|
Sağlık harcamaları analizi
Veysi Seviğ - 10 Mayıs 2008 Cumartesi -
Referans
Ülkemizde 2000 sonrasında sağlık harcamalarında, kamu sağlık harcamalarında
ortaya çıkan hızlı artışa paralel olarak artış sağlanmıştır. Bu konuda TEPAV
tarafından yapılan çalışmada da belirtildiği üzere Türkiye'de 1999 yılında
toplam sağlık harcamalarının (kamu+özel) gayri safi yurtiçi hasılaya (GSYİH)
yüzde 6,1 (yeni milli gelir serisine göre yüzde 4,5) düzeyinde iken, 2005
yılında özellikle kamu kesimi sağlık harcamalarındaki reel artışın etkisi ile
yüzde 7.4 (yüzde 6) oranında yükselmiştir.
2007 yılında ise bu oranın yaklaşık yüzde 8 (yüzde 6,2) oranına yükseldiği
tahmin edilmektedir. Sağlık harcamaları bu bağlamda iki dönem arasında yaşanan
büyümenin üzerinde artarak, GSYİH'ye oran olarak yüzde 30 düzeyinde bir artış
göstermiştir. Ancak "Sağlık sektöründe kaynağın kimlerden sağlandığı,
finansmanının hangi kurumlar tarafından yapıldığı ve bu kaynakların hangi sağlık
kurumları tarafından ve hangi fonksiyonları yerine getirmek için kullanıldığı
önem taşımaktadır."
Türkiye'de sağlık sektöründe faaliyet gösterip kamu sağlık harcamalarını yapan
temel kurumlar; Sağlık Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumları, Hudut ve Sahiller
Genel Müdürlüğü, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Teşvik Fonu, üniversiteler ve
yerel yönetimlerdir.
Sağlık sektöründe kaynak ve finansman açısından üzerinde durulması gereken bir
özellik vardır. Bu özellik sağlık harcamalarının daha çok bütçe dışı
kaynaklardan karşılanmasıdır.
Sağlık harcamalarında bütçe kaynaklarının kullanılma oranı yüzde 40 olup, bu
oranın yeşil kart ve memur sağlık harcamaları ayıklandığında yüzde 20'lere kadar
düştüğü görülmektedir.
Sağlık harcamalarının ne kadarının gerçek anlamda amaca uygun kullanıldığı
konusu ise tartışmalıdır. Çünkü bu konuda zaman zaman basına da yansıyan bazı
sorunlu olaylardan anlaşıldığı kadarıyla sağlık harcamalarında gri alanlar
mevcuttur.
Ancak 1999 yılında GSYİH'nin yüzde 3,9'u düzeyinde olan genel yönetim sağlık
harcamaları toplamı 2002 yılında yüzde 4,7'ye yükselmiştir. 2004 yılından
itibaren özellikle sosyal güvenlik kurumlarındaki harcama artışının etkisi ile
söz konusu oran 2007 yılında yüzde 5,5'e ulaşmıştır.
Yeni milli gelir serisine göre 1999 yılında GSYİH'nin yüzde 2,9'u düzeyinde olan
genel yönetim sağlık harcamaları toplamı 2002 yılında yüzde 3,8 olmuştur. 2007
yılında bu rakam yüzde 4,1'dir.
Kamu sağlık harcamaları reel olarak artarken kamunun özel sağlık kurumlarından
aldığı tedavi hizmetleri de artmaktadır. 2007 yılında kamu kurumlarının özel
sağlık kurumlarından aldığı hizmetlerinin bedeli 3 milyar YTL (2.3 milyar ABD
Doları) düzeyinde çıkmıştır. Bedeli ödenmeyerek ertelenen harcamaların ise 2.5
milyar dolar civarında olduğu tahmin edilmektedir.
Toplam kamu sağlık harcamalarının yüzde 9'u toplam tedavi harcamalarının ise
yüzde 21'i 2007 yılında özel sağlık kurumlarına kaydırılmıştır. 2002 yılında bu
oranlar sırası ile 3.8 ve yüzde 14'tür.
Bu gelişmeler çerçevesinde, sağlık harcamaları 1999-2007 döneminde reel olarak
yüzde 40 gibi oldukça yüksek bir oranda artmıştır. İstikrar programlarının
uygulandığı bir dönemde sağlık harcamalarının üzerindeki tasarruf baskısını da
yoğunlaşmıştır.
Kamu sağlık harcamalarının reel olarak artmasına, sosyal güvenlik kurumlarının
sağlık harcamalarındaki artış ile yeşil kart harcamalarındaki sıçrama neden
olmuştur. Yeşil kart harcamalarının GSYİH'ye oranı 1999-2007 arasındaki yüzde
254 oranında artarken bu artış sosyal güvenlik kurumlarında yaklaşık yüzde 60
oranında olmuştur. Kamu sağlık harcamalarında bu dönemde yaşanan artışın yüzde
70'i bu iki alandan kaynaklanmaktadır.
Sağlık harcamalarının GSYİH'ye oranı artarken Sağlık Bakanlığı'nın bütçe
büyüklüğü aynı dönemde benzer bir reel genişlemeye muhatap olmamıştır. Bu
bağlamda Sağlık Bakanlığı'nın bütçesine bütçe dışı fonlar eklenmiş ve yeşil kart
harcamaları düşülmüş olarak ele alındığında, 1997-2006 arasında kurum bütçesinin
reel olarak bütçe düşme eğilimi içinde olduğu görülmektedir.
Gerçekte kamu sağlık harcamalarının zaman içerisinde artıyor olmasının, sağlık
hizmetinin kalitesinin de arttığı şeklinde bir izlenim doğurması konusunda ise
dikkatli olmak gerekmektedir. Bir başka anlatımla harcamaların artması ile
birlikte kalitesinin de arttığını beklemek doğru değildir.
Diğer yandan sağlık harcamalarının zaman içerisinde özel kesime kaydırılmasıyla
birlikte ortaya çıkan sorunlar zaman zaman günlük yayın organlarına da yansımaya
başlamış bulunmaktadır. Ayrıca özel kesime kayan hizmet sunumlarının maliyeti de
yine zaman zaman tartışma konusu olmaktadır.
Konuyu ayrıntılı olarak inceleyen TEPAV raporu bu bağlamda yol gösterici ve
aydınlatıcı bir çalışma özelliğini taşımaktadır.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik
Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd. Şti -
Türkiye' nin En Büyük Mevzuat Portalına Hoş Geldiniz. |