Sosyal güvenlik kurumlarının kaynak sorunları ve çözüm önerileri

 

08.02.2005

 

Arşiv Arama

 

Önceki Sayfa

 

Sosyal güvenlik kurumlarının kaynak sorunları ve çözüm önerileri

Veysi Seviğ - 08 Şubat 2005 Salı - Dünya


Dünyamızın ve ülkemizin en önemli konusu haline dönüşen "Sosyal güvenlik hizmetleri" ile "sosyal güvenlik kurumlarının kaynak sorunları ve çözüm önerileri" sosyal hukuk devleti anlayışı üzerindeki baskısını giderek artırmaktadır.

"Sosyal güvenlik kurumlarının kaynak sorunları ve çözüm önerileri" Maliye Hesap Uzmanları Vakfı tarafından geçtiğimiz yıl "ekonomik ve mali araştırma konusu" yapılmış, geçtiğimiz hafta içerisinde yarışmada dereceye girenlerin de katılımları ile birlikte Ankara'da düzenlenen bir sempozyumda tartışılmıştır.

Başta Maliye Bakanı Sayın Kemal Unakıtan ile bazı milletvekilleri ve ilgili üst düzey bürokratların da katıldığı toplantıda konu tüm boyutları ile irdelenmiş ve yarışmada dereceye giren araştırmacılar kendi görüş ve araştırma sonuçları ile önerilerini açıklamışlardır.

Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Başkanı Sayın Aydın Günter'in açılış konuşmasında sosyal güvenlik kurumlarının kaynak yetersizliğinin nasıl oluştuğu rakamsal veriler dayanak alınarak belirtilmiş ve bu bağlamda üzerinde pek durulmayan ve fakat bugünkü endişe verici hale gelen gelişmeler üzerinde durulmuştur. Şöyle ki;

Ülkemizde Emekli Sandığı'nı gerçek bir sosyal güvenlik kurumu saymak mümkün değildir. Çünkü bu kurumda başlangıçtan itibaren prim esasına dayanmayan bir sistem oluşturulmuştur. Makam ve temsil tazminatları, fiili hizmet zamları nedeniyle emekli maaşı ödemeleri, prim esası ile bağlantılı değildir. Diğer yandan yapılan sağlık yardımları karşılıksızdır.

Son yıllarda her altı ayda bir kamu görevlilerinin ücretlerine yapılan zamlar (ücret artışları) emeklilere de yansıtılmaktadır. Emekli maaşlarında yapılan bu artışlar tamamen siyasi otoritenin kararı ile olmaktadır.

Emekli olanlara ödenen emekli ikramiyesi ise Emekli Sandığı tarafından üstlenilmektedir. Ayrıca sandık birçok sosyal görevi de üstlenmiş bulunmaktadır. Vatani hizmet tertibinden bağlanan aylıklar gibi. Bu haliyle Emekli Sandığı devletin sosyal yardım ve sağlık hizmeti politikalarının mali açıdan yüklenicisi konumuna gelmiştir.

Erken emeklilik nedeniyle Emekli Sandığı'nın aktif çalışanlarının emeklilere oranı 1.60'lara düşmüştür. Bu durum OECD ülkelerinde 6-7 civarındadır. Bir başka anlatımla 6-7 prim ödeyen bir kişinin emeklilik maliyetini yüklenmektedir.

Ülkemizde en geniş sosyal güvenlik hizmeti sunan kurumu SSK'dır. Sayın Günter'in açılış konuşmasında vurguladığı gibi geçmiş tüm iktidarlar Sosyal Sigortalar Kurumu'nu siyasi yatırımın bir aracı olarak kabullenmişlerdir.

"1965'le 1993 yılları arasında biriken fonlar enflasyonun altında negatif faiz veren devlet tahvillerine yatırılmıştır." 1995 yılında Bütçe Yasası'na konulan bir madde ile SSK fonları bir kamu bankasında vadesiz hesaba sıfır faizle aktarılmıştır.

Ülkemizde diğer ülke örneklerinden farklı olarak devlet, son işsizlik sigortası hariç olmak üzere çalışanlar için SSK'ya herhangi bir katkı payı ödememektedir.

Siyasal iktidarlar tarafından 14 defa geçmişe yönelik olarak çıkartılan borçlanma yasaları, Sosyal Sigortalar Kurumu üzerinde mali yük oluşturmuş, kurum tarafından karşılıksız olarak ödenen sosyal yardım zamları toplamı 15 milyar dolara ulaşmıştır.

2003 yılına ilişkin olarak 5 katrilyon lira tahsil edilmeyen prim alacağı yanında kayıtdışı çalıştığı tahmin edilen 4.5 milyon civarında ücretli nedeniyle 11 katrilyon (11 milyar YTL) üzerinde prim kaybı olduğu tahmin edilmektedir.

Ayrıca, uygulanan popülist politikalar nedeniyle 1969 ve 1992 yıllarında emeklilik yaş sınırının kaldırılması suretiyle kurumun mali gücü zayıflatılmıştır.

Sonuç olarak ülkemizde aktif sigortalı/emekli oranı 1.70'lere düşmüş ve izlenen hatalı politikalar nedeniyle 11 yılda Hazine'den Sosyal Sigortalar Kurumu'na aktarılan kaynak miktarı 17 katrilyon liraya (17 milyar YTL) ulaşmıştır.

Ülkemizde sosyal güvenlik sisteminin bir başka ayağı da Bağ-Kur'dur. Başlangıçta kuruluş yasası ile 180 bin kişinin yararlandığı, geçmişe yönelik avantajlı borçlanma olanağı ile sorunlu bir başlangıç süreci yaşayan Bağ-Kur bilahare 7 ayrı borçlanma yasası ile sorunlu hale getirilmiş, prim karşılığı olmayan sosyal yardım zammı ödemeleri, 1992 yılında öngörülen erken emeklilik ile finansman darboğazına sürüklenmiştir.

Bağ-Kur'da aktif sigortalı/emekli oranı 2.33'tür. Sigortalıların yüzde 20'si hiç prim ödememekte, yarısı ise eksik prim ödemesi yapmaktadır. Bağ-Kur'a 11 yılda Hazine'den aktarılan pay 18 katrilyon lira civarındadır.

Son 10 yılda sosyal güvenlik kurumlarının açıkları dramatik olarak artma eğilimindedir. Ortaya çıkan açıklar kamu bütçesinden karşılanmaktadır. Maliye Bakanı Sayın Unakıtan'ın da ifade ettiği gibi 2004 yılında "sosyal güvenlik açığı 19 katrilyon liradır."

Sayın Günter'e göre de "enflasyonun rakamlar üzerindeki yanıltıcı etkisi bertaraf edildikten sonra 1994-2004 döneminde üç kuruma kamu bütçesinden yapılan transferlerin ABD cinsinden tutarı 69.7 milyardır."

Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Başkanı'nın bu tespitleri sosyal güvenlik sistemimizin geleceği açısından önem arzetmektedir. Hesap Uzmanları Vakfı bu bağlamda Sayın Başkan'ın tespitleri de dikkate alındığında geçtiğimiz yılın "Ekonomik ve Mali Araştırma Yarışması" konusunun seçiminde ileri görüşlülüğünü kanıtlamıştır.

Hesap Uzmanları Vakfı, ülkemizin karşı karşıya olduğu ekonomik ve sosyal sorunlara ilişkin araştırma yapmayı ve düşünmeyi özendirmek amacıyla bu tür yarışmaları düzenlemek suretiyle önemli bir görevi ve sorumluluğu da üstlenmiş olmaktadır.

Ankara'da düzenlenen sempozyumda, yarışmada dereceye giren araştırmacı bilim adamları da söz almışlar ve kendi çalışmalarını ve görüşlerini sunmuşlardır. Bu bağlamda yarışmaya katılan;

Sevinç Akbulak ile Yavuz Akbulak tarafından yapılan "Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler" başlıklı çalışma;

Dr. Ercan Duygulu ile Pınar Pehlivan tarafından yapılan "Sosyal Güvenlik Kuruluşlarının Kaynak Sorunları ve Görüş Önerileri" başlıklı çalışma;

Ercan Uzun tarafından yapılan "Sosyal Güvenlik Sistemlerinde Yaşanan Kaynak Sorunu; Uygulanan Parametrik ve Sistemik Reformlar" başlıklı çalışma; kitap haline getirilmiştir.

İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30

 

Veysi Seviğ

 

Okunma: 2786

Diğer Yazıları

 


Yazarın En Çok Okunan 5 Yazısı

 

Sosyal güvenlik kurumlarının kaynak sorunları ve çözüm önerileri