gün ışığına çıkması gerekir.

Kooperatifin paralarını eşine aktaran muhasebe müdürünün (Hürriyet, 8 Ocak 2005) bu fiili ne kadar zamanda oluşmuştur? Acaba arkasında bazı kayıtdışı işlemler var mıdır?

"230 bin dolarlık evin 175 bin dolara alınması ve alım bedelinin rivayete göre belli bir miktarının Ödünç Para Verme Yasası" hükümleri ile örtüşmeyecek bir şekilde borçlanma yolu sağlanan para ile ödenmiş olması ise karşımıza çıkan ayrı bir konudur. (Daha fazla bilgi için Hürriyet Gazetesi 8.01.2005)

Bir mülki amir kayıtdışı faaliyetin içine düşmüş ve sonuçta bu hatasını hayatı ile ödemiştir.

Yetkisiz, bilgisiz kişilerin borsada oynamak için bir idarecinin parasını elinden almaları kayıtdışılığın tipik örneğidir. Bu gerçek, bir günlük gazetede "...Borsada oynanması için dokuz milyar lira kaptırdığı (kişiyi) suçladı." şeklinde yer almıştır. (Akşam 6 Ocak 2005) Bir başka anlatımla "Saadet zinciri" mülki amiri daha yakmıştır. (Daha fazla bilgi için Sabah 6 Ocak 2005)

Türkiye'de ticari yaşamda tefecilik faaliyetleri ile çek, senet tahsilatı işleri tam anlamı ile özelleştirilmiş olup, bu kişilerin faaliyetlerinden ve faaliyet kapsamından devletin haberi yoktur.

Yanlışlıkla öldürülen bir öğretim üyesinin hemen sonrasında infaz heyeti aynı yerde kendilerine hedef gösterilen kişiyi de öldürerek bir gün önce yaptıkları hatayı telafi etmişlerdir. Bu konuda ise devlet, olayı gecikmeli olarak belirleyebilmiştir.

Fiş vermeyen veya fatura düzenlemeyen ve fakat günlük maişetini temin etmek için çalışan semt bakkalı bu fiilleri nedeniyle cezalandırılırken bir trilyon lira ödül verebilecek ekonomik güce kavuşanlar icraatlarını belli bir süre kendilerine göre başarılı bir şekilde sürdürebilmişlerdir.

"El koyulan kaçak mal" ülkemizde "kaçakçıya emanet edilmiştir" (Hürriyet 05 Ocak 2005) Buna karşılık almış olduğu milyarlarca liralık mal faturası içersinde sadece bir tanesini düzenleyen kişinin adresinin de bulunmaması nedeniyle söz konusu vergi yükümlüsü ceza mahkemesinde yargılanmış ve mahkum olmuştur.

Türkiye'de kayıtdışı faaliyetin önlenilmesi için herkesin geliri ile örtüşebilen harcama ve servet artışına sahip olması gerekir. Örneğin bir kişi eğer ayda bir milyar lira kazanıp bir milyar lira harcıyorsa veyahut da eldeki veriler ve göstergeler çerçevesinde bu kadar harcadığı tespit edilirse bu kişinin mevcut servetinde ortaya çıkan artışın nasıl karşılandığını devletin sorgulaması gerekir? Eğer mevcut yasal düzenlemeler çerçevesinde böyle bir denetim yapılamıyorsa, ortaya çıkan karşılıksız ve dayanaksız servet artışlarının sorgulanması da mümkün olamayacaktır.

Kanımızca "e-devlet" olgusunda en büyük sorumluluk siyasi kimlik taşıyanlara düşmektedir. Çünkü siyasi kimlik taşıyanlar kendileri hakkında ortaya çıkması muhtemel söylentileri önceden önleyebilmek için kendilerini bu bağlamda şeffaflaştırmak, yani hesap verebilir hale getirmek zorundadırlar.

Kayıtdışılık; kurumları, kurumları temsil edenleri, tüm herkesi etkileyen zaman zaman zan altında bırakan ve kanımızca da sorgulanması gereken bir olgu, bir tehlike ve bir hastalık olarak kabul edilmelidir. Kayıtdışılıkla yapılacak mücadelede tüm herkesin görev alması gerekmektedir.

İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30

 

Veysi Seviğ

 

Okunma: 630

Diğer Yazıları

 


Yazarın En Çok Okunan 5 Yazısı

 

Kayıtdışılık ile mücadelede gecikmeyelim