|
2007 yılı gelirlerinin beyan süresi bitiyor
Veysi Seviğ - 21 Mart 2008 Cuma - Referans
Gelir Vergisi Yasası'nın 85'inci maddesi gereği olarak mükellefler, sözü edilen
yasanın ikinci maddesinde yazılı kaynaklardan bir takvim yılı içinde elde
ettikleri kazanç ve iratları için, yasada aksine hüküm olmadıkça yıllık
beyanname vermekle yükümlü tutulmuşlardır. Bu bağlamda yasal düzenleme gereği
olarak beyanı gereken gelirlerin yıllık beyannamede toplanması zorunludur.
Gelir Vergisi Yasası'nın ikinci maddesinde gelire giren kazanç ve iratlar
sayılmak suretiyle belirlenmiştir. Buna göre;
* Ticari kazançlar
* Zirai kazançlar
* Ücretler
* Serbest meslek kazançları
* Gayrimenkul sermaye iratları
* Menkul sermaye iratları
* Diğer kazanç ve iratlar
Gelir Vergisi Yasası'nda aksine hüküm olmadıkça, gelirin tespitinde gerçek ve
safi tutarları ile nazara alınır.
Tacirlerle çiftçiler ve serbest meslek erbabı ticari, zirai ve meslek
faaliyetlerinden kazanç temin etmemiş olsalar bile, yıllık beyanname verirler.
Bu zorunluluk şirketlerin faaliyet ve tasfiye dönemlerini de kapsayacak şekilde
kolektif şirket ortakları ile komanditerler hakkında da geçerlidir.
Yabancı ülkelerde elde edilen kazanç ve iratlar ise
* Mükellefin bunları Türkiye'de hesaplarına intikal ettirdiği yılda,
* Türkiye'de hesaplara intikal ettirilmemesinin mükellefin iradesi dışındaki
sebeplerden ileri geldiğinin belirlenmesi halinde mükellefin bunlara tasarruf
edebildiği yılda,
elde edilmiş sayılır.
Türkiye'de elde edilen gelirlerin hem tam mükellefler hem de dar mükelleflerce
toplanarak beyan edilmesi zorunludur. Ancak Gelir Vergisi Yasası'nda yer alan
bazı düzenlemelerle gelirin beyannamede toplanması ilkesinin istisnaları
bulunmaktadır. Bunların arasında, beyanname verilmeyecek haller, vergiden
istisna kazançlar, yıllara yaygın inşaat ve taahhüt işlerinde elde edilen
gelirin iş bitiminde beyan edilmesini gösterebiliriz.
Yabancı ülkelerde elde edilen gelir unsurlarının vergilendirilmesi, sadece tüm
mükellefler için geçerli bir düzenlemedir. Dar mükellefler bu bağlamda sadece
Türkiye'de elde ettikleri kazanç ve iratlar üzerinden vergilendirilir.
Yabancı ülkelerde elde edilen gelirin Türkiye'de hesaplara intikal
ettirilebilmesi için hukuki ve ekonomik tasarruf imkânının doğmuş olması
gerekir. Hukuki tasarruf gelirin, gelir sahibi tarafından talep edilebilir
ekonomik tasarruf ise gelirin, ödemeyi yapacak tarafından gelir sahibinin emrine
tahsis edilmiş olmasıdır.
Yabancı ülkelerde gelir elde edenlerin, bu gelirlerini hukuki ve ekonomik olarak
tasarruf etmeleri söz konusu değilse, gelirin elde edilmesinden dolayısıyla
beyanname üzerine yansıtılacak ve toplamaya dahil edilecek bir gelirin
varlığından bahis edilemez. Ancak bu bağlamda da hukuki ve ekonomik tasarrufun
bulunduğu durumlarda, diğer gelir unsurları ile toplanmayan yabancı ülkelerde
elde edilen gelirlerin tespiti halinde, bu gelirlerden dolayı cezalı tarhiyata
muhatap olmak söz konusu olabilir.
Yurtdışı gelirlerin Türkiye'deki hesaplara intikal ettirildiği tarih itibariyle
TC Merkez Bankası döviz alış kuru, kazancın tespitinde değerlemeye esas alınacak
kur olmaktadır. Eğer kazanç TC Merkez Bankası'nca kuru tespit ve ilan edilmeyen
bir yabancı para cinsinden elde edilmiş ise kazancın tespitinde esas alınacak
kur Maliye Bakanlığı tarafından ilan edilen kur olacaktır.
Diğer yandan yurtdışında ikamet ettiğinden dolayı dar mükellef konumunda olan ve
bu kapsamda vergilendirilen Türk vatandaşlarının, Türkiye'de tevkif suretiyle
vergilendirilmiş menkul sermaye iratları nedeniyle Türkiye'de beyanname vergi
zorunluluğu bulunmamaktadır. (Danıştay 4. Dairesi E. No: 2005/562, K.No:
2005/1437)
Beyanı zorunlu olan gelirlerin bir beyanname üzerinde toplanarak beyan edilmesi,
mevcut yasal düzenleme gereğidir. Bu bağlamda, Gelir Vergisi matrahının
tespitinde, Gelir Vergisi beyannamesinde bildirilecek gelirden, söz konusu
yasanın 89'uncu maddesinde yer alan indirimlerin yapılması mümkün olmaktadır.
Beyanname üzerinde toplanması ve beyan edilmesi gereken gelirler için süresi
içerisinde beyanın yapılmaması halinde idare re'sen gelirler için mükellefin
matrahını belirleme hakkına sahip olmaktadır. Bir başka anlatımla Vergi Usul
Yasası'nın 30/1'inci maddesi uyarınca vergi beyannamesi kanuni süresi geçtiği
halde verilmemiş ise bu durumda idarece re'sen vergi tarholunur. Gelir Vergisi
Yasası'nın 92'nci maddesi gereği olarak "bir takvim yılına ait beyanname izleyen
yılın mart ayının başından yirmi beşinci günü akşamına kadar ilgili vergi
dairesine" verilir. Bu bağlamda 2007 yılına ait beyana tabi gelirler için
beyanname verme süresi 25 Mart 2008 Pazartesi günü akşamı sona ermektedir.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik
Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd. Şti -
Türkiye' nin En Büyük Mevzuat Portalına Hoş Geldiniz. |